TEMMUZ-AĞUSTOS 2025 / EL SANATLARI

Nuh Peygamber’den kalan miras ahşap ustalığı


Hilal DOĞAN    

23.09.2025 


Ağaçtan ve tahtadan yapılmış ürünleri ifade eden ahşap sözcüğü köken olarak Arapçadan gelmekle birlikte ahşabı var eden ana öge “ağaç” sözcüğü Türkçedir. Uygur metinlerinde “ıgaç” biçiminde geçen ağaç; Kaşgarlı Mahmut’un eseri Divan-ü Lügati’t-Türk’te ön türeme ile “y-ıgaç” biçiminde geçer.

Kâinatın doğal üreticileri ağaçlar var olduğundan bu yana insanlığa ve tüm canlılara adeta hizmet etmiş, faydalı olmuş; bundan herhangi bir karşılık beklemeksizin doğaya karşı vazife bilinci, büyümesindeki sabır, yaşadığı yöredeki toprağa, canlılara, suya, havaya gösterdiği vefa ile yüksek bir sadakat timsali olmuştur. İnsanların, ihtiyaçlarına binaen ağacı, çeşitli aletler ve usullerle şekillendirip kendilerinden estetik birtakım ögeler katarak gündelik yaşamlarında kullanmaları ahşabı ve ahşap oyma sanatını doğurmuştur. Yazı ve şekil kazıma olarak da niteleyebileceğimiz ahşap oyma; ağaç malzeme üzerine farklı derinlikteki motiflerin özel aletlerle oyulması ve yontulması işidir. 
 
Ahşap ustalığı, ilk kez Nuh Peygamber tarafından ortaya konmuş; Orta Asya Türkleri tarafından da sanat tarihine damga vuran örnekleri verilmiştir. 
 
Orta Asya’nın devamı niteliğindeki Anadolu Selçukluları Devri’nde en güzel örneklerinin görüldüğü ahşap oymacılığı; özellikle kapı, pencere, tavan, çekmece, sandık, rahle, minber, kenarlık, kaide ve sütunlarda yaygın olarak kullanılmış ve o devrin temsili hâline  gelerek sanat eserlerinin vazgeçilmez ögesi olmuştur. Selçuklu mimarisine ait camiler, medreseler, şifahaneler ve kervan saraylar ile bunların taç kapıları, iç sütunları gibi pek çok eser ve örneklerde icra edilmiştir. 
 
Ahşap oymacılığına ait çeşitli örnekler, Selçukluların kendine has üslubuyla zarafetini tüm dünyaya göstermiştir. Bu zarafetin içinde Türk süsleme sanatlarının hepsinde olduğu gibi sadeliğin hâkimiyeti göze çarpar. Ahşap oymacılığını Selçukludan devralan Osmanlı bu sanatı özüne sadık kalarak farklı tekniklerle sürdürmüş ve Bursa şehrini ahşap oymacılığının merkezi hâline getirmiştir. “Yeşil Cami Taç Kapısı”, “Ulu Cami Minberi” Osmanlılardaki Selçuklu üslubunun devamıdır. 
 
Günümüze değin süregelen ve ağaçlarımız var oldukça ifa edilebilecek olan ahşap oymacılığı, içinde bulunduğumuz yüzyılda eskisi kadar muazzam örnekler veremese de günlük yaşantımız ve süsleme sanatlarımız içinde zengin çeşitliliğiyle varlığını koruyor. Bu varlığı korumaya ve sürdürmeye çalışan usta ellerden biri de ahşap oymacılığının bir zamanlar merkezi olan Bursa ilinde yaşıyor. Bursa İl Tarım ve Orman Müdürlüğünde görev yapan ahşap oyma ustası Kâni Dursun’la sanatı hakkında bir görüşme gerçekleştirdik.
 
Sizi tanıyabilir miyiz?
 
Ben Kani Dursun. Bursa İl Tarım ve Orman Müdürlüğünde memurum. Kültür Bakanlığı ahşap oyma sanatçısıyım. 39 seneden beri ahşap oymayı hobi olarak yapıyorum. 
 
Bursa Kent Konseyi, el sanatları çalışma grubu üyesiyim. Yozgat doğumluyum. Gençliğim Tokat’ın Turhal ilçesinde geçti. 9-10 yaşlarındayken çakı ile ahşap yontmaya başladım. Tokat İl Kültür Müdürümüzün vesilesiyle ahşap oyma sanatıyla tanıştım. O vesile, benim, yaratılmış tüm nesnelere bakışımı değiştirdi. 

Haber Görseli

Bu işi nereden öğrendiniz?
 
Kendi çabalarımla öğrenmeye çalıştım. Bir ustamın olmasını isterdim ama nasip olmadı. Tokat İl Kültür Müdürünün vasıtasıyla Tokat Taşhan’da bulunan bir ustanın çalışmasını izledim. Ahşap oyma beni çok etkiledi. İlk çalışmamı tavan göbeği örneği ile yaptım. Bu, benim için bir başlangıç oldu. Ustam olmadığı için dergi ve kitaplardan ahşap oymayı araştırdım. Deneme yanılma metodu ile kendi tarzımı oluşturmaya çalıştım. 60 yaşına geldim hâlâ öğrenmeye devam ediyorum. 
 
AHŞAPTAN ÇIKAN SESLER BENİ RAHATLATIYOR, TERAPİ GİBİ GELİYOR
Neden ahşap?
 
Çocukluk dönemimde en rahat ulaşabildiğim ve şekil verebildiğim tek malzeme ahşaptı. Küçük bir çakı ile kendi oyuncaklarımı yapabiliyor ve bununla mutlu oluyordum. Yaşım ilerledikçe ahşapla kurduğum bağ farklılaştı. Çocukken yaptığım ok-yay gibi oyuncaklar, o zamanın vakit geçirme araçlarıydı. Şimdi ise bu çok değişti. Artık ahşapla duygusal bir bağ kuruyorum. İskarpelanın her hareketinde ahşaptan çıkan sesler beni rahatlatıyor adeta terapi gibi geliyor. Ahşap çeşitlerini tanıdıkça, dokularını ortaya çıkarttıkça ona daha fazla bağlanıyor, kendimi sürekli farklı ve yeni çalışmaların peşinde buluyorum. 

Haber Görseli

Ahşap oymacılığını sanat olarak görüyor musunuz? 
 
Bu, yapan kişiye göre değişir. Geçimini ahşap oyma ile karşılayan biri seri üretim boyutundaysa oymanın sanatsal kısmına vakit ayıramayabilir. O zaman yaptığı iş sanat değil, zanaat olur. Eğer kişi, çalışmasında hem eli hem beyni hem de yüreğiyle çalışırsa eserde kendini bulur. Bu durumda insan adeta eserle bütünleşir ve ortaya çıkan eser kendinden bir parça olur. Eser bir ayna gibi sanatçıyı işaret eder ve onun iç dünyasını yansıtır. Bu da gerçek bir sanattır. 
 
Hangi tekniği kullanıyorsunuz?
 
Geleneksel ahşap oyma yani kabartma yöntemini kullanıyorum. Ahşap üzerine çizilen desenin iskarpela ile markalanması, desenin belirgin hâle getirilmesi demektir. Bu işlemle desenin ve ahşabın durumuna göre 8 mm gibi bir derinlik verilir (Bu derinlik artabilir de azalabilir de.). Sonrasında desenin pahtının kırılması yani yorumlanması yapılır. 
 
Genel olarak çalıştığınız bir ürün türü var mı? 
 
Ahşap oymaya başladığım yıllarda tavan göbeği, kavukluk, sekizgen sehpa, rahle gibi Selçuklu ve Osmanlı eser modellerini çalışıyordum. Son yıllarda soyut ve modern çalışmalara yoğunlaştım. Bazen bir şiirden bazen de yaşam içinde karşılaştığım bir olaydan etkilenip kompozisyon şeklinde yaptıklarım da oldu. Devamlı olarak farklı oyma tekniklerini ahşaba uyguluyorum. Işık yansıması ile ortaya çıkan tablo denemelerim de var. Bu teknikle; ahşap yüzeyinde gizlediğim şekillerin ışığın yansımasıyla bir gölge olarak açığa çıkmasını sağlıyorum. Bu açıları ayarlamak ve sonucu görmek benim için ayrı bir keyif.

Haber Görseli

Bir çalışma ne kadar sürede tamamlanabiliyor?
 
Bu süre, çalışmanın inceliğine, desenin zorluk ve detayına göre değişiyor. Bazen 1 hafta bazen 20 gün bazen de daha uzun sürdüğü oluyor. Özel bir çalışmam tam 2 sene devam etmişti. Bu sürede şimşir ağacından bir tespih yaptım. Tespihin özelliği, Ayet-el kürsi suresini içermesidir. 18 mm büyüklüğünde hazırladığım habbelerin üzerine Ayet-el kürsi’yi sülüs hattı ile yazıp oymasını yaptım. 
 
Ahşap oyma sanatı hangi malzemeler kullanılarak yapılıyor?
 
Kesici alet olarak iskarpela kullanıyor sert ağaçları tercih ediyorum. Sert ağacın işçiliği zordur ama sonucu etkileyicidir. Hızlı ve pratik çalışmalarda ve yeni başlayan öğrencilerimizde ıhlamur kullanıyoruz. Ceviz, zeytin, ıhlamur, erik, kiraz, dut ve yerli ağaçları ya da venge abanoz, morgül gibi egzotik ağaçları ahşap oyma için tercih ediyoruz. 
 
Ahşap oymayı öğrettiğiniz kimse var mı? Bu el sanatının yaygın hâle gelmesi sizce nasıl mümkün olur?
 
Bursa’da çok öğrenci yetiştirdim. Özellikle çalıştığım İl Tarım Müdürlüğü atölyemizde yetmişin üzerinde öğrencimiz oldu. Kurumun dışında özel atölyemiz var. Orada da öğrenci yetiştirmeye çalıştım. Hâlâ da öğretmeye devam ediyorum. Bireysel olarak kendi atölyemizde hafta sonları öğrenci yetiştirmeye devam ediyorum. 
 
Ne var ki ahşap oymacılığı günümüzde çok yaygın değil. Kültür ve Turizm Bakanlığının yayınladığı güncel verilere göre bu alanda aktif usta sayısı diğer geleneksel el sanatlarına göre daha az. Yaygın hâle gelmesi için İl Kültür Müdürlükleri ile Belediyeler vasıtasıyla ücretsiz kurslar açılabilir. 
 
Ahşap oyma işini herkes yapabilir mi?
 
Ahşaba muhabbeti ve sabrı olan herkes bu işi yapabilir. Belki biri daha güzel yapar, bir başkası kendini tatmin edecek kadar yapar ancak her ikisi de çalışmanın bitiminde huzur ve huşu ile ayrılır. 
 
SELÇUKLU VE OSMANLI DÖNEMİNDE ATALARIMIZIN YAPTIĞI AHŞAP OYMALAR İLHAM KAYNAĞIM
Geçmişi çok eskilere dayanan bir sanatı sürdürmek, öğrenmeye devam etmek, üretmek ve insanların da üretime dâhil olmasını sağlamak nasıl bir duygu bizimle paylaşır mısınız?
 
Bu sanatı öğrenip insanlara aktarmanın geçmişle bugün arasında bir köprü kurduğunu düşünüyorum. 
 
Selçuklu ve Osmanlı dönemindeki kapı, pencere, minber, kürsü vb. çalışmaları incelediğimizde atalarımızın ne kadar zarif ve ince çalıştıklarını görüyorum. O çalışmalar bana ilham kaynağı oluyor. Ahşap oymada kullandıkları yöntemleri günümüze uyarlayarak kursa gelen öğrencilere aktarmaya çalışıyorum. 
 
İl Tarım Müdürlüğündeki atölye çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
 
Mesaimiz bittiğinde atölyemizi açıyoruz. 2016 yılında açmış olduğumuz atölyemizde şimdiye kadar 70’in üzerinde öğrencimiz oldu. Kurum arkadaşlarımızla beş tane sergi açtık. Bu sergilerin ilgi görmesi bizi motive etti. En son, kurumumuzun bahçesinde kuruyan bir çınar ağacı vardı. Onu değerlendirerek kartal figürü yaptık. Atölyedeki çalışmalarımız verimli bir şekilde devam ediyor. İl Müdürümüz İbrahim Bey de ahşap oyma sanatına ilgi gösteren ve sebatla devam eden kursiyerlerimizden biridir. 
 
AHŞAP OYMA SİZDE BİR FARKINDALIK OLUŞTURACAKTIR  
Ahşap oymacılığı yapmak isteyenlere ne tavsiye edersiniz? Okuyucularımıza iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
 
Öncelikle ağaç seçimi çok önemli ve iskarpelalar çok kaliteli olmalıdır. Detaylı ve ince bir çalışma yapılacaksa sert ağaçlar tercih edilmelidir. Oyarken zorlasa da sonuç mutlu edicidir. Sabrınız yoksa ahşap oyma sayesinde sabrı öğreneceksiniz.
 
Hayata ve çevreye bakışınız değişecektir. Ahşap oyma, sizde bir farkındalık oluşturacaktır. Gördüğünüz ağaçlara odun gözüyle bakmayacak ortaya çıkabilecek ürünlerin hayalini kuracaksınız. Zihninizi meşgul eden meşgalelerden kurtulup ahşap ile huzuru yakalayacaksınız. Sosyal hayatınız bu sanatla değişecektir. Özetle sizleri ahşap ile muhabbete davet ediyorum. 
 
YARARLANILAN KAYNAKLAR 
Şevket Rado, Büyük Türk Sözlüğü, Hayat Yayınları, s.28.
Türk-İslam Ağaç Oyma Sanatı, Tarım ve Köy işleri Bakanlığı, Düzce El Sanatları Eğitim Merkezi Yayınları, e-kitap.
Ağaç Oyma Sanatı, Türkiye Kültür Portalı.
Vecihe Hatipoğlu, Ağaç ve Su, TDK-Belleten, s.269.
Ahmed Cemil Akıncı, Peygamberler Tarihi, Cilt: 4 -Sinan Yayınevi. 

ahşap ustalığı