MAYIS-HAZİRAN 2020 / RÖPORTAJ

Çiftçilerden 1000’den fazla ata tohumu toplandı


Canan YALÇIN SEVER    

21.05.2020 


Yaşanan Covid-19 salgını nedeniyle gıdanın ülkeler için ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Tohum ise gıdanın temelini oluşturuyor. Bu kapsamda Ata Tohum Projesi Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde başarılı bir şekilde yürütülüyor. Projeye yoğun ilgi gösteren üreticiler ellerinde bulunan ata tohumlarını Bakanlığa veriyorlar. Şimdiye kadar 1000’den fazla tohumun toplandığı projenin detaylarını, tohumda yerli kullanım oranlarını, dünyadaki durumumuzu ve merak edilen birçok konuyu Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğünden Bahçe Bitkileri Araştırmaları Daire Başkanı Gökhan KIZILCI ile konuştuk.

"Atadan Toruna Tohum Seferberliği" projesi fikri nasıl ortaya çıktı? Bu projenin başlıca hedefleri nelerdir?

Gıda güvenliğinin ülkeler için ne kadar önemli olduğu son günlerde yaşamış olduğumuz pandemi olayında bir kez daha ortaya çıkmıştır. Gıdanın en az savunma ve enerji kadar önemli olduğu yaşanarak görüldü. Tarımsal üretimin en önemli girdisi olan tohum da dünyada artık stratejik bir silah haline geldi. Bakanlık olarak özellikle de AR-GE birimi olarak Genel Müdürlüğümüz bu farkındalıkla çalışmalara yıllar öncesinde başladı. Son yıllarda ise bu konudaki araştırmalarımız yoğunlaşmış, hemen hemen bütün bitki türlerinde dünyayla rekabet edebilen yerli çeşitlerimiz ulusal ve uluslararası piyasada hızlı bir şekilde devreye girmeye başlamıştır.

Nispeten nüfusumuzun az olduğu ve tarım alanlarımızın daha fazla olduğu yıllarda daha çok ata tohumu dediğimiz yerel çeşitlerimizle üretim yapılıyordu. Bu çeşitlerle yapılan üretim talebi karşılayabiliyordu. Ancak nüfusun hızla artması, bunun aksine tarım alanlarının giderek azalması gıda arzında sorun yaşanmaması açısından bitki ıslahçılarını birim alanda verimi yüksek ve raf ömrü uzun hibrit çeşitler geliştirmeye yöneltti. Dünyada birçok bitki türünde bu hedefe yönelik çeşitler geliştirildi. Bu özellikteki çeşitlerin üretimde kullanılmasıyla da gıda arzı konusunda önemli bir sorunla karşılaşılmadı. Zaman içerisinde tohumculuk dünyada bir endüstri haline gelmeye başladı, bu konunun önemini erken kavrayan şirketler ve ülkeler, önemli yatırımlar yaparak dünyada tekel olmaya başladılar. Tohum konusunda bağımlılık meydana getirip, ülkeler arası ilişkilerde bunu tehdit unsuru gibi kullanmaya başladılar. Bu noktada dünya gerçeklerini gören Bakanlığımız, bu konuda gerekli önlemlerini alarak, kendi tohumculuk teknolojisini geliştirmeye başladı. Tohumculukla ilgili gerekli mevzuatlar çıkarıldı. Yerli ve mili tohumluğumuzu üretmek üzere AR-GE çalışmalarına ağırlık verildi. Genel Müdürlüğümüze bağlı enstitülerde hemen hemen tüm bitki türlerinde çeşit geliştirme çalışmaları başlatıldı, üniversitelerin ve özel sektörün bu çalışmalara katılımıyla çok önemli mesafeler alınarak, şu an itibariyle önemli oranda kendi tohumunu üreten ve ihraç eden bir ülke konumuna gelindi.

Tabii bu çeşitler geliştirilirken öncelikle sahip olduğumuz yerel çeşitler (ata tohumlar) ebeveyn olarak kullanıldı. Genetik zenginliğiniz olmadan doğal metotlarla yeni çeşit geliştirmeniz oldukça zordur. Yine çeşitler geliştirilirken ülkemizde herhangi bir şekilde GDO teknolojisi kullanılmamaktadır. Ancak bu çeşitlerin ıslahında yalnızca verim yüksekliğine ve raf ömrünün uzunluğuna odaklanıldığından bazı kalite özelliklerinde tüketicilerin hoşnutsuzluğu ortaya çıkmaya başladı. Örneğin tüketicilerimiz haklı olarak “Nerede o eski domateslerimizin tadları” demeye başladı. Toplumda bu konuda bir hassasiyet meydana geldi, yerel çeşitlere doğru bir talep oluştu. Genel olarak da toplumda yerel çeşitlerin kaybolduğu şeklinde bizim kabul etmediğimiz bir algı hep vardı. Bakanlık olarak 1960’lı yıllardan beri ülkemizin her bölgesinde tüm genetik kaynaklarımızı tarayıp, genetik kaynaklarımızı tohum ve arazi gen bankalarında korumaya alıyoruz. Yerel çeşitlerimizin de büyük bir oranı bu şekilde toplanarak, korumaya alınmış, hatta önemli bir kısmı tescil ettirilmiştir. Burada önemli olan yerel çeşitlerin kaybolmasını önlemek, korumaya almak, tescil etmek ve halkımızın talep ettiği çeşitlerin tohumlarını üreticiye sunabilmektir. Ata Tohum Projesi, tam da bu saiklerle ortaya çıkmış, Sayın Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan hanımefendinin himayelerinde başarıyla yürütülmektedir. Bundan sonraki ıslah çalışmalarımızın bir hedefi de tüketicimizin talep etiği yerel çeşitlerin kalite özelliklerini de taşıyan çeşitler geliştirmek olacaktır.

Haber Görseli

MUZDA YERLİ ÇEŞİT ÜRETİM ORANI YÜZDE 50

TAGEM olarak tohumculuk konusunda yaptığınız çalışmalardan kısaca söz edebilir misiniz?

Ülkemizde bilimsel olarak bitkisel ürünlerde verim ve kalite parametreleri göz önünde bulundurularak yerli ve milli çeşit geliştirme çalışmaları Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğüne bağlı Araştırma Enstitüleri tarafından yapılmaktadır. Tarla ve Bahçe Bitkilerinde 7 bölgemizde yer alan toplam 30 Araştırma Enstitüsünde ve ileri AR-GE merkezlerinde tohumculuk konusunda çeşit geliştirme çalışmaları yürütülmektedir. 2019 yılı itibariyle TAGEM Araştırma Enstitüleri tarafından, 7 çeşit üretim izni almış ve 64 çeşit tescil edilmiş olup; toplamda 71 yerli tohum, sektörün kullanımına sunulmuştur.  10 adet yerli patates çeşidi geliştirilerek ve tescile sunulmuştur. Çeltik tohumluğunda ithalattan ihracata geçilmiş ve ilk yerli siyah çeltik çeşidi geliştirilmiştir. Lif amaçlı endüstriyel tip kenevir çeşidi geliştirmeye yönelik iş birlikleri yapılmıştır. Tarla bitkilerinde sağlık yönünden özellikle mineral madde içeriği ve yarayışlılığı yüksek çeşit ıslah çalışmalarına başlanmıştır. Meyve türlerinin hemen hemen hepsinde çeşit geliştirme çalışmalarımız devam etmektedir. Son 10 yılda enstitülerimizce 109 meyve çeşidi ıslah edilerek tescil edilmiştir. Dünyada ilk defa 3 adet çekirdeksiz limon çeşidi, 2 muz çeşidi geliştirilerek, üretimi özel sektöre devredilmiştir. Şu an muz üretiminde yerli çeşit üretim oranı yüzde 50’nin üzerine çıkmıştır.

Bağcılıkta da son 10 yılda 35 yeni üzüm çeşidi geliştirilmiştir. Bunlar içerisinden ihracatta çok önemli olan “Sultani Çekirdeksiz” çeşidinden geliştirilen “Sultan 7” çeşidimiz üreticilerimizden yoğun talep görmüştür. Yine geliştirdiğimiz sofralık “Trakya İlkeren” üzüm çeşidi de önemli oranda yetiştirilmeye başlanmıştır.

Yine “Türkiye F1 Hibrit Sebze Çeşitlerinin Geliştirilmesi ve Tohumluk Üretiminde Kamu-Özel Sektör İş birliği Projesi” ile yerli hibrit sebze çeşitlerinin kullanım oranı son 16 yılda yüzde 10’dan yüzde 60’a çıkarılmıştır. Ayrıca enstitülerimizdeki sebze gen havuzu büyüklüğü 10 kat artmış, 8 sebze türüne (domates, biber, patlıcan, hıyar, kavun, karpuz, kabak, lahana) ait 15 binden fazla örnek, 5 araştırma enstitüsünde muhafaza altına alınmıştır. 21 özel sektör tohum firması ile iş birliği kapsamında 200’den fazla genetik materyal özel sektöre aktarılmıştır.

Yazlık sebze (domates, biber, patlıcan, hıyar, kavun, kabak ve karpuz) türlerinde 320 nitelikli hat ve 42 çeşit geliştirilmiş olup, bunlardan 212 hat ve 31 çeşit özel sektöre devredilmiştir.

Haber Görseli

TÜBİTAK destekli “Kışlık Sebze Yetiştiriciliğinde Hat ve Çeşit Geliştirme” projesi Aralık 2018’de başlatılmıştır. Bu proje ile kışlık sebze tohumculuğunda yerli tohum kullanım oranını orta vadede yüzde 30’lara, uzun vadede ise yüzde 50’nin üzerine çıkarılması amaçlanmaktadır. Ülkemiz üretiminde yabancı kökenli hibritlerin yoğun olarak kullanıldığı soğan, havuç, marul, kırmızı baş lahana ve brokolide gen havuzları genişletilerek, amaca uygun yeni hat ve/veya çeşitler geliştirilecektir. İlaç, parfümeri, gıda, tekstil ve bazı diğer sektörlerin ihtiyacı olan tıbbi ve aromatik bitkilerde ise 14 farklı türde toplam 24 çeşit tescil ettirilmiştir.

Ülkemizde kullanılan tohumların ne kadarı yerli? Yerli tohum kullanımını artırmak için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Bitkisel üretimde yerli tohumluk kullanma oranı her geçen yıl artmaktadır. Bunda enstitülerimizin geliştirdiği yeni çeşitler ile hızlı bir büyüme trendinde olan özel sektör tohumculuk firmalarının katkısı oldukça büyüktür. Bitkisel üretimde nohut, mercimek ve kuru fasulyede yüzde 100, arpada yüzde 99,5, makarnalık buğdayda yüzde 81, ekmeklik buğdayda yüzde 69, çeltikte yüzde 68, yem bitkilerinde yüzde 85, sebzede yüzde 77 oranlarında yerli tohum kullanma oranına sahibiz. Bu oranlar her geçen yıl artmaktadır.

Yerli tohumculuğun gelişmesinde rol alacak ana unsur, dünya ile rekabet edebilen yerli çeşitlerdir. Yerli çeşitlerin geliştirilmesi için bitki ıslahı ve geliştirme çalışmalarının artarak devam etmesi büyük önem arz etmektedir.  Tohumculuk sektörünün içerisinde yer alan ve fonksiyonlarının etkin olarak yerine getirilmesini sağlayacak olan bitki ıslahı ve çeşit geliştirme, genetik araştırmalar, çeşitlerin değerlendirilmesi, tanıtım ve yayın, özel bilgi, beceri ve tecrübe gerektiren konulardır. Genel Müdürlüğümüze bağlı Araştırma Enstitüleri bu bilgi, beceri ve tecrübeye sahip olup, geliştirilen 766 tarla bitkisi, 351 meyve, 46 üzüm ve 245  sebze çeşidi ile yerli ve milli tohumculukta büyük bir paya sahiptirler. Araştırma Enstitülerinin geliştirdiği bu çeşitler, ülkemizin değişik lokasyonlarında deneme üretimleri yapılarak, çiftçilerimize tanıtılmakta, talep gören çeşitler tohumculuk firmalarına devredilerek çiftçilerimize ulaştırılmaktadır.

Ayrıca TAGEM-TİGEM iş birliği ile yürütmekte olduğumuz “Yerli Sebze Tohumculuğunun Geliştirilmesi” çalışmaları sonucunda TAGEM’in geliştirdiği domates, biber, patlıcan, kavun ve hıyarda yerli tohumlarımız Bakanlığımız tarafından üretilerek de çiftçilerin kullanımına sunulmaktadır.

Haber Görseli

TOHUM İHRACATINDA DÜNYADA İLK 10’DAYIZ

Tohumculukta üretim, ihracat ve ithalat miktarları nelerdir? Dünyayla kıyasladığımızda Türkiye olarak neredeyiz?

Sertifikalı tohum üretimimiz 1.135 bin tona, tohum sektörümüzün pazar büyüklüğü 1,3 milyar dolara, tohum ihracatımız ise 152 milyon dolara çıkmıştır. 50 milyon adet ihraç ettiğimiz fidan karşılığında  97 milyon dolar gelir elde ettik. 86 ülkeye tohumluk ihracatımız vardır. Tohum sektöründe 178 milyon dolarlık ithalatımız var. Son yıllarda hızla artan fidan ihracatımızla birlikte tohumluk ihracatımız ithalatımızı geçmiş durumdadır. Yani Türkiye net tohumluk ihracatı yapan bir ülke konumuna gelmiştir. Tohum ihracatında dünyada ilk 10’dayız. İthalatımızda büyük paya sahip olan ayçiçeği, mısır, durum buğdayı, şekerpancarı ve kışlık sebze türlerinde önemli yerli çeşit geliştirme projeleri başlattık, bunlarda önümüzdeki yıllarda yerli ve milli çeşitlerimizin devreye girmesiyle yerlilik oranlarını hızla arttırmayı hedefliyoruz.

Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı yerli tohum seferberliği olan projenin aşamalarını, ne kadar süreceğini, bu süreçte ne gibi faaliyetlerin yürütüldüğünü anlatabilir misiniz?

Yerli tohum seferberliğinin en önemli unsurlarından biri yerli (ata) çeşitlerdir. Yerli çeşitlerinizin olması da genetik kaynaklarınızın ne kadar zengin olduğuna yani biyoçeşitliliğinize bağlıdır. Bu da yetmez. Sahip olduğunuz biyoçeşitliliğe ne kadar sahip çıktığınız, bunları değerlendirip, ülke faydasına kullanıp kullanmadığınız çok daha önemlidir. En önemli genetik kaynaklarımız, Anadolu’nun değişik yörelerinde uzun yıllardır üretimi yapılan, yetiştirildikleri yöreyle özdeşleşmiş yerel (Ata) çeşitlerdir. Örneğin: Ayaş domatesi, Kemaliye biberi, Yamula patlıcanı, Ondilim kavunu, Taşköprü sarımsağı, Bornova bamyası, Çengelköy hıyarı, Siyez buğdayı, Kavılca buğdayı vb.

Bu kapsamda yapılan tüm çalışmalar, 3 Eylül 2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan “Yerel Çeşitlerin Kayıt Altına Alınması, Üretilmesi ve Pazarlamasına Dair Yönetmelik” doğrultusunda yapılmaktadır.

Ülkemizdeki yerel tohumlarımızın yok olmasının önüne geçmek ve yerel genetik kaynaklarımızı sonraki nesillere aktarmak amacıyla yürütülen Yerel (Ata) Tohum Projesi ile Bakanlığımızca “Yerel Tohum Buluşmaları” kapsamında çiftçilerimizin elinde bulunan ve yerel tohum olduğu beyan edilen tohumlar, Bakanlığımız ilgili birimleri tarafından toplanmıştır.

Proje ile çiftçilerimizden toplanan 1000’den fazla tohumun, yerel çeşit olup olmadığının TAGEM Araştırma Enstitülerindeki konu uzmanlarınca tespit ve teyit edilerek tescile hazır hale getirilmesi ve sonrasında kayıt altına alınan Ata tohumlarının çoğaltılarak üreticilere ulaştırılması amaçlanmıştır. Ayrıca üretilen bazı türler tüketicilerimize marketlerde Ata Tohumu Çeşitleri olarak ulaştırılmaktadır.

Yerel tohum seferberliğinin önemli bir unsuru da üretimde kullanılan tohumlarda yerlilik oranını artırmaktır. Burada bitkisel üretimin tüm dallarında yüksek verimli ve kaliteli çeşitler geliştirerek, bunların tohumluklarını hem ülke üretiminde kullanmak, hem de tüm dünyaya satarak, tohumculuk pazarından ülkemizin aldığı payı artırmak hedeflenmiştir. Bu alanda TAGEM olarak aktif rol almaktayız.

Bu seferberliğin bir ayağı da ülkemizin tohumluk envanterini çıkarmak, tohum veri tabanını oluşturmaktır. Çiftçi eğitimleri ve tescil-sertifikasyonda yeni teknolojilerin kullanılması da bu seferberliğin aşamalarından bazılarıdır.

Tohumculuk sektörü çok canlı bir sektördür. Dünyadaki gelişmeleri yakından takip ederek, uzun vadeli planlar yaparak adım atılması gerekmektedir.

HER YIL 50 YENİ ÇEŞİT

2019 yılında 71 yerli tohum sektöre sunuldu. Yerli bir tohum sektöre sunulması için ne gibi süreçlerden geçiyor? 2020 yılı için bu konudaki hedefiniz nedir?

TAGEM olarak gerek laboratuvar gerek arazi ve gerekse de uzman araştırmacı varlığımızla, şu an itibariyle oldukça güçlü bir AR-GE alt yapısına sahibiz. Genel Müdürlük olarak ülkemizin kalkınma planları ve Bakanlığımızın stratejik planlarında yer alan hedeflerden biri olan yerli tohumluk kullanma oranını artırmak hedefine uygun olarak, öncelikle ithalatçı durumunda olduğumuz türlerde yerli çeşitlerimizi geliştirmeye odaklanmış durumdayız. Belirlenen türlerde öncelikle konu uzmanı enstitülerimize görevler vererek, ıslah programları hazırlattırıyoruz. Projelendirilen ıslah programları değerlendirilerek uygun görülenler desteklenmektedir. Çeşit geliştirmek oldukça uzun ve özveri isteyen bir süreçtir. Bir çeşidin ortaya çıkması türlere göre değişmekle birlikte 8 ila 20 yıl zaman alabilmektedir. Son yıllarda biyoteknolojinin devreye girmesiyle bu süreler azaltılabilmektedir. Çeşitler tescil edildikten sonra tanıtım faaliyetleri yapılarak, talep edilen çeşitlerine tohumluk üretim hakları ıslahçı hakları karşılığında tohumculuk şirketlerine devredilmektedir. Her yıl sektöre tarla ve bahçe bitkilerinde toplam 50 yeni çeşidi tescil ettirme hedefimiz bulunmaktadır.

ata tohumu TAGEM yerli tohum