MAYIS-HAZİRAN 2018 / AYIN KONUSU

Tıbbi aromatik bitkiler pazarı hızla büyüyor


Müge ÇEVİK    

14.05.2018 

Ülkemizin önde gelen ihracatçı kuruluşu olan Kütaş’ın Grup Koordinatörü ve İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Tayfur Akın ile ülkemizde baharat ve tıbbi aromatik bitkilerin üretimi, ticareti ve sorunlarına ilişkin bir görüşme gerçekleştirdik.
Tıbbi aromatik bitkiler yönünden zengin olan ülkemizde bu bitkilerin ihracatı da her geçen gün artıyor. Türkiye, dünya genelinde yaklaşık 100 ülkeye tıbbi aromatik bitki ihracatı yapıyor. İzmir de tıbbi aromatik bitkilerin ticaretinde önemli bir il olma özelliği ile öne çıkıyor. Biz de Türktarım Dergisi olarak alanında ülkemizin önde gelen ihracatçı kuruluşu olan Kütaş’ın Grup Koordinatörü ve İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Tayfur Akın ile ülkemizde baharat ve tıbbi aromatik bitkilerin üretimi, ticareti ve sorunlarına ilişkin bir görüşme gerçekleştirdik.

Türkiye’deki tıbbi aromatik bitkiler piyasası ile ilgili bilgi verir misiniz?
Baharatların ve tıbbi aromatik bitkilerin ticareti dünya tarihi kadar eskiye dayanmakta. Dünya nüfusu arttıkça ve refah seviyesi yükseldikçe baharat tüketiminde de istikrarlı artış devam etmiştir. Tıbbi ve aromatik bitki üretiminde ise ilaç sanayinde sentetik ilaçların öne çıkması neticesinde 1960-1970 yıllarına kadar bir azalış yaşandı. Son yıllarda ise hem baharat tüketiminde hem de tıbbi ve aromatik bitkilerin kullanımında hızlı bir artış yaşanıyor.

Tuzun insan sağlığına zararından dolayı, doktorların yemeklerde tuza alternatif olarak baharat kullanımını önermesi, ayrıca dünyada refah seviyesinin yükselmesi baharat tüketiminin de artmasını sağladı. Tıbbi ve aromatik bitkilerde ise artış çok daha hızlı olmakta. Son yıllarda alternatif tıbbın öne çıkması, doğal tedavi yöntemlerinin daha fazla kullanılmasına sebep oluyor. Bu durum tıbbi ve aromatik bitkilerin doğrudan kendisinin veya etken maddesinin tüketimini artırıyor.

KEKİK VE DEFNE İHRACATINDA LİDER ÜLKEYİZ

Tıbbi ve aromatik bitkileri faydalanılan kısımlarına göre tasnif edersek tohumlarından, yumrularından yararlandığımız bitkiler ve yapraklarından, çiçeklerinden yararlandıklarımız olarak ikiye ayırabiliriz. Ülkemiz her iki gruba giren bitkilerde büyük bir potansiyele sahip. Bilhassa yapraklarından yararlanılan bitkilerde Akdeniz Havzası önemli bir kaynak. Akdeniz Havzasında da Türkiye öne çıkmakta. Bunu örneklerle somutlaştırmamız gerekirse, Türkiye kekik ve defne ihracatında dünya lideri. Yine kimyon, haşhaş tohumu, Türk adaçayı, biberiye ve anasonda da önemli bir tedarikçi ülkeyiz. Ancak bunlara rağmen baharat ve aromatik bitkilerin yetiştirilmesi, işlenmesi ve ticareti konusunda daha yolun başındayız.

Ülkemizdeki tıbbi aromatik bitkiler pazarının ekonomik büyüklüğü ne kadardır?
Türkiye; kekik, defne, kimyon, haşhaş tohumu, adaçayı, biberiye vb. bitkileri ihraç ederek 303,6 milyon dolar döviz kazanıyor. Daha yüksek katma değere sahip en başta gülyağı olmak üzere, kekik yağı, defne yaprağı yağı, lavanta yağı gibi uçucu yağlar, sığla yağı, reçineler, morfin gibi işlenmiş ürünlerinde dış ticaret hacmi 120 milyon dolarlara ulaşmış durumda. Ama bu rakamlar sahip olduğumuz potansiyele göre çok yetersizdir. Kanaatimce hem kamu hem de özel sektör olarak doğru adımlar attığımız takdirde, bu ürünlerin ihracatında çok yakın gelecekte milyar dolarlara ulaşmamız hiç de zor gözükmüyor.

Haber Görseli

HAM MADDELER ÜÇ YOLLA TEMİN EDİLİYOR
Sektörün yaşadığı sorunlar ve çözüm önerileriniz nelerdir?
Öncelikle şunu ifade etmeliyim. Bu ürünlerin yüzde 90-95’i ihraç ediliyor. Ülkemizden ihracatı yapılan baharat ve aromatik bitkilerin ham maddelerini ise üç kaynaktan temin ediyoruz. Birinci kaynağımız doğadan toplanan bitkiler, ikincisi tarlada ziraatı yapılanlar, üçüncü kaynak ise Dahilde İşleme Rejimi çerçevesinde ithal edilenler. Yaşadığımız sorunları da bu tasnife göre irdelemeliyiz. Doğadan toplanan bitkilerin izni ve kontrolü tamamen Orman ve Su İşleri Bakanlığı uhdesinde. Bilindiği gibi bu bitkiler de en önemli kalite faktörü bitkinin içerdiği etken madde (örneğin kekikte uçucu yağ). Yıllardır yaşadığımız sorunlardan birisi zamansız ya da erken toplama sonucu bitkide arzu edilen oranda etken madde birikmemesi. Ürünün arzu edilen renkte olmaması. Tıbbi ve aromatik bitkiler genellikle çok yıllıktır. Bir diğer problem bitkilerin toplanması esnasında derin kesim yapılmasıdır. Bu durum o bitkinin kurumasına sebep olmaktadır. Yine bazı yumrusu hasat edilen bitkilerde devamlılığı sağlamak için bir yumrunun ertesi yıla bırakılması gerekir. Toplayıcı bu bir yumruyu bırakmadığı takdirde gelecek yıl o bitkiden yararlanma imkanı kalmamaktadır. Herkesin takdir edeceği gibi orman köylüsü ülkemizde en yoksul kesimi oluşturmaktadır. Bu nedenle ormanlarımızı koruyup, kollayan orman köylümüze buradan çıkan ürünlerin toplanmasında öncelik verilmektedir ve bu doğru bir uygulamadır. Ama öncelik verilirken üretimin durmaması, engellenmemesi gerekmektedir. Çünkü bu ürünler ihraç ürünleridir ve ülkemize döviz kazandırmaktadır. Yeri geldiğinde bir köy muhtarının keyfi kararlarla ürün toplamaya engel olmaması gerekir. Bu konuda Orman Genel Müdürlüğü ilgili mevzuatının günün koşullarına göre yeniden düzenlenmesi gerektiği kanaatindeyim.

Tarımı yapılan bitkilerle ilgili sorunlarımıza gelince; kimyon, anason, rezene, haşhaş gibi ürünlerin tarımı yapılıyor. Son yıllarda üretilen kekiğin yüzde 90’ı tarımsal üretimden geliyor. Az miktarda olsa da adaçayı, lavanta tarımı da yapılıyor. Bir kısım doğadan toplanan bitkilerin tarımı yapılmaya başlanınca ürün devamlılığı avantajının yanında sorunlar da baş gösterdi. Tarımı yapılan ürünlerde, bilinçsiz ilaç kullanımı olabiliyor. Mesela kimyon ve anason için ruhsatlı ilaç var. Fakat kekik için ruhsatlı ilaç yok. Yine kültüre alınan kekik, adaçayı, kimyon gibi ürünlerde üretici, tohumu bir yıl önceki ürününden alarak devam ettiriyor. Bakanlığın, bu ürünleri yetiştirmek için üreticiye vereceği tohum, yumru, fide, çelik gibi genetik materyal bulunmuyor. Bu konuda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı üreticiye, ıslah edilmiş, kültüre alınmış, daha verimli, yüksek yağlı çeşitler sunmalı. Mesela Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Denizli’de kekik üretiminde “İyi Tarım Uygulamalarını” başlattı. İyi tarım uygulamalarını yapan üreticilerimize dekar başına 100 TL destek veriyor. Bu güzel bir uygulama.

TIBBİ AROMATİK BİTKİLERE DESTEK TALEBİ

Orman ve Su İşleri Bakanlığı, toplayıcıdan kestiği rüsumu (Ormaniye) sadece toplanan ürünü kayda almak için 1-2 kuruş seviyesine indirebilir. Bu durum kaçak, zamansız, hatalı toplamaları önleyecektir. Hatta Orman İdaresi hiç ormaniye almaz. Tersine orman köylüsüne destek olarak her yıl kg başına belirleyeceği miktarda bir destekleme primi verirse, hem ülkemizin en yoksul kesimine maddi destek sağlamış olacak hem de üretimi tamamen kayıt altına almış olacaktır.

Devlet, ayrıca baharat ve aromatik bitkileri işleyip ihraç eden ihracatçıya ihracat iadesi verebilir. 94/6401 sayılı ihracata yönelik devlet yardımları bazı ihraç tarım ürünlerine veriliyor. Hiçbir tarım arazisini işgal etmeyen, sadece ormanlarımızdan toplanıp ekonomiye kazandırılan veya başka tarım ürünlerinin yetiştirilemeyeceği kıraç, verimsiz topraklarda tarımı yapılan ihraç edilerek ülkemize döviz kazandıran bu ürünler için de ihracatçıya ihracat iadesi verilmelidir.

Diğer tarım ürünlerinde olduğu gibi baharat ve aromatik bitkilerde de Dahilde İşleme Rejimi çerçevesinde yurt dışından teşvik kapsamında bazı baharat ham maddeleri getirilmekte, işlenmekte ve ihraç edilmektedir. Dahilde İşleme Rejimi Genelgesinde belirtildiği üzere 09 ve 12 G.T.İ.P. ile başlayan ürünlerde Dahilde İşleme İzin Belge süreleri 8 ay olarak belirlenmiştir. Bilindiği gibi tarım ürünleri sezonluk olduğundan, belirli bir zaman aralığında ithalatları yapılmak zorunda. Yurt dışı alıcılar ise ürünlerin 12 hatta 14, 16 aya yayılmış olarak yüklenmesini istiyorlar. Alıcıların, bir sene içerisinde istediği ürünler 8 ay içinde ithal edildiğinde ihtiyaçtan fazla ürün gelmiş oluyor ve süresi içinde ürünler gönderilemiyor. Dolayısı ile dahilde işleme izin belgesi de kapatılamıyor. Firmaların planlı çalışabilmesi için 8 ay süre yetmemektedir. 09 ve 12 G.T.İ.P’te bulunan diğer mamullerden ayrı olarak mamul bazında belirtilmek üzere sürenin 10 aya çıkartılmasına ihtiyaç vardır, bu düzenlemenin yapılması sektör için faydalı olacaktır.

Haber Görseli

ÜLKE ÖLÇEĞİNDE ÖRGÜTLENMELİYİZ
Tıbbi aromatik bitkiler sektörünün bir üst örgütü bulunmadığı görülüyor. Örgütlenmeyle ilgili yaşanan sıkıntılar var mı? Çözüm öneriniz nelerdir?
Ülkemiz bu bitkilerin yetiştirilmesi için son derece uygun bir ekolojiye sahip. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, üniversiteler ve özel sektör firmalarının hazırlayacağı ortak projelerle sahip olduğumuz bu potansiyel çok daha iyi değerlendirilebilir. Amerika Birleşik Devletleri'nde ASTA (American Spice Trade Association), Avrupa’da ESA’nın (European Spice Association) toplantılarına ihracatçı birlikleri özel şirketler bireysel olarak katılıyorlar. Ama ülkemizin ASTA benzeri, ESA benzeri, ülke ölçeğinde bir örgüt yapılanmasına gitmesi, hem yerelde hem de uluslararası platformlarda derdimizi daha iyi anlatmaya, sesimizin daha güçlü çıkmasına vesile olacaktır. Ormanlarımız defnede olduğu gibi bazı ürünlerde yeterli miktarda üretim yapmaya müsaittir. Ama örneğin kekik gibi bazı bitkilerde ihtiyacı karşılamaktan çok uzak. Bu nedenle kekikte olduğu gibi adaçayının, lavantanın, melisa, papatya, mercanköşk gibi aromatik bitkilerinde tarımını yapmalıyız. Çünkü yurt dışı bizlerden sürdürülebilirlik istiyor, izlenebilirlik istiyor, kalite istiyor. Bu da bu bitkilerin tarımsal üretimi ile mümkün.

Kütaş olarak tıbbi aromatik bitkiler konusunda AR-GE çalışmalarınız var mı? Kütaş’ın sektörün içindeki ekonomik payı nedir?
Kütaş olarak biz Salihli’de, Eşme’de 3 bin dekara yakın arazide kekik ve kekik türevleri, adaçayı, defne yetiştiriyoruz. Müşterilerimizin talepleri doğrultusunda ticari değeri olan ve ekolojimize uygun bitkilerin adaptasyon denemelerini yapıyoruz. Denizli’nin Güney, Buldan, Uşak ilinin Eşme ilçe ve köylerinde yaklaşık yirmi bin dekar arazide 600’ü aşkın çiftçimiz ile “Sözleşmeli Kekik Tarımı” yapıyoruz. Kekik Kulübü kurduk. Üreticilerimizle bilgi alışverişinde bulunmak, öğrendiğimiz yeni bilgileri Kekik Kulübü üyesi üreticilerimize aktarmak için her yıl Şubat ayı içerisinde Denizli'de “Kütaş Kekik Paneli” düzenliyoruz. Türkiye baharat ihracatının yarısına yakınını gerçekleştiriyoruz. Biz kekik ve adaçayında ülke ihracatının yüzde 50’sinden fazlasını, defnede yüzde 40’ını, biberiyede ise yüzde 90’ını karşılıyoruz.