MAYIS-HAZİRAN 2025 / GÜNDEM

Bir milletin uyanışı:19 Mayıs


Doç. Dr. Okan CEYLAN - Doç. Dr. Suna ALTAN    

23.07.2025 


Bir ulusun kaderinin yeniden yazıldığı tarihler, sadece olaylar dizisi olarak değil, aynı zamanda toplumsal hafızanın en güçlü yapı taşları olarak değerlendirilmelidir. Türk milletinin kaderini kökten değiştiren bir dönüm noktası olan 19 Mayıs 1919, yalnızca bir tarih değil; aynı zamanda bağımsızlık mücadelesinin ilk adımı, bir dirilişin ve yeniden doğuşun sembolüdür.

Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı sonunda askerî ve siyasi bakımdan ağır bir yenilgiye uğraması neticesinde Mondros Mütarekesi’ni (30 Ekim 1918) imzalamak zorunda kalmıştır. Mütarekenin ardından Anadolu’nun farklı bölgelerinde İtilaf Devletleri tarafından işgaller başlamıştır. Bu işgallerle birlikte Anadolu’da genel bir kargaşa ve işgal tehlikesi hâkim olmuştur. Özellikle Karadeniz Bölgesi’nde çıkan Pontus Rum çeteleri, bölgedeki Türk nüfusu tehdit eder hâle gelmiştir. İngilizler bu bahaneyle Samsun’a asker çıkararak bölgedeki karışıklıklara müdahale etmeye başlamışlardır. Bu ortamda, Osmanlı Harbiye Nezareti, Mustafa Kemal Paşa’yı 9. Ordu Müfettişi olarak görevlendirmiştir. Paşa’nın görevi, bölgede asayişi sağlamak ve silah kaçakçılığını önlemekti. Ancak Mustafa Kemal, bu görevi Millî Mücadele’yi başlatmak için bir fırsata dönüştürmüştür. 16 Mayıs 1919’da İstanbul’dan yola çıkan Bandırma Vapuru, 19 Mayıs’ta Samsun’a ulaşmıştır.

Haber Görseli

Mustafa Kemal Paşa’nın 9. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkması umutsuzluğa karşı milletin iradesine dayanan yeni bir sürecin başlamasını sağlamıştır. Bu başlangıç, Türk milletinin esareti kabul etmeyeceğinin en açık göstergesi olacaktır. Samsun, artık yalnızca Karadeniz’in bir liman kenti değil; milletin kaderini eline aldığı yer, bağımsızlık meşalesinin yakıldığı ilk duraktır. Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışı, kısa sürede Anadolu’daki direnişin örgütlü hâle gelmesini sağlamış; Amasya Genelgesi (22 Haziran 1919), Erzurum (23 Temmuz-7 Ağustos 1919) ve Sivas Kongreleri (4-11 Eylül 1919) ile Millî Mücadele’nin fikrî ve idarî temelleri atılmıştır. 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmıştır. Takip eden süreçte Kurtuluş Savaşı kazanılmış ve 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilmiştir. Bu süreçte halkın tabandan gelen desteği mücadelenin sadece askerî değil, aynı zamanda sivil bir hareket olduğunu da göstermiştir. Dolayısıyla 19 Mayıs, milletin kendi kaderini tayin etme iradesinin vücut bulduğu bir tarihtir.
 
Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs’ın anlamını sadece geçmişe yönelik bir zafer olarak görmemiş bugünü geleceğin teminatı olan gençliğe ithaf etmiştir. 1938 yılında ilk kez “Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanmaya başlanması, bu tarihsel olayın yalnızca bir anma değil, aynı zamanda bir yeniden inşa ve genç nesillere ideolojik aktarım işlevi taşıdığını göstermektedir. 19 Mayıs’ın her yıl törenlerle kutlanması, bu tarihin yalnızca tarih kitaplarında değil, toplumsal bellekte sürekli yeniden üretilen bir anlatı hâline gelmesini sağlamıştır. Törenler, şiirler, marşlar ve sportif faaliyetlerle anılan bu gün, özellikle eğitim kurumları aracılığıyla kuşaktan kuşağa aktarılan bir ulusal kimlik inşa sürecinin parçasıdır. 19 Mayıs, Türk milletinin tarih sahnesinde yeniden var oluşunun, bağımsızlık aşkının ve kararlı direnişinin simgesi olarak her yıl coşkuyla ve gururla kutlanmaktadır. Bu anlamlı gün, geçmişten alınan güçle geleceği şekillendirme iradesinin bir ifadesidir.
 
Kaynaklar
 
Suna Kili, Türk Devrim Tarihi, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul 2014.
M. Tayyib Gökbilgin, Millî Mücadele Başlarken, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul 2011.
Mahmut Goloğlu, Cumhuriyete Doğru, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul 2021.

19 Mayıs, Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı Doç. Dr. Suna ALTAN Doç. Dr. Okan CEYLAN