MAYIS-HAZİRAN 2025 / NESLİ TEHLİKE ALTINDAKİ TÜRLER

Bir fiğ türünün sessizce ortaya çıkışı


Murat ÖZKAN    

24.07.2025 


Ankara’nın yemyeşil ilçesi Kızılcahamam, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda barındırdığı eşsiz bitki türleriyle de dikkat çekiyor. Bu özel türlerden biri de adını kendisini keşfeden değerli bilim insanı Hayrettin Karaca’dan alan “karacafiği” (Vicia parvula).

1991 yılında Kızılcahamam-Gerede arasında tespit edilen bu narin bitki, dünyanın başka hiçbir yerinde bulunmamasıyla biliniyor ve bin 400-bin 500 metreler arasındaki çok sınırlı yayılış alanıyla adeta bir doğa mucizesi olarak karşımıza çıkıyor.
 
Ankara, 2 bin 300’ün üzerinde farklı bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Bu türlerin yaklaşık 400’ü endemik. Karacafiği de bu endemik ve nesli tehlike altında olan türlerden biri. Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabı’nda “CR (Çok Tehlikede)” kategorisinde yer alıyor olması, bu türün korunması için acil önlemlerin alınması gerekliliğini vurguluyor. Yayılış alanının darlığı, günümüzde de bu tehlike kategorisinde kalmasına neden oluyor. Bu kritik durum karşısında, Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğü tarafından 2020-2024 yıllarını kapsayan tür koruma eylem planı hazırlanarak uygulamaya konuldu. Bu plan, karacafiğinin geleceği için büyük önem taşıyor.
 
Karacafiğinin yaşam alanı, eğimli kızılçam açıklıkları olarak biliniyor.  Her ne kadar şu an için türün yaşamını doğrudan tehdit eden bir faktör bulunmasa da bu hassas yaşam alanı gelecekteki insan faaliyetlerine karşı oldukça savunmasız durumda.  Ayrıca, türün biyolojisindeki bazı belirsizlikler, yayılış alanının tam olarak belirlenmesini zorlaştıran sınırlayıcı faktörler arasında yer alıyor.  Bu da karacafiğinin korunması adına daha fazla bilimsel çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor.
 
Karacafiği, dünyada geniş bir yayılış alanına sahip olan ve baklagiller familyası olarak bilinen Fabaceae (Leguminosae) ailesinin bir üyesi. Bu ailenin üyeleri genellikle otsu veya odunsu olabilen tırmanıcı gövdeli bitkiler. Türkiye’de otlaklarda ve doğal bitki örtüsü içinde kendiliğinden yetişen birçok fiğ türü bulunuyor ve bunların çoğu istilacı grubunda yer alıyor. Adi fiğ, macar fiği, tüylü fiğ, büyük fiğ, dara ve bakla gibi türler tarımda da yaygın olarak kullanılıyor ve farklı kültür çeşitleriyle yetiştiriliyor. Türkiye’de yem bitkileri arasında önemli bir yere sahip olan fiğ cinsi; 66 tür, 27 alt tür ve 29 varyete olmak üzere toplam 122 taksona sahip. Bu zengin çeşitlilik içinde 11 endemik tür bulunurken karacafiği de bu özel endemiklerden biri olarak karşımıza çıkıyor.

Haber Görseli

NARİN YAPISI VE YAŞAM DÖNGÜSÜ
 
Karacafiği, tek yıllık bir fiğ türü ve 8 cm’ye kadar boylanabilen narin bir yapıya sahip. Gövdesi dallanmış, köşeli ve hemen hemen tüysüz. Yaprakları küçük, 6-8 yaprakçıklı ve çok kısa bir kılçıkla sonlanır. Haziran ayında çok küçük çiçekleriyle kendini gösteren karacafiği, temmuz ayında meyvelerini verir. Baklaları 8-10 x 3 mm boyutlarında, 1-2 tohumlu ve belirgin boğumlara sahip. Tohumları yaklaşık 2 mm çapında, soluk kahverengi ve siyah damarlıdır. Temmuz sonlarına doğru tohumlarını dağıtarak yaşam süresini tamamlar ve bir sonraki yıl çimlenecek yeni bireylerle neslini devam ettirir.
 
Karacafiği, Ankara’nın Kızılcahamam ilçesindeki bu sessiz varlığıyla, biyoçeşitliliğin ne denli değerli ve korunmaya muhtaç olduğunu bize gösteriyor. Bu özel türün yaşam döngüsü ve ekosistemdeki hassas dengesi, doğal mirasımızın korunması adına yapılan çabaların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Karacafiği gibi endemik türlerin gelecek nesillere aktarılması, sadece bilimsel bir sorumluluk değil, aynı zamanda doğaya olan saygımızın bir göstergesi.

Karaca Fiği