TEMMUZ-AĞUSTOS 2020 / YAPRAK

Tarım, dijital dönüşüm, bütünsellik


Günay GÜNER    

22.07.2020 


İnsanlık hızlı teknolojik gelişme içinde ve bunun sonu yok. Deyim yerindeyse ucu açık bir süreç. Aralıksız izlemek, çalışmak, yenilikleri araştırmak, geliştirmek, uygulamak zorunluluk. Dışında kalanların yaşam olanağı bulması neredeyse olanaksız.

Dünyaca içinde bulunulan salgın koşulları zaten öncesinde de gelişmekte olan internet, bilgisayar, dijital ortamlarının önemini daha da artırmıştır. Seyahat yasakları, okulların kapanması, çoklu gruplar halinde toplanamama ve virüsün yayılmasını sınırlamak için diğer insanlardan uzak durmak dijital araçların kullanılmasını normalleştirmeye başladı; iş ve eğitim yerlerinin dijital dönüşüm koşullarında çalışması yönünde yeniden düzenlenmesine neden oldu. İnsanların, toplumun alışveriş yöntemleri de değişiyor. Şirketler de içinde bulunmak üzere kurumsal kültürler değiştiği gibi bireysel, çevresel kültür de değişiyor, alışkanlıklar terk ediliyor. Uzaktan sağlık uygulamalarından, uzaktan öğrenmeye kadar alanları genişletebiliriz. Hatta geçmişte topluluk biçiminde, bir araya gelinerek yapılan konuşma (konferans), açıkoturum vb. etkinlikler her katılımcının evinden bağlandığı bilgisayar programları üzerinden yapılmaya başlandı.

Bunca değişimin, insan sağlığının en yaşamsal alanı olan tarımı etkilememesi düşünülemez. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) raporuna göre, artacak dünya nüfusunun gıda gereksinimini karşılamak için daha fazla yiyecek üretilmelidir. Tarımda teknik gelişimin en basit aletlerden başlayıp, günümüzdeki akıllı telefon uygulamalarına, sürücüsüz (otonom), internete bağlı traktörlere, uydu gözlemlerine, uçan araçlara (dron), yapay zekâya kadar ulaşan uzun bir tarihi var.

Artık sürekli yenilenen yüksek teknoloji söz konusu. Adına sensör de denen “algılayıcı”lar insan duyu organlarına benzer biçimde, üreticilerin bölgedeki topografya durumu ve kaynakların yanı sıra toprak yapısı ve sıcaklık; hava koşullarının tahmini gibi değişkenleri, etkenleri ayrıntılı bir şekilde izlemelerini, öğrenmelerini sağlıyor.

Dijital teknoloji, bilişim teknolojisi tarımda kesimler arası ilişkilerin kurulmasında da kullanılır. Elverişli ortamlar da sağlar. Şu bir gerçektir ki çağımız internet çağıdır ve bireyler, kuruluşlar, kesimler, devletler… internettedir. Dolayısıyla tarımsal kesimler de aktörler de doğallıkla internet ortamındadır ve buluşma, karşılaşma, pazarlama, edinme çabası içindedir. Ne var ki geliştirilmesi gerekir. Tarım fiziksel sonuçlarla ilgili bir sektördür. Diğer deyişle üretimdir, mutlak artırmak zorunluluğu bulunan yaşamsal üretimdir. Tarım, zamana dayanan, dikkat ve özen isteyen, bütünsel ilişkiler üzerine kurulan bir çabadır aynı zamanda. Zamana, dönemsel özene dayanır, çünkü ekimin, bakımın, yetiştirmenin, hasadın, korumanın birebir uyulması gereken takvimi, dönemi vardır. Gereken ayların, bilinen takvimin dışında üretim, hasat yapılamaz; ürün başka koşullarda korunamaz.

Tarımda genel olarak üreticiler ve tüketiciler diye iki kesim vardır. (Üreticiler de doğal olarak tüketiciler arasındadır ama bu durum temel ayrımı değiştirecek ağırlıkta değildir, olamaz.) Genel kesimlerin dışında doğrudan tüketici konumda bulunmayan, satış-ticaret amaçlı kesimler de varlık gösterir. İnsan odaklı bir ekonomik yaklaşımda arzu edilen ideal durum, kooperatifler, üretici birlikleri biçiminde bir araya gelmiş üreticilerin ürünlerinin, emeklerinin karşılığının sağlanabildiği fiyatlardan, yine kamu destekleme kuruluşları, bu kuruluşların etkiledikleri ve oluşturdukları fiyatlar üzerinden, kabul edilebilir kâr oranları üzerinden işlem yapan özel girişimler eliyle alımının yapılması ve tüketicilere, (ürünün özelliklerine göre) işleyen sanayi işletmelerine ulaşmasının sağlanmasıdır. Bu bağlamda kuşkusuz üretici kooperatifleri ve birlikleri ile gerek bireysel gerekse tüketici kooperatifleri ve benzeri kuruluş düzlemlerinin iletişimi, alım-satım ilişkisi de amaçlanan ideal koşullardandır. Aynı önemde gözetilen diğer amaç ise tüketicilerin, temel hak olan gıda ürünlerine, normalin üzerinde değil, elverişli fiyatlarla ulaşmalarının sağlanmasıdır. Bu ilişkilerin her aşamasında dijital teknolojinin olanaklarının kullanılmasından daha doğal bir şey olamaz.
Tarımın bütünsel yapısının etkileri nelerdir? Öncelikle bütünsellikten ne anlamak gerektiğini belirtmeli. Tarımsal süreç, ekimden başlayarak gübre, bakım, ilaç, yakıt, elektrik, sulama… girdilerini gereksinir. Hasat sırasında ücretli işçiler çalışabilir. Bu girdiler ve işçi ücretleri ürün fiyatını etkiler. Ürünler taşınır, nakledilir. Çeşitli gereksinim bölgelerine ulaştırılır ki bu işlem de bir tür üretimdir. Üretim de diğer tarımsal etkinlikler de kredi desteğine ihtiyaç duyabilir. Bu, bütünün finans ayağını oluşturur. Arazi yapısı bir o kadar önemlidir. Toplulaşmışlık düzeyine göre verimlilik ve etkinlik farklı değerlendirilebilir. Dayanakların tümü ise dijital teknolojiye bağlıdır ve sürekli gelişir. Söz konusu etkenlerden, dayanaklardan biri bile zayıf kalsa, istenen ve beklenen olumlu sonuç alınamayabilir. Tarım sınırlılıklar içinde başarı sanatıdır, dense yanlış olmaz. Yukarıda da vurgulandığı gibi zaman, yer her an sınırlıdır.

Aynı zamanda dijital dönüşüm, yoğun biçimde eğitim, yeni internet koşullarında yayım ve eğitim çalışmalarını zorunlu kılar. Çiftçilerin geleneksel yöntem ve bilgi sınırları içinde gelişme gösterebilmeleri neredeyse olanaksızdır. Bu gereksinim için de evlerinden, işletmelerinden, çeşitli internet programları üzerinden hem üreticiler bilgi merkezleriyle hem de söz konusu merkezler çiftçilerle, üretici kurumlarıyla görüntülü, görselli… bağlantılar kurar, tarımsal ve dijital aygıtların kullanımına ilişkin bilgileri yaymak, paylaşmak olanağı bulur.

Tarım dijital dönüşüm bütünsellik