KASIM-ARALIK 2020 / RÖPORTAJ

Doğru gübre kullanımı ile verim % 50 artıyor


Müge ÇEVİK    

23.11.2020 


Ülkemizde tarım söz konusu olduğunda en çok gündeme gelen konulardan biri de sektörün vazgeçilmez girdisi gübre oluyor. 1952 yılında kurulan, 1954 yılında ilk fabrikasıyla gübre üretimine başlayan ve günümüzde de sektördeki önemli yerini koruyan GÜBRETAŞ, hem üretimini artırmak için yeni yatırımlar yapmaya hem de bilinçli tarım için bilinçli gübre kullanımı hedefiyle AR-GE çalışmalarına devam ediyor.

Biz de ülkemizde bilinçli gübre kullanımı, üreticilerimizin bu konuya ne kadar önem verdikleri, kimyasal gübrenin zararlı olup olmadığı, sektörün sorunları gibi merak ettiğimiz birçok soruyu, Gübre Fabrikaları Türk AŞ. (GÜBRETAŞ) Genel Müdürü İbrahim Yumaklı’ya yönelttik. 
 
Tarımsal üretimde gübre kullanımının öneminden ve ülkemizde kullanılan gübre çeşitlerinden bahseder misiniz? 
Kimyevi gübreler, tarımsal üretimde bol verimli ve üstün kaliteli ürün hasat edilmesinde çok önemli role sahip bir tarımsal girdidir. Tohum, gübre, ilaç ve mekanizasyon gibi girdiler dikkate alındığında toplam maliyetler içindeki yüzde 15-20 civarındaki payına rağmen doğru kimyevi gübre kullanımının tek başına ürün verimini yüzde 50’den fazla artırdığı bilimsel olarak tespit edilmiştir. Toprak ve bitki yapısına göre farklı içeriklerde birçok farklı gübre çeşidi mevcuttur. Kimyevi gübreler; içerikleri, kullanım zamanları ve yöntemleri, satış şekilleri, fiziki formlarına göre sınıflandırılabilir. İçeriklerine göre Üre, Kalsiyum Amonyum Nitrat (CAN), Amonyum Sülfat (AS) yaygın olarak kullanılan azotlu gübrelerdir. Bu ürünler bitkilerin gelişim dönemlerinde uygulanmaktadır.
 
DAP, 20.20.0 ve 15.15.15 olarak pazara arz edilen ürünler ise “kompoze gübre” olarak isimlendirilmektedir. Hem ülkemizde hem de dünyada kullanılan klasik ürünlerden olan kompoze gübreler, ekim ve dikim öncesinde veya ekimle birlikte toprak altına verilmektedir.
 
BİTKİYE VE BÖLGEYE ÖZEL ÜRÜNLER
GÜBRETAŞ, tüketici taleplerini karşılamak adına klasik kompoze gübreleri satmakla birlikte özellikle 2006’dan beri yürüttüğü Türkiye Toprak Verimliliği Haritası Projesinde elde ettiği verilerden hareketle “bitkiye ve bölgeye özel ürünler” geliştirme stratejisine sahip bir şirkettir. GÜBRETAŞ, dengeli bitki besleme ile tarımsal üretimde verim ve kaliteyi artırma hedefleri doğrultusunda bugüne kadar mısır, buğday, şeker pancarı, ayçiçeği, fındık, Antep fıstığı, çeltik gibi birçok ürün için özel gübreler formüle ederek üreticilere sunmuş ve bu ürünlerle ciddi verimlilik artışlarına katkı sağlamıştır.
 
Bunların yanı sıra son yıllarda kullanımı giderek yaygınlaşan sıvı ve toz gübreler alanında da GÜBRETAŞ, ürün çeşitliliği ve satış açısından hızlı bir büyüme gerçekleştirmektedir. 2018’de İzmir’deki yatırımla sıvı-toz gübre üretim tesislerinin yıllık kapasitesini 100 bin tona yükselten şirketimiz, bu ürün gruplarında da yüzde 30’un üzerindeki pazar payıyla sektör lideridir. Özellikle son yıllarda kamu tarafından gerçekleştirilen büyük projelerle giderek artan tarımsal sulama imkanları sayesinde damla sulama yöntemiyle sıvı ve toz gübre kullanımları yaygınlaşmaya devam etmektedir.
 
Gübrede kalitenin önemi, bunun tarımsal ürün kalitesine etkisi ve GÜBRETAŞ olarak bu konudaki AR-GE çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Kimyevi gübrelerin en önemli kalite kriteri, ambalaj üzerinde beyan edilen bitki besin maddeleri oranlarının içeriklerinde doğru miktarda bulunmasıdır. Kimyevi gübre üreticileri, yönetmelikler tarafından belirlenen içeriklere göre ürettikleri ürünleri pazara sunmakla yükümlüdür. İçerik kriteri tarımsal üretimde beklenen verim ve kaliteye ulaşılması bakımından hayati önemdedir. Diğer bir kalite kriteri ise gübrelerin fiziki yapılarının arazide kolay kullanıma uygun olmasıdır. Ürünün fiziki yapısı araziye homojen dağılıma uygun olursa, bitkilerin ihtiyaç duyduklarında kökleri aracılığıyla gübrelerin içerisindeki besin maddelerini bünyelerine almaları kolaylaşır.
 
GÜBRETAŞ kalite odaklı yaklaşımı ile bitkilerin dengeli bir şekilde beslenmesini sağlayacak zengin içerikli ürünleri, fiziki kalite standartlarına da uygun olarak pazara sunmaktadır. Bu yaklaşım, kaynak israfını önlemek ve girdi maliyetini optimize ederek tarımsal üretimden beklenen geliri elde etmek bakımından değerlidir.

Haber Görseli

TOPRAKLARIMIZ, TİCARİ KAYGIDAN ÖNEMLİ
Ülkemiz topraklarının gübre ihtiyacı ne kadar? İhtiyaçtan fazla gübre kullanılması söz konusu mu? 
Ülkemizde fiziki olarak son yıllarda ortalama 6 milyon ton gübre tüketildiği biliniyor. Bitki besin maddesi bazında bakıldığında, Türkiye’de birim alanda dünya ortalamasından daha az gübre kullanılıyor. Tarım sektöründe gelişmiş ülkelerin gübre tüketimlerinin de dünya ortalamasının iki katı olduğu biliniyor. Türkiye, 2016 ve 2017 yıllarında ilk kez dünya ortalaması seviyesinde gübre tüketime ulaşmıştır. Ancak ülkemizdeki gübre tüketimi 2018 yılında ekonomik dalgalanma, 2019 yılında ise sonbahar ekim sezonunda yaşanan kuraklık nedeniyle bir miktar düşmüştür.  Buna rağmen ülkemizde sulanabilir tarım arazilerinin ve bilinçli tarım uygulamalarının artmasına paralel olarak kimyevi gübre tüketiminin daha da artacağını öngörmekteyiz.
 
Bunun yanı sıra kimyevi gübre sektöründe öncü bir şirket olarak bu doğrultuda sürdürülebilir ve çevre dostu politikalar üreterek çalışmalarımıza devam etmekteyiz. Ülkemizde tarımın bilinçli şekilde yapılmasını sağlamak misyonuna sahip olan şirketimiz için bu topraklar, ticari kaygıdan çok daha öndedir. O yüzden “bu topraklara değer katıyoruz” diyoruz. Paydaşlarına karşı ticari sorumlulukları olan bir şirket olmakla birlikte amacımız sadece ticari kaygıyla çok ürün satmak değil, öncelikle kimyevi gübrenin doğru ve bilinçli kullanılmasını teşvik etmek ve bu sayede aşırı gübre kullanımının toprağa veya çiftçilerin bütçesine olumsuz etkisini azaltarak, tarımsal üretimde optimum (dengeli) gübre kullanımı ile maksimum verime erişilmesini sağlamak. 
 
YILDA 6 MİLYON TON GÜBRE KULLANILIYOR
Türkiye’de gübre üretim ve tüketim rakamları nedir?
Son 10 yıllık verilere bakıldığında ülkemizde yılda ortalama 6 milyon ton civarında katı gübrenin tüketildiği görülmekte. 2019 yılında bu miktar, 6 milyon 87 bin ton olarak gerçekleşmiştir. Bunun yaklaşık 3,5 milyon tonu, içinde GÜBRETAŞ’ın da yer aldığı Türkiye’deki büyük gübre firmaları tarafından üretilirken, kalan miktar ise emtia (ürün) olarak yurt dışından temin edilerek üreticilere ulaştırılıyor.

Haber Görseli

Ülkemizdeki gübre sektörü hakkında bilgi verir misiniz? Ekonomik büyüklüğü, ekonomiye ve tarım sektörüne katkısı ile sektörün sorunlarından bahseder misiniz?
Yıllık 6 milyon ton katı kimyevi gübrenin güncel fiyatlarla ekonomik karşılığı 12,5 milyar TL’dir. Damla sulama ve yaprak gübreleri grubu ise 600 milyon TL’lik bir pazar büyüklüğüne sahip. Toplamda 13 milyar TL’nin üzerinde gübre kaynaklı bir ekonomik hacim söz konusudur. Lojistik (gemi ve kamyon taşımacılığı, depolama), elleçleme ve ambalaj gibi hacimli hizmet aldığımız yan sektörlerin oluşturduğu katma değer de eklenirse sektörün ekonomik büyüklüğü daha artacaktır. Sektörde üretim kabiliyetine sahip 6 ana oyuncunun yanı sıra ithalatçı olarak nitelenen onlarca firma ile 8 binin üzerinde dağıtıcı şirket faaliyet gösteriyor.
 
Bitki besleme sektöründe fiyatların uluslararası piyasalardaki arz-talep dengesine göre oluşması ve yurt içinde döviz kurlarındaki dalgalanmalardan doğrudan etkilenmesi, rekabet ve kârlılık üzerinde baskı oluşturmaktadır. Ham madde ve emtia olarak döviz karşılığı temin edilen ürünlerin iç piyasada TL bazında satılması, özellikle döviz kurunun hareketli olduğu dönemlerde sektör açısından ciddi risklere neden olmaktadır.
 
Sektörümüzde üretime yönelik tesis yatırımlarının maliyetleri yüksek. Kârlılık düşük olduğu için de yatırımların geri dönüşü uzun yıllar alıyor. Hacimli bir iş olması nedeniyle emek yoğun bir sektörde faaliyet gösterdiğimizi de eklemek gerekiyor.
 
BİLİNÇLİ TARIMIN İLK ADIMI TOPRAK ANALİZİ 
Gübre kullanımı konusunda kuşkusuz toprak analizi çok önemli. Bu konuda nelere dikkat edilmeli? GÜBRETAŞ olarak bu konudaki faaliyetleriniz hakkında bilgi verir misiniz? 
Toprak analizinin, bilinçli tarımın anahtarı ve ilk adımı olduğunu her fırsatta ifade ediyoruz. Düzenlediğimiz birçok çiftçi eğitim programında, model üretim alan uygulamalarında, dijital ortamdaki ve basılı yayınlarımızda doğru tarım için önce mutlaka toprak analizi yaptırılması gerektiğini vurguluyoruz. Üstün kaliteli ve bol ürün yetiştirmenin en temel gereksinimi olan toprak analizi sayesinde, bitkilerin ihtiyaç duyduğu bitki besleme elementlerinin cins ve miktarlarının belirlenmesiyle uygulanan doğru gübre programı ortalama yüzde 50’nin üzerinde verimlilik artışı sağlayabilmektedir.
 
Toprağı analiz edilmeden gübrelenen tarımsal arazilerde ise ekonomik kayıplar yaşanması, verim ve kalitenin düşmesi, bitkilerin hastalıklara karşı direncinin azalması ve toprağın niteliğini kaybetmesi söz konusudur. Üreticilerimizin bu doğrultuda uygun yöntemle mutlaka toprak numunesi alması ve analiz sonuçlarına göre oluşturulan gübreleme programının uygulaması, analizden beklenen sonuç ile tarımsal verimliliğin artması açısından büyük önem arz etmektedir. 
 
Tarımsal üreticilere toprak analizi hakkında farkındalık kazandırmak ve toprak analizi sonuçlarına göre gübreleme yapmayı teşvik etmek adına 1985 yılında şirketimizin Yarımca ve İskenderun tesislerinde Toprak Analiz Laboratuvarı kurulmuştur. GÜBRETAŞ, hâlihazırda uluslararası akreditasyona sahip Yarımca Laboratuvarı’nın yanı sıra İskenderun ve İzmir’deki laboratuvarıyla Türkiye genelindeki çiftçilere toprak analizi hizmeti sunmaktadır.
 
BİLİNÇ YILDAN YILA ARTIYOR
GÜBRETAŞ’ın bu konuda yıllardır yaptığı çalışmaların bir uzantısı olarak toprak analizinin önemiyle ilgili bilincin tarımsal üreticiler nezdinde yıldan yıla arttığını gözlemliyoruz. Tarımsal üreticilerimiz GÜBRETAŞ’ın danışma hatlarından ve mobil uygulamasından uzman ziraat mühendislerimize ulaşarak toprak analiziyle ilgili bilgi talep edebilirler. Ayrıca sosyal medya ve Youtube kanalımız gibi dijital ortamlarda toprak analizi yöntemlerini ayrıntılarıyla anlatan bilgilendirici filmlerimizi izleyip her yerden erişilebilen bu içeriklerden faydalanabilirler.
 
"Doğru bölgede doğru bitkiye doğru gübre kullanımı" ile ilgili üreticilere ne gibi uyarılarda bulunmak istersiniz? 
Her bitkinin besin ihtiyacı farklı olduğu gibi her bölgenin hatta aynı bölgede bulunan her arazinin toprak yapısı ve verimliliği de farklıdır. Tüm eğitim ve yayınlarımızda ısrarla “Mutlaka toprak analizi” dememizin nedeni de budur. 
 
Doğru gübrenin, uygun dozda, doğru zamanda ve yöntemle uygulanması ekonomik gübreleme ve bol verim için kritik önemdedir. Bu aynı zamanda hem ülke kaynaklarının doğru kullanımı hem de üretici gelirlerinin arttırılması açısından milli ekonomiyle bağlantılı bir vurgudur.
 
Vatandaşlar arasında kimyasal gübre ile ilgili olumsuz görüşlerin yaygın olduğunu biliyoruz. Kimyasal gübre gerçekten insan sağlığına zararlı mıdır? Kullanırken nelere dikkat edilmeli? Üreticilerimiz bu konuda ne kadar bilinçli?
Son yıllarda bazı tarımsal ürün tüketicilerinin bilimsel gerçeklere dayanmayan, sosyal medya başta olmak üzere dijital kanallardan okudukları haberlerle kimyevi gübreyle ilgili olumsuz kanaat edindiğini gözlemliyoruz. Muhtemelen burada, tarım için önemli bir girdi olan “kimyevi gübre” ile bilinçsiz kullanılan “zirai ilaçlar”ın aynı şeyler sanılmasından kaynaklı bir yanlış algı söz konusu. Bilimsel veriler, aşırı nitrat kullanımının yer altı suları ve atmosferi kirlettiğini tespit etmiştir. Her şeyin aşırı tüketimi gibi kimyevi gübrenin aşırı tüketimi de başta toprak olmak üzere, bitki, hayvan ve insan sağlığı bakımından zararlıdır. Fakat özellikle toprak analizine göre bilinçli şekilde yapılan gübreleme, toprağın ve bitkinin ihtiyaç duyduğu elementleri tamamladığı için bir zarar değil tam aksine faydalar sağlar.

VERİMLİLİĞİ ARTIRACAK GÜBRE ÇEŞİTLERİ
AR-GE alanında yaptığınız çalışmalardan da bahseder misiniz?
2006’dan beri sürdürdüğümüz Türkiye Toprak Verimliliği Haritası Projesi'nin dışında, 2018’de başlattığımız ve Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı TAGEM tarafından desteklenen kapsamlı AR-GE projemiz ikinci yılında başarıyla sürdürülüyor. 7 tarımsal araştırma enstitüsü, 2 üniversite ve 2 tarımsal ekipman firması ile iş birliği halinde yürüttüğümüz bu projede, tarım sektöründe iklimsel faktörlerin etkisini azaltarak verimliliği artıracak yeni gübre çeşitleri ve gübreleme ekipmanları geliştirmeye çalışmaktayız. Bu projede sıvı gübrelerin geliştirilmesi amacıyla 1,2 milyon TL’lik yatırımla İzmir’de bir pilot tesis kurmak için çalışmalarımız sürüyor. Projede geliştirilen sıvı gübreler bu tesiste üretilecek, toprak altına uygulama yöntemiyle bitkilerin besin maddesi alım etkinlikleri artırılacak ve besin maddelerinde yaşanan kayıplar azaltılarak sektör açısından önemli tasarruflar sağlanacaktır. 
 
Ayrıca geçen yıl Gebze Teknik Üniversitesi (GTÜ) ile imzalanan iş birliği protokolü çerçevesinde üniversite kampüsünde yapımına başlanan AR-GE Serası inşası eylül ayında tamamlandı. Üniversitelerin ziraat ve biyomühendislik alanlarında yaptığımız bu tarz iş birliklerinin, akademik birikimlerin sektörümüze taşınarak çiftçilerin ve tarımın faydası için değerlendirilmesini sağlayacağına inanmaktayız. 
 
Yarımca’da Ar-Ge Merkezi bünyesindeki Mikrobiyoloji Laboratuvarı’nın inşasını da bu yaz tamamladık. Faaliyete başlayan bu modern laboratuvarda, toprağa ve bitkiye faydalı mikroorganizmalar içeren mikrobiyal (biyolojik) gübreler, mikroorganizma içerikli organik ve organomineral gübrelerin geliştirilmesine yönelik çalışmalar gerçekleştireceğiz.

Gübretaş gübre