MAYIS-HAZİRAN 2022 / KAPAK KONUSU

Korunan alanlara 52 milyon ziyaretçi


Murat ÖZKAN    

13.06.2022 


Ülkemizde milli park, tabiat parkı, tabiat anıtı, tabiatı koruma alanı gibi adlara sahip doğa koruma alanları ile ilgili Osmanlı Devletinden başlayarak günümüze kadar pek çok düzenleme yapılmıştır. Cezbedici özelliğe sahip bu alanlarımızı korumak ve yönetmekle sorumlu bir genel müdürlük olan Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün faaliyet alanlarını, hangi çalışmalara ağırlık verildiğini, ziyaretçi yönetim süreçleri ve bu alanların genişletilmesi gibi birçok konuda merak edilenleri Genel Müdür İsmail Üzmez ile siz dergimiz okuyucuları için konuştuk.

Ülkemizin korunan alan potansiyelini ve bu alanların barındırdığı zenginlikleri korumak ve yönetmekle sorumlu bir kurum olarak yaptığınız çalışmaları bize kısaca anlatabilir misiniz?
 
Bu sorunuza öncelikle korunan alanın ne olduğunu anlatmakla cevap vereyim. Korunan alanlar; biyolojik çeşitliliğin, doğal ve bununla ilişkili kültürel kaynakların korunması, devamlılığının sağlanması amacıyla ilgili mevzuata göre yönetilen kara ve deniz alanlarıdır. Milli park, tabiat parkı, tabiat anıtı, tabiatı koruma alanı gibi alanlar bunlara örnek gösterilebilir.
 
Genel Müdürlük olarak bizler, ülkemizin korunan alan potansiyelini ve bu korunan alanlarımızın barındırdığı zenginlikleri korumak ve yönetmekle sorumlu bir genel müdürlük olarak tabiatın korunması ve bozulmadan gelecek nesillerimize aktarılması için çalışmaktayız. 
 
Korunan alanlar neden önemli?
 
Türkiye biyoçeçitlilik açısından dünyanın en zengin ülkelerinden biri. Bu çeşitliliğin oluşmasında; iklimsel, topoğrafik, jeolojik ve jeomorfolojik çeşitliliğin, habitat çeşitliliğinin, Anadolu Diyagonali’nin doğu ve batısındaki ekolojik farklılıkların, 3 fitocoğrafik bölgenin kesiştiği yerde bulunmasının etkili olduğu söylenebilir.
 
Böylesine bir biyolojik çeşitliliğe sahip olmak bizlere ayrı bir mesuliyet de yüklüyor. Gerek coğrafi konumumuz, gerek iklim farklılıkları, gerekse de toprak yapımız sayesinde biyolojik çeşitliliğimizi korumak ve gelecek nesillere aktarmak için büyük bir azimle çalışıyoruz.  Geleceğimizin garanti altına alınabilmesi için korunan alanların anahtar rol oynadığının farkında olarak alanlarımızın ve biyolojik çeşitliliğin korunması, sürdürülebilir kullanımı için gerekli tüm tedbirleri alarak hayata geçiriyoruz. Doğayı korumak aslında geleceği korumaktır. 
 
Ülkemizdeki korunan alanların tarihsel sürecinden bize kısaca bahsedebilir misiniz? 
 
Doğa koruma kavramı esasında yeni bir kavram olmamakla birlikte tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Türkiye’de ilk bilinçli koruma kavramı, Osmanlı İmparatorluğu zamanına ulaşmaktadır. Öyle ki Fatih Sultan Mehmet, “Ormanlarımdan dal kesenin başını keserim” diyerek ormanları korumanın ne denli büyük bir öneme sahip olduğunu ifade etmiştir. 
  • 1858 tarihli Arazi Kanunnamesi,
  • 1870 yılında çıkarılan Orman Nizamnamesi,
  • 1937 yılında çıkarılan Orman Kanunu ve Kara Avcılığı Kanunu
  • 1951 yılında İstanbul Belgrad Ormanları’nın “Muhafaza Ormanı” olarak ilan edilmesi,
  • 31 Ağustos 1956 tarih ve 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 4. ve 25. maddelerde “Milli Park” teriminin yer alması
  • 1983 tarihli 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu ve 1986 tarihli Milli Parklar Yönetmeliğinin yürürlüğe konulması (Böylece, milli parklar Orman Kanunu’ndan ayrı tutulmuştur).

Haber Görseli

 
TOPLAMDA 631 ADET (3.322.570,97 HA) KORUNAN ALAN İLAN EDİLDİ
Korunan alanlarımızın sayısı ve toplam alanı ne kadar?
 
Toplamda 631 adet (3.322.570,97 ha) korunan alan Genel Müdürlüğümüz uhdesinde yer almaktadır.
 
Sürdürülebilir bir alan yönetimi, yani koruma ve kullanma dengesi bakımından hangi çalışmalara ağırlık vermektesiniz? Tür ve alanları korurken neler yapılmakta?
 
2873 sayılı Milli Parklar Kanunu doğal kaynaklarımızın sürdürülebilir kullanımını sağlamak, ülkemizin biyolojik çeşitliliği ile diğer tüm bitki ve hayvan varlıklarını, tarihi, kültürel, arkeolojik ve peyzaj zenginliklerini korumak ve geliştirmek için yasal çerçeveyi teşkil etmektedir.
 
Genel müdürlüğümüz ülkemizdeki milli park, tabiat parkı, tabiat anıtı ve tabiatı koruma alanı gibi korunan alanların tespiti, korunması, geliştirilmesi, tanıtılması, yönetilmesi, işletilmesi veya işlettirilmesi ile ilgili işleri yürütmekte ve denetlemektedir. Korunan alanlarımızın etkin ve sürdürülebilir yönetimi için izleme ve denetleme faaliyetleri en önemli yönetim araçlarımızdan birisidir. Bu çerçevede Bakanlığımız personeli tarafından ilgili bölge müdürlüklerimizle koordineli olarak yürütülen denetleme faaliyetleri korunan alanlarımızın idari, mali, teknik ve yasal tüm hususları itibariyle ne derece etkin yönetilip yönetilmediğinin tespiti ve gerekli bulunması halinde tavsiyelerde bulunulması açısından son derece önemli araçlardır.
 
Diğer taraftan çalışmaları genel müdürlüğümüz tarafından yürütülen gelişme planları sürdürülebilir alan yönetimi için kullandığımız en önemli araçlarımızdan bir diğeridir. Türkiye’de korunan alanlar için etkin yönetim ve sürdürülebilirliği hedefleyen koruma-kullanma kararları gelişme planları ile belirlenmektedir. Söz konusu gelişme planlarının hazırlanması ve/veya uygun disiplinler arası ekipler tarafından hazırlattırılması, bu planların uygulanması ve denetim/kontrol görevi de genel müdürlüğümüz görevleri arasında yer almaktadır.
 
Ülkemizde korunan alanların etkin ve sürdürülebilir yönetimi için ulusal mevzuatın zorunlu kıldığı hususlarla birlikte; korunan alanlarımızda uluslararası sözleşmeler ile belirlenen koruma ve kullanma esasları uluslararası mevzuat uyarınca koruma altına alınan bitki ve hayvan türleri, bitki ve hayvan türü genetik kaynaklarının korunması ve iyileştirilmesi ile ilgili uluslararası mevzuat hükümleri de dikkate alınmaktadır. İlave olarak ulusal ve/veya uluslararası fon kaynakları kullanılarak hazırlanan projeler de korunan alanlarımızdaki her bir doğal, kültürel, tarihi değerimizin, peyzaj ve biyolojik zenginliklerimizin korunmasına önemli katkılar sağlamaktadır.

Haber Görseli

YILLIK 52 MİLYON ZİYARETÇİ KORUNAN ALANLARI ZİYARET ETMEKTEDİR
Korunan alan ilan edilen alanlar, her ülkede olduğu gibi ülkemizde de cezbedici bir özelliğe sahip. Bu alanlara ziyaretçilerin ilgisi nasıl? Yıllar itibariyle ziyaretçi sayıları ile ilgili neler söylersiniz?
 
İlan ettiğimiz korunan alanlarımızda vatandaşlarımızın doğada daha fazla vakit geçirmesini sağlamak amacıyla 2021 yılı içerisinde Doğa Turizmi Bilgi Sistemleri çalışması gerçekleştirilmiş ve çalışmanın bir sonucu olarak ekotaban web sitesi ve mobil uygulaması ziyaretçilerimizin kullanımına açılmıştır. Ekotaban sitemizde ve mobil uygulamamızda Genel Müdürlüğümüz uhdesinde bulunan tüm korunan alanlarımıza ait fotoğraflar, videolar, genel bilgiler, tesis imkanları, ziyaretçi kapasitesi, bu alanlarda gerçekleştirilebilecek doğa turizmi aktiviteleri, konaklama seçenekleri ve yürüyüş parkurları gibi pek çok bilgi ziyaretçilerimizin erişimine açılmıştır. Ayrıca ziyaretçilerimizin alanı ziyaret etmeden önce bilgi sahibi olabilmesi ve korunan alanlarımızın görünürlüğü ve erişilebilirliğinin artırılması amacıyla sanal turlar çekilmeye başlanmış ve ekotaban web sitesi üzerinden ziyaretçilerimizin hizmetine açıldı.  
 
Korunan alanlarımızda doğa turizmi kapasitesini geliştirmek amacıyla hizmet tesisleri, yürüyüş yolları, kuş gözlem kuleleri ve benzeri altyapı ve üstyapı tesisleri kapsamında 2021 yılında birçok tesis kazandırıldı. 2022 yılında da bu kapsamda çalışmalarımız devam edecektir. Doğa turizminin geliştirilmesi ve çeşitlendirilmesi amacıyla Genel Müdürlüğümüze bağlı 81 İl Şube Müdürlüğümüz ve 10 Milli Park Müdürlüğümüz koordinasyonunda 2021 yılında 325 doğa turizmi faaliyeti gerçekleştirildi. 2022 yılında bu kapsamda 330 faaliyet gerçekleştirilmesi öngörülmektedir.
 
Tüm dünyada yaşanan küresel pandemi sebebiyle insanların tatil anlayışları değişmiş ve doğal alanlar tercih edilmeye başlanmıştır. Bu süreç de Genel Müdürlüğümüzce dikkatli bir şekilde değerlendirilmiş ve ziyaretçilerimizin değişen taleplerine cevap vermek amacıyla korunan alanlarımızda glamping alanları düzenleme çalışmalarımız devam etmektedir. 
 
Genel müdürlük olarak turizme önemli katkılar sağlamaktayız. Cezbedici özelliği ile ön plana çıkan alanlarımızda ziyaretçi planlaması, uzun devreli gelişme planları, doğa turizmi faaliyetleri gibi birçok faaliyet ile ülke turizminin gelişmesine katkılar sunmaktayız. Ülkemizdeki korunan alanlara ilgilinin yüksek seviyede olduğunu söylemek mümkündür. Korunan alanlarımızdaki ziyaretçi sayısı 2019 yılı için 51 milyon 832 bin 448 kişi olarak gerçekleşti. Küresel salgın nedeniyle ziyaretçi sayısında 2020 düşüş yaşandı ve bu sayı 2019 yılına göre yüzde 36,7 azalma ile 32 milyon 796 bin 840 kişi olarak gerçekleşti. Diğer taraftan 2021 yılında toplam ziyaretçi sayısı 2019 yılını yakalayarak tekrar 52 milyon seviyesine ulaştı (51,756.443 kişi). 
 
Son yıllarda ilan edilen tarihi milli park sayısı artmakta, bu alanlara özel yürütülen çalışmalardan bize kısaca bahsedebilir misiniz?
 
Son yıllarda Sakarya Meydan Muharebesi, Kop Dağı Müdafaası, Malazgirt Meydan Muharebesi ve İstiklal Yolu Tarihi Milli Parkı olmak üzere 4 adet tarihi milli park ilan edildi. Malazgirt Meydan Muharebesi Tarihi Milli Parkında 2018 yılından itibaren Malazgirt Zaferi’nin yıldönümü kutlamaları Sayın Cumhurbaşkanımızın katılımıyla her sene 26 Ağustos tarihinde gerçekleştirilmektedir. Alan içerisinde peyzaj ve çevre düzenleme çalışmaları yapıldı. Bu yıl ise milli park içerisinde yerleştirilecek güneş panellerinden elektrik üretilerek milli parkta kullanılması amaçlanmış olup, ihtiyaç fazlası elektrik üretilmesi halinde ise fazla kısmın elektrik şebekesine verilmesi planlanmıştır.

Haber Görseli

Başkomutan Tarihi Milli Parkının en önemli kaynak değerlerinden biri olan Afyonkarahisar İli Merkez İlçesinde bulunan Zafer Müzesi’nin güçlendirme ve restorasyon çalışmalarına 2021 yılında başlanılmış olup, restorasyonun tamamlanmasına müteakip müzenin yeniden düzenlenerek açılması planlanmıştır.
Sakarya Meydan Muharebesi Tarihi Milli Parkı’nda, yaklaşık 130 bin metre siper haritalanmış, 153 farklı noktada 4 binden fazla kayıp şehidimiz bulunmuştur. Sakarya Meydan Muharebesi sırasında Haymana Hastanesi olarak kullanılan bina restore edilerek "Haymana Ziyaretçi ve Tanıtım Merkezi" olarak, Polatlı Kartaltepe'de bulunan yapı tamamlanarak "Sakarya Meydan Muharebesi ve Türk Tarihi Tanıtım Merkezi" olarak hizmet vermeye başladı.
 
Sulak alan, mağara veya herhangi bir koruma statüsüyle koruma atına alınmamış hassas alanlarda ne tür çalışmalar yapmaktasınız?
Statü verilmemiş sulak alanlar, ilgili mevzuat kapsamında Mahalli Sulak Alan Komisyonları tarafından alınan ilke kararları ile yönetilmektedir. Ayrıca Bakanlığımız sulak alan veri sistemi olan SAYBİS’e kayıt edilmektedir.  Statüsüz sulak alanlarda ekosistemi etkileyebilecek faaliyetler statülü alanlarda olduğu gibi Bakanlığımız iznine tabidir. Statüsüz alanlarda Bakanlığımız etüt envanter çalışmalarını tamamladıktan sonra Mahalli Sulak Alan veya Ulusal Sulak Alan olarak alan tescil edilmektedir.
 
Herhangi bir koruma statüsü verilmemiş mağaralarla ilgili ise, genel müdürlüğümüz ve bölge müdürlüğümüz personeliyle birlikte ön inceleme araştırma faaliyetleri yürütülmektedir. Özellikli ve korunması gerekli mağaralara da genel müdürlüğümüzün  yetki ve sorumluluğundaki koruma statülerinden uygun olan statü verilerek koruma altına alınmaktadır.
 
TOPLAM KORUNAN ALAN ÜLKE YÜZÖLÇÜMÜNÜN YÜZDE 4,4’Ü
Korunan alanların yönetimi, sayı ve miktar olarak artırılması noktasında gelecekle ilgili beklentileriniz nelerdir?
 
Genel Müdürlüğümüzce hâlihazırda Türkiye genelinde 3 milyon 322 bin 570 hektarlık doğal alan korunan alan olarak belirlenmiştir. Bu büyüklük Türkiye’nin yüzde 4,4’üne tekabül etmektedir. Mevcutta 631 adet olan korunan alan sayısı, Bakanlığımızca yürütülen 2019-2023 stratejik planı çerçevesinde 2022 yıl sonu 645, 2023 yıl sonu 660 ve 2030 yıl sonu için ise 700 adet korunan alan sayısına kümülatif olarak ulaşmayı hedeflemektedir.
 
Vatandaşların bu alanları kullanırken dikkat etmesi gereken konular hakkında neler söylersiniz?
 
Korunan alanlarımız ülkemizdeki en özel ve en nadir doğal, tarihi, kültürel, biyolojik değerleri, zenginlikleri barındıran yerlerimizdir. Vatandaşların korunan alanlarımızı ziyaret ederken bu konudaki hassasiyetleri en üst noktada olmak zorundadır. Korunan alanlarda yapılması ya da yapılmaması gerekenler de Bakanlığımız koordinasyonunda ilgili bölge müdürlüklerince uyarı levhaları ile belirlenmiş durumdadır. Vatandaşlarımızın bu uyarıları dikkate almaları gerekmekte olup, ekosistemi tahrip edici herhangi bir faaliyet konusunda her zaman dikkatli ve tedbirli olmalarında fayda bulunmaktadır. Gayemiz alanlarımızı korumak, tahribatı azaltmak, geliştirmek, koruma kullanım dengesi ile sürdürülebilir bir şekilde alanlarımızın yönetimini sağlayıp, vatandaşımızın istifadesine sunmaktır. Bu ortak gaye ile her türlü işbirliğine açığız.

doğa millipark korunanalan turizm yönetim