MART-NİSAN 2019 / GÜNDEM

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 99. yıl dönümünde: çocuk gözüyle köy hayatı


Ayşegül ULUCAN ŞAHİN     İbrahim BAĞCI 

05.03.2019 

Sarayköy Hamdi Eriş İlköğretim Okulunun 4-A sınıfı öğrencileri ve öğretmeni Deniz Işık Bak
Onlar, gözlerinde parlayan ışıkla, yüreklerinde çarpan öğrenme coşkusuyla Sarayköy Hamdi Eriş İlköğretim Okulunun 4-A sınıfı öğrencileri. “Köyde yaşamak zor mu” diye sorduk, “Köyde yaşamak daha kolay ve güzel” cevabını verdiler. Pırıl pırıl gözlerinden okunuyordu köylerini ve okullarını çok sevdikleri. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlayacakları için minik kalpleri şimdiden heyecanla atıyor. Köyde öğrenim gören çocukların yaşamlarını, çocuk gözünden köy hayatını, öğretmenleri Deniz Işık Bak’ın öğrencileriyle kurduğu sevgi dolu bağı Türk Tarım Orman Dergisi okurları için dile getirmeye çalıştık.

Sarayköy Hamdi Eriş İlköğretim Okulu 4-A Sınıfı öğretmeni Deniz Işık Bak, 10 yıllık sınıf öğretmeni. Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi mezunu olan Deniz Öğretmen, daha önce Ağrı, Erzurum ve Lüleburgaz’da görev yapmış. “Sarayköy 4. görev yerim. Burası bir köy okulu, öğrencilerin bir kısmı taşımalı olarak, diğerleri de bu köyden geliyor. 18 kişilik bir sınıfız. Bu yıl mezun olacağız”.

Köyde öğretmen olmanın güzel yanlarının daha fazla olduğunu anlatıyor Deniz Öğretmen. “Ben hep köylerde çalıştım. Doğu’da dağ köyünde çalışmıştım. Orası ulaşımın olmadığı bir köydü. Köylü tamamen hayvancılıkla geçiniyordu. İl ve ilçeyle bağlantımız yoktu. Köyde öğretmen olmak bence ilde öğretmen olmaktan daha güzel. Velilerle ve öğrencilerle daha samimi bir ortamımız var. ”

6 ÖĞRENCİ ÇEVRE KÖYLERDEN GELİYOR

Taşımalı eğitimle okula gelen 6 öğrencisinin diğer öğrencilere göre biraz zorluk yaşadığını belirtiyor Deniz Işık Bak. Taşımalı öğrenciler Orhaniye ve Dağyaka köylerinden servislerle daha erken saatlerde geliyorlar ve daha geç saatlerde evlerine dönmek zorunda kalıyorlar. Devlet taşımalı öğrenciler için yemek gönderiyor. Öğlen yemeklerini okulda yiyorlar. “Ama tabi ki küçük yaştaki çocuklar için çok zor. Aileleri çiftçi. Sadece taşımalı öğrencilerimizin değil, bu köyde yaşayan öğrencilerimizin ailelerinden de çiftçilikle geçinenler var”.

Deniz Öğretmene okullarında çocuk bayramının nasıl geçtiğini soruyoruz: “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda çok eğleniyoruz. Aylar öncesinden hazırlıklara başlıyoruz. 23 Nisan bizim için bir heyecan, bir mutluluk. Çocuklar dans etmeyi ve eğlenmeyi çok seviyor. Onların bayramı olduğunun bilincindeler. Çok değerli bir bayram, bir armağan çocuklara”.

Haber Görseli

Şehirde öğretmenlik yapmakla köyde öğretmenlik yapmak arasında bir fark var mı sorumuza Deniz Öğretmenin cevabı şu şekilde oluyor: “Sınıf ortamına girdikten, öğrenciyle haşır neşir olduktan sonra şehirde öğretmen olmakla köyde öğretmen olmak arasında çok büyük bir fark olacağını düşünmüyorum. Ama köydeki çocuk toprak, tarım gibi konularda daha bilgili. Şehirdeki çocuklar toprakta yetişen ürünleri görmeden büyüyebiliyor. Bizim çocuklarımız bunların hepsinden haberdar ve daha şanslılar. Yazın ağaçlardan meyve, bahçeden sebzelerini topluyorlar. Anne ve babalarından tarımın nasıl yapıldığını görüyorlar. Zaten organik beslenme ve toprakla haşır neşir olma konusunda bir eğilim var toplum genelinde. Yazın anne ve babalarına yardım ediyorlar, bu konuda da mutlular. Havalar ısındıktan sonra hafta sonları bahçeye giderler onu da bana anlatırlar. ‘Öğretmenim bahçemize gittik, domates topladık’ diye. Bana da getiriyorlar, kışlığım için domatesimi fasulyemi köyden temin edebiliyorum. Kesinlikle daha lezzetli, daha güvenilir”.

Son olarak öğretmenimize öğrencilerin derslerini soruyoruz: “Öğrencilerin dersleri ve seviyesi çok iyi. Çok başarılılar, eğitime çok önem veren bir köy burası. Dolayısıyla aileler çok bilinçli. O yüzden çocukların durumu da çok iyi”.

“Köylerini çok seviyorlar”

Rabia, Berrin, Sude, Buse, Enes, Ebrar… Hamdi Eriş İlköğretim Okulunun 4. Sınıf öğrencileri. Ortak yönleri köylerini çok sevmeleri. Kentte yaşayan çocuklara göre şanslı olduklarını düşünüyorlar. Daha doğal ve organik beslendiklerini, köyde daha güvende olduklarını söylüyorlar. Minik öğrencilerle köydeki yaşamları ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramı ile ilgili düşünceleri hakkında konuştuk.

Haber Görseli

Rabia 9 yaşında. Annesi ev hanımı babası memur. Rabia, “Köyde yaşamayı çok seviyorum. Çünkü köy hayatı daha iyi, daha temiz daha doğal. Taze süt içiyorum, taze yumurta yiyorum. Burayı çok seviyorum. Büyüyünce sınıf öğretmeni olmak istiyorum. 23 Nisan kutlamalarını çok seviyorum, okulda kutlamalar çok güzel geçiyor” diyor.

Berrin 10 yaşında, “Köyümü çok seviyorum. Okula gidiş gelişimiz daha rahat ve kolay. Organik ürünler yiyoruz. Şehirdeki çocuklardan daha şanslıyız. Dışarıda daha çok oyun oynuyoruz. Yaz günlerinde bahçede annemize yardım ediyoruz. Onlarla beraber bahçedeki ürünleri topluyoruz. Kendi kümesimiz var. Bazen kümese gidip tavukların yumurtalarını topluyoruz. Bazen babaannemle süt sağıyoruz. 23 Nisan Bayramı’nı çok seviyorum. Çok eğleniyoruz törenlerde. Çok mutlu oluyoruz. Atatürkümüz bize bugünü armağan etmiş”.

Sude ve Buse kardeşler de köyde günlerinin çok güzel geçtiğini söylüyor. “Arkadaşlarımızla daha çok vakit geçirebiliyoruz. Kar yağınca buluşup oynuyoruz beraber. Bahçemizde tohum ekiyoruz, ağaç yetiştiriyoruz. Kümesten yumurta topluyoruz. 50-60 tane tavuğumuz var. 17 tane kazımız vardı, 5 tanesini sattık. 400 tane koyunumuz var. Babamız hem hayvancılıkla uğraşıyor hem de lastikçi. Yazları koyunlardan süt sağıp satıyoruz. Derslerimiz çok iyi. Öğretmen ve savcı olmak istiyoruz. 23 Nisan’da tören düzenleniyor. Halk oyunları oynanıyor. Atatürk bize 23 Nisan’ı armağan etti. Atatürk’ü çok seviyoruz ve ona teşekkür ediyoruz”.

Haber Görseli

Ecrin Naz, dedesinin bahçesinde ailesine yardım ediyor. Domates, salatalık, biber, patlıcan yetiştiriyorlar. O da köyde yaşamanın çok güzel olduğunu düşünüyor ve büyüyünce doktor olmak istiyor.

Enes, Irak’tan 2014 yılında Türkiye’ye gelmiş. Çok güzel Türkçe konuşuyor. Savaş dolayısıyla Türkiye’ye gelmişler. “Babam bizi korumak için Türkiye’ye getirdi. 3 kardeşiz. Türkiye’yi ve Ankara’yı çok sevdim. Bu köyü de çok seviyorum, burada arkadaşlarım var. Babam bekçi, annem ev hanımı. Irak’ta bahçemiz ve hayvanlarımız vardı. Dedem ve amcam çiftçilikle uğraşıyordu, ben de yardım ediyordum. Domates, salatalık, soğan ekip biçiyorlardı. 23 Nisan Çocuk Bayramı kutlamalarını Türkiye’ye gelince çok sevdim. Halk oyunları oynuyoruz, tören yapıyoruz, çok eğleniyoruz, oyunlar oynuyoruz” diyor ve ekliyor: “Büyüyünce asker veya öğretmen olmak istiyorum”.

Derslerinin çok iyi olduğunu söyleyen Özkan da, daha doğal beslendikleri için köyü çok sevdiğini belirtiyor ve avukat olmak istediğini anlatıyor.

Barış, Sincan’dan Sarayköy’e yeni taşınmış. Şehir ve köy hayatı arasındaki farkı şöyle anlatıyor: “Babam buradan iş buldu. Annem ev hanımı, 3 kardeşiz. Sarayköy’ü çok sevdim. Şehirde çok fazla dışarıda oynayamıyorduk. Burası daha güvenli olduğu için daha çok oynayabiliyorum. Sincan’da annem beni okula götürüyordu. Burada kendim okula gidiyorum”.

Emirhan’ın ise dedesinin Adana’daki köyünde bahçesi var. Köy yaşamını çok sevdiğini ifade eden Emirhan’a 23 Nisan’da bakan koltuğuna otursan bu köy için ne yapardın diye sorduğumuzda “Köyün yollarını yapardım” cevabını veriyor.

23 nisan çocuk köy okulu Sarayköy köy çocukları