MART-NİSAN 2022 / BİTKİSEL ÜRETİM

Ülkemizde marul üretimi


Müge ÇEVİK    

12.04.2022 


Salataların ana malzemelerinden, diyetlerin olmazsa olmazı marul tam bir sağlık deposu. Marul çeşitleri, içerdiği vitamin ve mineraller ile beslenme programımızda büyük bir yer almayı hak ediyor. Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Ziraat Yüksek Mühendisi Şule Kökpınar, marulun anavatanından ülkemizdeki üretimine, ithalat ve ihracatından besin değerlerine kadar birçok konudaki sorularımızı dergimiz için cevaplandırdı.

Marul ve salataların anavatanı, sistematikteki yeri ve sınıflandırılması hakkında kısa bir bilgi verir misiniz?
 
Salata grubu sebzeler içinde yer alan marul ve salataların orijini Mısır olarak bilinmektedir. Mısır’dan, Yunanistan, Romanya ve Akdeniz bölgesine yayılmıştır. Marul yetiştiriciliği ile ilgili ilk yazılı kaynaklar, M.Ö. 550 yılında, bir Fars Mahkemesinde, yenildiğini söyleyen Herodot’a aittir. Avrupa'da marul ve salataların yetiştiriciliğinin ilk göstergesi marul ve salataların 4 tipinden bahseden Schöffer’in (1485) bitkisel materyalleridir. Marul ve salatalar yeni dünyaya, Kristof Kolomb tarafından getirilmiştir. Peter Martyr, 1494 yılında Isabela adasında var olduğunu bildirmiştir. Bunu takip eden 400 yıl içinde ise ABD’de gevşek başlı gevrek olarak bilinen Batavia tipi marul yetiştiriciliği yapılmıştır. En ilkel formları hayvanlardan tarafından tüketilmekte, yağ yapımı için kullanılmakta idi. Daha sonraki yıllarda yapılan ıslah çalışmaları ile marul ve salataların farklı tipleri ortaya çıkmış, bu günkü kültür formlarının atasının yabani form olan L. serriola türünden geldiği bildirilmiştir.
 
Latince adı Lactuca sativa olan marul ve salatalar Compositae familyasına ait tek yıllık serin iklim sebzesidir. Genel olarak,  yaprak salata (kıvırcık), marul ve baş salata (Atom) olarak gruplandırılan bu türün şekil, büyüklük ve renk bakımından oldukça farklı çeşitleri bulunmaktadır. Yaprak şekli, büyüklüğü ve tekstürü, baş yapısı ve gövde tipi şekillerine göre de sınıflandırma yapılmaktadır.
 
Marul ve salataların iklim ve toprak istekleri nelerdir? Yetiştirme tekniği hakkında bilgi verir misiniz?
 
Marul ve salatalar soğuğa kısmen dayanıklı, nemli hava koşullarına gereksinim duyan serin, ılık iklim sebzesidir. Yazları serin geçen bölgelerde yaz yetiştiriciliği de mümkündür. Bu bakımdan yaz aylarında 1000-1500 m olan yayla kesiminde yazlık çeşitlerin yetiştirilmesi mümkündür. Marul ve salata gruplarının sıcağa karşı duyarlılıkları farklılık gösterir. İyi bir baş oluşumu için düşük sıcaklıkta yavaş büyüme idealdir. Marul ve salata yetiştiriciliğinde en uygun sıcaklık derecesi 15.5 ile 18.3 santigrad derece arası ise de 18 santigrad derecenin üzerindeki sıcaklıklarda vejetatif devreden generatif devreye geçiş başlar. Marullar donlara karşı da oldukça dayanıklıdırlar. Açıkta yapılan yetiştiricilikte bitkiler -4, -5 santigrad derecelik düşük sıcaklıklara fazla bir zarar görmeden dayanabilmektedirler.
 
Marul ve salataların en iyi yetiştiği toprak tipleri, kumlu-tın ve killi-tın arasında kalan topraklardır. Yüzeysel köklü olduğu için toprağın 20-30 cm’lik üst kısmının yeterli besin maddesi içermesi gerekir. Toprak besin maddeleri ve organik maddece zengin olmalı, su tutma kapasitesi yerinde olmalıdır. pH: 6.0-7.0 arasında olmalı, 6.0’nın altında olduğu durumlarda toprağa kireç ilavesi yapılmalıdır. Münavebede marul ve salatalardan sonra marul ve salatalar getirilmemelidir. Marul ve salatalar münavebede iyi sonuç veren bitkiler domates, kabakgiller, mısır, ıspanak, kırmızı pancar ve havuçtur. Şiddetli yağışlar baş salatalarda (yedikule) başın oluştuğu devrede olur ise başlar büyük fakat gevşek olmaktadır. Marul ve salatalar, toprak tuzluluğuna orta derecede hassastır. Suda 2-4 ppm aradığında yer alan Bor’a dayanıklıdır. Toprakta tuz fazla olur ise başlar küçük kalır, fide yetiştiriciliğinde ise tohumların çimlenmesini engeller veya çimlenenler büyüyemez.

Haber Görseli

Marul ve salataların büyüme periyodu kısa olduğu için gübre istekleri de fazla olmaktadır. Dikimden önce toprak örneği alınarak analiz yaptırılmalı ve tavsiyeler dikkate alınmalıdır. Diğer sebzeler ile karşılaştırıldığı zaman ve salataların fosfor ihtiyacı fazladır. Dekara 5 ton ahır gübresi verildiği düşünülürse, sera koşullarında 25 kg/da Triple Süper Fosfat, 50 kg/da Potasyum Sülfat, açık tarla koşullarında 6.5 kg/da Triple Süper Fosfat, 20 kg/da Potasyum Sülfat verilebilir. Sıcak mevsimdeki yetiştiricilikte kullanılacak azot mitarı, serin mevsime göre daha azdır. Toprakta azot miktarının artması marul ve salatalarda nitrat birikimini artırdığı için saf azot dozunun 14 kg/da’ın üzerine çıkmaması gerekir. Dünyanın birçok ülkesinde marul ve salata yetiştiriciliğinde dekara 0.5 ton çiftlik gübresi, 12 kg N, 12-18 kg P2O5, 28 kg K2O verilmektedir.
 
Fosforlu ve potaslı gübreler fide dikiminden önce, azotun yarısı fide dikimi esnasında diğer yarısı gelişme döneminde sulamalardan önce verilmelidir. Ana besin maddelerinin yüzde 70’i hasattan 3-4 hafta önceki dönemde alınmaktadır.
 
Ülkemizdeki marul ve salataların üretim, tüketim ve ihracat rakamları nedir?
 
Dünya genelinde marul ve salata üretiminde birinci sırayı Çin alırken, ikinci sırayı ABD, üçüncü sırayı ise Hindistan almaktadır. Hindistan’ı sırası ile İspanya, İtalya, İran, Japonya, Türkiye, Meksika ve Almanya takip etmektedir. Verim adet olarak hesaplanmaktadır. Ülkemiz koşullarında dekardan 7-8 bin civarında ürün elde edilmektedir. Bunun ağırlık olarak karşılığı dekara 3-4 ton verim demektir. 2021 yılında Türkiye marul ve salata üretim değerlerine baktığımız zaman 96 bin 046 dekar alanda 234 bin 048 ton yaprak salata (kıvırcık) üretimi, 83 bin 576 dekar alanda 212 bin 091 ton marul üretimi, 31 bin 730 dekar alanda 94 bin 430 ton baş salata (atom) üretimi yapılmıştır.  
 
İlk üçe giren illerimizi değerlendirdiğimiz zaman yaprak salata (kıvırcık) üretiminde Sakarya (31 bin 819 ton), Antalya (58 bin 232 ton), Tokat (28 bin 016 ton), marul üretiminde Adana (58 bin 232 ton), Antalya (22 bin 829 ton) ve Mersin (20 bin 453 ton), baş salata (atom) üretiminde Ankara (52 bin 726 ton), Mersin (13 bin 320 ton) ve Adana’nın (8 bin 600 ton) yer aldığı görülmektedir. Ülkemizde de kişi başına ortalama marul ve salata tüketimi 2018-2020 yılları arasında yıllık ortalama 5.2 kg olarak gerçekleşmiştir. 
 
Ülkemizde en fazla marul ve salata üretimi plastik seralarda yapılmaktadır. Özellikle yaprak salata (kıvırcık) üretiminin fazla yapıldığı dikkat çekmektedir. Örtü altında en fazla marul ve salata üretimi yapan illerimizin, Adana, Antalya ve Bilecik olduğu görülmektedir. 2019 yılı verilerine göre yurt dışına ihraç ettiğimiz marul ve salata miktarı 5 bin 479 ton, kazancımız 2 milyon 796 bin dolardır. İthal ettiğimiz miktar ise 931 ton, giderimiz ise 304 bin dolardır. 

Haber Görseli

KARBONHİDRAT VE PROTEİN ZENGİNİ 
Marul ve salataların faydaları ve besin değerleri hakkında da bilgi verir misiniz? En faydalı olan marul ve salata çeşidi hangisidir?
 
100 g marul ve salata 16 kcal’dir. Yüzde 54 karbonhidrat, yüzde 31 protein, yüzde 15 yağ içermektedir. İçerdiği vitamin ve mineral maddeler ile iştah açıcı sebzeler grubunda yer almaktadır. Bir diyet sebzesi olan marul ve salata yaprakları yüzde 94-95 oranında su içermektedir. Yine 100 g taze marul ve salata yaprağı; 6-8 mg C vitamini, 20-25 mg kalsiyum, 40 mg fosfor ve 1.5 mg demir içermektedir. 
 
Demir eksikliğinden kaynaklanan anemi hastalığı ve saç dökülmesine karşı bünyeyi güçlendirir, karaciğer ve dalak şişliğini, sarılığı giderdiği, kadınlarda adet dönemlerinin zamanında ve ağrısız olmasını sağladığı bilinmektedir. İçerdiği K vitamini gebelik döneminde anne adaylarının ihtiyaç duyduğu vitaminlerin başında gelir. Uyku sorunlarını giderebilir, etkili bir idrar söktürücü, protein deposudur. Kilo vermeyi kolaylaştırır, toksinleri temizler, şeker seviyesini düşürür. Yüze sürüldüğünde sivilceleri giderir, kalp ve damar sağlığını korur. Marul ve salatalar çeşitlerinin besin içeriği yaprak salataya (kıvırcık) göre daha fazladır. Kırmızı yapraklı salata çeşitlerinin ise fenolik içerikleri ve antioksidan kapasiteleri daha yüksektir.
 
TOPRAKSIZ TARIMLA ÜRETİMİ
Topraksız tarım şeklinde üretimi hakkında bilgi verir misiniz? Toplam üretimin ne kadarı topraksız tarım yöntemiyle gerçekleşiyor?
 
Dünyada ve ülkemizde marul ve salata hidroponik sistemde yetiştiriciliği ağırlıklı olarak yapılan bitkilerden birisidir. Besin ihtiyacı az olması ve tüketimi fazla olan bu bitkinin üretim kolaylığı da hidroponik sistemde seçilme sebebidir. Türkiye’de serada yapılan üretimin yüzde 1’i topraksız tarım ile gerçekleştirilmektedir.
 
Topraksız tarımın avantajları nelerdir? 
 
Toprak kullanımına gerek duymazsınız. Sahip olduğunuz alandan maksimum verim elde edersiniz. İklim, nem, sıcaklık, ısı ve ışık kontrolleri tamamen sizin elinizde olur. Topraklı tarıma göre yüzde 90 su tasarrufu sağlanır. Toprak dinlendirme gibi bir derdiniz olmaz. Bitkilerin ihtiyacını daha iyi karşılarsınız. Topraklı tarıma göre yüzde 45 daha kısa mahsul elde edersiniz. Hastalık oranı topraklı tarıma göre daha düşüktür. İlaç kullanmanıza gerek kalmaz. Bu sayede daha organik ürünler elde edersiniz. Topraklı tarıma göre daha çevrecidir. Mazot kullanımı gibi bir derdiniz olmaz. Ticari işletmeler için otomasyona uygundur. Yabani otlar ile uğraşma derdiniz olmaz. Mahsuller, topraklı tarım ürünlerine göre daha temizdir. Daha az iş gücüne ihtiyaç duyulur.

Haber Görseli

Topraksız tarıma başlamadan önce yetiştireceğiniz mevsim, iklim, sıcaklık, ışık durumunuz, potansiyel hastalık riskleri, pazarınızı dikkate alarak çeşit seçimi yapılmalıdır. Bu sistemde özellikle yaprak salata (kıvırcık) tercihi yapılmasında fayda vardır.
 
"Tohuma kalkma"  sorununun nedeni sıcaklık olduğundan, sıcak bir bölgede yaşıyorsanız (29-32 santigrad derece) raft culture sistem dediğimiz, yüzdürmeli yöntemi seçmeniz ve besin çözelti suyunu 21 santigrad dereceye düşürmeniz, tohuma kalkma hızınızı yavaşlatacaktır. Yetiştirme ortamı olarak kaya yünü ya da perlit seçebilir. Perliti ya da kaya yününü ıslattıktan sonra ekim yapabilirsiniz. Çimlenmeden önceki 1-2 gün tohumlar 4.5 santigrad derecede tutulur. Tohumların ekilecekleri ortam 0.5 ms EC değerindeki besin çözeltisi ile ıslatılır ve tohumlar ekilir. Tohumlar çatlayıp çimlenme gerçekleştikten sonra fidelerin yerine alınması 12-18 gün sürer ve bitki 2-3 yapraklı hale gelene kadar devam eder. Fide döneminde; gündüz sıcaklığının 18-21 santigrad derece, gece sıcaklığının 13-16 santigrad derece, karbondioksit (CO2) miktarının gün boyu 1000 ppm olmasına; optimum pH’ın 5.5-6.0 arasında, besin çözeltisi EC değerinin 1.5 ms (1-2.3), güneşli günlerde daha düşük EC değerinde besin çözeltisi kullanılmasına, nem oranının yüzde 60-70 olmasına dikkat edilmelidir. Fideler yerlerine alınırken son derece steril olunmalı, Pythium gibi mantar hastalıklarına karşı önlem alınmalıdır. Bu işlem öğleden sonra, bitkinin yoğun güneş ışığı altında strese girmeyeceği ortamda yapılmalıdır. Fideler yerine alındıktan sonra olgunlaşma dönemi dediğimiz, hasata kadar sürecek dönem başlar. Bu dönem 28-32 gün sürer. Ve toplamda 40-48 gün içerisinde hasat olması beklenir. Bu süre seçeceğiniz cins, sıcaklık, ışık durumunuza göre değişkenlik gösterecektir. 
 
Marul ve salata üreticilerine dikkat etmeleri yönünde tavsiye edeceğiniz konular nelerdir? Verimi artırmak için neler yapılmalı?
 
Marul ve salatalar, açık tarla koşullarında ilkbahar, sonbahar ve yaz dönemlerinde yetiştirilebilmektedir. Kışın ise mikroklima alanları dışında açıkta yetiştirme olanağı bulunmadığında ısıtmasız örtü altı koşulları yetiştiricilik için uygundur. İlkbahar, yaz ve sonbahar dönemlerinde yetiştirilen tipler gün uzunluğuna hassastır, uzun günlerde sapa kalkar ve çiçek açarlar. Dolayısıyla uzun yaz günlerinde nötr gün marul ve salata çeşitlerinin tercih edilmesi gerekir. Verimli bir yetiştiricilik için ilk şart tohumluk alırken doğru çeşidi belirlemek, mutlaka sertifikalı tohumluk kullanmaktır. Bunun yanı sıra yetiştiriciliğe başlamadan önce mutlaka toprak ve su analizi yaptırarak, doğru gübreleme ve sulama programını uygulamak gereklidir. Sulamadaki en büyük uygulama hasattan 30 gün önceki devrede yapılmalıdır. Hasada yakın dönemde fazla su baş salatalarda başların büyük ve gevşek oluşmasına, kalitenin düşmesine neden olur. Yine marullarda göbek bağlama devresinde, yaprakların uç kısmına doğru olan bölüm rafya veya paket lastiği ile bağlanarak, yaprakların etrafa yayılmaları önlenir, istenen renk ve kalitede göbek oluşturan yapraklar elde edilir, yağmur sularının içeri girerek çürüklüğe neden olmaları önlenir.

marul besin diyet sağlık demir üretim