MAYIS-HAZİRAN 2018 / DİĞER

Stratejik bir alan olarak tohum


Üzeyir TEKİN    

15.05.2018 

Tohum her zaman tarım için elzem bir girdi olmuştur ancak ekonomik bir değer olması oldukça yenidir. Özellikle geçen yüzyılda tarımda yaşanan gelişim ve ilerleme tohumculuğu endüstri haline getirmiştir.
Tohum hayatın ilk adımıdır. Bu büyük biyolojik çeşitlilik, bu kocaman dünya, değişim, gelişim ve kendimizi içimizde barındırma ve çoğalma, hepsi küçücük tohumla mümkün olmaktadır. Yaratılışın hünerli ve sınır tanımayan güzelliğinin imzasıdır bir bakıma. Üretimin, yeterliliğin, beslenmenin yani varolabilmenin anahtarıdır aynı zamanda tohum.

İnsanın yerleşik hayata geçmesi, tarımı keşfetmesi yani tohumu kullanma becerisi ve onu yeniden kullanabilmesiyle şekillenmiştir. Bundan sonra insanın üretim ilişkileri, toplumsal ilişkileri, ekonomik ilişkileri tümden değişmiş insanlık yeni bir evreye geçmiştir. O günlerden bu günlere tohum insanlığın en önemli metalarından biri olagelmiştir. Günümüzde bu özelliği daha da perçinlenmiş (özellikle teknolojik ve bilimsel gelişmelerle birlikte) artık ülkeler için vazgeçilmez bir güvenlik meselesi ve gelecek tahayyülünün bir parçası olmuştur.

Tohum, insanlık tarihinde zamanla stratejik bir değişim aracı haline gelmiştir. El değiştirmiş, farklı uygarlıklarda hayatı farklı şekillerde etkilemiştir. Tarım uzun süre toplumsal ilişkilerde belirleyici temel ekonomik faktör olmuştur. Zamanla etkisinin azaldığı düşünülmüşse de tarım ve onu belirleyen araçların önemi zamanla daha iyi anlaşılmış ve ülkelerin toplumsal ve ekonomik senaryolarında başat bir rol üstlenmiştir.

TOHUMCULUK ENDÜSTRİSİ

Tohum her zaman tarım için elzem bir girdi olmuştur ancak ekonomik bir değer olması oldukça yenidir. Özellikle geçen yüzyılda tarımda yaşanan gelişim ve ilerleme tohumculuğu endüstri haline getirmiştir. Artık kendi ihtiyacı için üreten, her yıl tohumunu kendi temin eden tarım anlayışından, uzmanlaşmış bir endüstri haline gelmiş, genetik bilimi, bitki ıslahı ve biyoteknoloji alanlarında gelişmelere paralel olarak büyüyen bir ekonomik faaliyet alanına evrilmiştir. Teknolojik gelişmelerle birlikte hibrit tohumların sağladığı avantajlar ve üretim artışı, bu alandaki rekabeti yoğun bir şekilde artırmıştır. Dünya çapında oldukça büyük bir Pazar haline gelmiştir tohumculuk.

Günümüzde tarım ve tarımın temelini oluşturan tohumculuk stratejik bir sektör durumundadır. Tohumculuk artık ülkelerin kendi yeterliliğinin hatta özgürlüğünün anahtarı olarak görülebilmektedir. Dünya nüfusunun hızla artması, iklim değişikliklerin orta vadede yol açacağı sorunların etkisi, beslenme ve gıdaya ihtiyaçtaki sürekli artış ve dengeli beslenmenin gerekliliği gibi nedenlerle tarımsal ürünlerin ve suyun önemi gittikçe artmaktadır. Bu hassas durum üretim ilişkilerine yeni boyutlar kazandırmakta, ülkeler arası dengeleri yeniden şekillendirebilmektedir. Gıda güvenliği, tohum çeşitliliği ve verimliliği ülkelerin tarım politikaların merkezini oluşturmaktadır. Güçlü bir tohum politikası olmayan ülkelerin tarımsal alanda ilerleyebilmesi oldukça güçtür. İleri teknoloji, yoğun bilimsel çalışmalar gerektiren tohumculuk, gelecek senaryolarının şekillendirici sektörlerinden biridir artık.

TÜRKİYE'NİN DÜNYA TOHUM SEKTÖRÜNDEKİ YERİ

Türkiye hem iklim koşulları hem de konum olarak tohum yetiştiriciliği açısından oldukça uygun bir ülkedir. Bu durumu son zamanlarda iyi değerlendirip tohumculuk ve tarımsal üretim alanında önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bizim en büyük hazinelerimizden olan yerli tohumların korunması, biyolojik çeşitliliğin sürdürülmesi açısından yerli tohumun stratejik değerinin bilincinde olan çalışmalarıyla özel sektör ve devlet kurumları bu konuda hem yasal hem de bilimsel olarak yoğun çalışmalar yürütmüştür. Türkiye’nin sertifikalı tohum üretiminde gösterdiği başarı, başta Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve TİGEM’in yoğun çabaları ve AR-GE’ye yapılan yatırım sonucunda, Türkiye yüksek verimli, kaliteli, uluslararası standartlarda tohum üretimi yapmakta pek çok ülkeye bu tohumları ihraç etmektedir. Ülke olarak tarım alanında yapılan reformlara devam etmeli, bilimsel gelişmelere yön vermeli, geleceğimiz için elzem olan bu sektöre bakışımızı sürekli yenileyerek daha da belirleyici konuma gelmeliyiz.