EYLÜL-EKİM 2018 / KAPAK KONUSU
Arılar bitkisel üretimde verimi artırıyor
Arıcılık ve bal üretiminde önemli bir konumda olan ülkemizde konuya yönelik araştırmalara da büyük önem veriliyor. Ordu’daki Arıcılık Araştırma Enstitüsü de yöresel arı gen kaynakları, nektar/polen kaynakları ve kapasiteleri, arıcılıkta verimliliği arttıracak ıslah, yetiştirme ve üretim teknikleri, arı ürünlerinin beslenme ve gıda takviyesi olarak kullanım alanlarının artırılması, arı hastalık ve zararları ile mücadele başta olmak üzere arıcılığa dair tüm konularda çalışmalarını sürdürüyor. Biz de tüm bu çalışmaların detaylarını öğrenmek üzere Arıcılık Araştırma Enstitüsü Müdürü Feyzullah KONAK ile bir röportaj gerçekleştirdik.
Arıcılık Araştırma Enstitüsü hakkında bilgi verir misiniz?
Enstitümüz, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) bünyesinde arıcılık konusunda çalışan bir araştırma kurumu olarak 1994 yılı sonunda kuruldu. Ülkenin arıcılık yapılan tüm alanları, görev alanımıza girmekte. Enstitümüz arı sağlığı laboratuvarı, arı ürünleri analiz laboratuvarı, moleküler genetik laboratuvarı, morfometri laboratuvarı ve suni tohumlama laboratuvarları ile arı araştırmaları sahası, atölyesi, arı ürünleri paketleme birimleri olan ve bir AB projesi ile modern ve tam otomasyon paketleme tesisi de bulunan entegre bir araştırma merkezi. Görev konularımızı da yöresel arı gen kaynakları ile ilgili araştırmalar yapmak, nektar/polen kaynakları ve kapasiteleri hakkında çalışmalar yapmak, laboratuvar altyapı imkanlarını arıcılık sektörüne cevap verecek şekilde geliştirmek, arıcılıkta verimliliği arttıracak ıslah, yetiştirme ve üretim teknikleri ile alet ve ekipmanlar üzerine çalışmalar yapmak, arı ürünlerinin beslenme ve gıda takviyesi olarak kullanım alanlarını artırıcı çalışmalar yapmak, arı hastalık ve zararları konularında çalışmalar yapmak ve çözümler geliştirmek, apiterapi konusunda çalışmalar yapmak ve iklim değişikliğinin arıcılık üzerinde meydana getireceği muhtemel değişimleri belirlemek, uygun adaptasyon önerileri geliştirmek ve arıcılık ile ilgili gelişmeleri izlemek, gözlem yapmak, rapor hazırlamak ve karar vericilere muhtemel krizleri önleyici önlemleri öngören ayrıntılı raporlar sunmak olarak sıralabiliriz.
Enstitüde arıcılık ve balla ilgili yapılan AR-GE faaliyetleri nelerdir? Bal ve arı ürünleri üretiminde verimi artırmaya yönelik neler yapılıyor?
Enstitümüzde sektöre hizmet vermek amacıyla ve yeni ufuklar açacak AR-GE çalışmaları gerçekleştiriliyor. Ulusal ölçekte TAGEM, TÜBİTAK, Kalkınma Ajansları, STK ve özel sektörle yürüttüğümüz, uluslararası ölçekte de AB ve diğer uluslararası kuruluşlar kaynaklı olmak üzere yaklaşık 36 adet sonuçlanan 25 adet devam eden ve 2019’da yeni başlayacak 5 adet projemiz bulunuyor. Bunların dışında koloni yönetimi, kuluçka sistemleri, kovan çeşitleri, taşıma sistemleri, hasat sistemleri, üretim çeşitlendirilmesi konularında çalışmalar da yapıyoruz. Bakanlığımızın teşviki ile kamu-özel sektör iş birliği projeleri de uyguluyoruz. Verimi artırmak için yetiştiricilik ile ilgili Enstitümüzde yapılan Mobil Arıcılık Sistemi (D-MAS), Ülkesel Arıcılık Islah Projesi, farklı bölgelerde kışlatma olanakları, kivi, çilek, elma, badem ve kirazda polinasyon (tozlaşma) çalışmalarını sonuçlandırmış bulunuyoruz. Bazı balların özelliklerinin belirlenmesi, nosema hastalığı, arıcılıkta mekanizasyon, arı ürünlerinin çeşitlendirilmesi, kullanım alanları gibi konular ile moleküler çalışmaların arı ırklarının özelliklerini belirlemede ve arı hastalığında kullanımıyla ilgili araştırmalarımız da devam ediyor. Bal verimini ve kalitesini doğrudan etkileyerek üreticiye yön verecek şekilde entegre arıcılık projeleri gerçekleştiriyoruz. Ayrıca arı sütü üretimi ile ilgili uygulamalı eğitimler de yapıyoruz.
Haber Görseli
Feyzullah KONAK Arıcılık Araştırma Enstitüsü Müdürü
KULLANDIĞIMIZ BİTKİSEL ÜRÜNLERİN ÜÇTE İKİSİNDE ARILARIN ROLÜ VAR
Bal üretmenin dışında arıların bitkisel üretimdeki rolünün de önemli olduğunu biliyoruz. Bu konuyla ilgili çalışmalarınıza değinir misiniz?
Bal arıları, bitkisel üretimde polinasyon sağlayarak üründe, nitelik ve nicelik yönü ile katkı sağlamakta. Hatta arılar bal üretmek için değil bitkisel üretim için yaratılmışlardır denilse daha doğru bir ifade olacaktır. Arılarla çiçek açan bitkiler doğal ortaklardır. Her biri, diğerinin yaşamı ve yeniden çoğalması için belirli faaliyetleri yerine getirmekte olup bu anlamda aralarında bir ortak yaşam vardır. Bu anlamda arıların bitkisel üretime katkısının arı ürünleri üretiminin 20 katı civarında bulunduğunu gösteren araştırmalar bulunmakta. Kullandığımız bitkisel ürünlerin üçte ikisinin arılar tarafından polinasyonu gerçekleşmekte. Enstitümüzde kivi, çilek, badem, elma ve kirazda yapılan polinasyon çalışmaları arının bitkisel üretimdeki önemini belirleyen önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Kivi üretiminde, arı girişine serbest bırakılan ağaçlarda, ortalama olarak çiçeklerin yüzde 98.92’si meyveye dönüşürken, arı girişine kapatılan ağaçlarda ise çiçeklerin yüzde 32.08’si meyveye dönüştüğü tespit edildi. Arıların; meyve verimini 7.9 kat artırdığı, oluşan meyvelerin tamamına yakınının ekstra sınıfında yer aldığı, C vitamini içeriğinin, arısıza göre yüzde 33.2 daha yüksek olduğu belirlendi.
Çilek bitkisinde bal arıları kullanılarak tozlaşmaya bağlı veriminin yüzde 40 gibi önemli bir oranda arttığı saptandı. Kiraz polinasyonu konulu yaptığımız yayım projesi çalışmasında bal arılarının kirazda verimi yüzde 95’in üzerinde etkilediği bilimsel olarak kanıtlandı.
Badem polinasyonunda ise arı girişinin serbest olduğu ortamda meyve tutum oranları yüzde 34 olurken arı girişinin kapalı olduğu ortamda meyve tutum oranları yüzde 1,5 olmuştur. Sonuçta badem ağaçlarında meyve tutumu ve verimi üzerine bal arılarının etkili olduğu görüldü.
BOMBUS ARISI ÜRETİYORUZ
Ülkemizde son yıllarda sayısı büyük bir ivmeyle artmakta olan örtüaltı yetiştiriciliğinde de arıların, özellikle bombus arılarının polinasyonda etkili olduğu yapılan çalışmalarla belirlenmiştir. Özellikle polinasyonda en etkili tür olan bombus arılarının hastalık yönünden araştırılmaları bu arıların korunması yönünden katkı sağlayacaktır. Patlıcangiller olarak adlandırılan domates, biber ve patlıcanın örtüaltı yetiştiriciliğinde alternatifsiz olarak görülen bombus arılarının laboratuvar ortamında üretim çalışmaları Enstitümüz bünyesinde devam etmekte.
Çalışmalarınızın sonuçlarını üreticilerle hangi yollarla paylaşıyorsunuz?
Çalışmalarınızın sonuçlarını üretici ve ilgililere; resmi web sayfamız (https://arastirma.tarim.gov.tr/aricilik), liflet, makale ve ulusal/uluslararası yayın gibi yazılı dokümanların yanı sıra toplantılar, eğitim seminerleri, basın ve yayın kuruluşları ile İl Tarım Müdürlükleri aracılığı ile paylaşıyoruz. Ayrıca arıcılar ile birebir yapılan sohbetler en önemli bilgi aktarım metodumuz. Projelerden elde edilen bulguların ulusal ve uluslararası kongre, sempozyum vb. bilimsel toplantılarda bildiri ve poster olarak sunumu da gerçekleştiriliyor. Enstitümüze çiftçi ziyaretleri de yapılarak her türlü bilgi alışverişi iletişim sağlanıyor. Bir de altı ayda bir çıkardığımız “Arıcılık Araştırma” dergimiz bulunmakta.
İLAÇLAMAYA DİKKAT
Arıcılık ve bal üretimi konusunda yaşanan en önemli zorluklar nelerdir? Üreticilerin nelere dikkat etmesi gerekiyor?
Arıcılıkta varroa ve nosemanın yol açtığı kayıplar, temel petekte kalıntı, pazarlama problemi ve arı ürünleri çeşitliliğinin olmaması, karşılaşılan zorluklar ve dikkat edilmesi gereken konular olarak sayabiliriz.
Üreticilerin hastalıklarla mücadelede ruhsatsız ilaç kullanmamaları, farklı zamanlarda farklı etken madde kullanmaları, eş zamanlı toplu veya bölgesel ilaçlama yapmaları, aşırı dozda ve yanlış zamanda ilaç kullanmamaları gerekiyor. Arıcılıkta en önemli sorunlardan biri damızlık ana arı ihtiyacı karşılamada görülmekte. Herkes sakin ve bol bal veren arı ırkı ile çalışmak istemekte.
Diğer önemli bir sorun da üretim bölgelerinde aşırı arı kolonisi yoğunluğu bulunmasıdır. Normalde her kilometrekare alana 60-80 üretim kolonisi yerleştirilmelidir. Bu durum, nektar alanlarının ekonomik kullanımını sağlayacak ve koloninin verimliliğini arttıracaktır.
Enstitünün hedeflerinden bahseder misiniz?
Hedefimiz ülkemizin ve dünya pazarlarının ihtiyacı olan güvenilir ve kaliteli arı ürünlerinin erişilebilirliğini gerçekleştirmek, ekolojik kaynakların sürdürülebilir kullanımını sağlamak, iklim değişikliklerinin arıcılığa etkisini araştırmak, arı ve arı ürünleri konularında araştırmaları uluslararası düzeye çıkarmak suretiyle dünyada arıcılık sektöründe Türkiye’yi merkez haline getirmek. Kaliteli ürünler üretebilen yüksek verimli arı hatları oluşturarak hem ürünün hem de üretimin izlenebildiği ve ürünlere katma değer kazandıran inovatif arı ürünleri konusunda öncü ve örnek olmak istiyoruz.