MAYIS-HAZİRAN 2025 / ÖNDER ÇİFTÇİ

Çiftçi bir anne Melike Kubaş Öztürk: “Ben yas sürecinden çıkabildim siz de çıkabilirsiniz”


Canan YALÇIN SEVER    

22.07.2025 


Çocukluğundan beri toprakla uğraşan Melike Kubaş Öztürk, Trakya’da çiftçilik yapan güçlü bir kadın. Her şey normal giderken bir anda kızının vefatıyla hayatı alt üst oldu. Kızının vefatından sonra yaklaşık 4 yıl boyunca bir yas dönemine girdi ve bu dönemde hiçbir şey yapmadan sadece okuyup yazdı. Yas döneminden yazdıklarıyla ve üretime tekrar dönerek çıkabildi. Yas adlı kitabını yayınladı, kitabın geliri ailesini kaybeden çocuklara gidiyor. Kendisi gibi yaslı annelere önemli mesajları var. Yas dönemini, çiftçiliği, kitabını kendisiyle konuştuk.

Bize çocukluğunuzdan, nasıl bir eğitim aldığınızdan, ailenizden kısaca söz edebilir misiniz?
 
Mersin, Anamur’da doğdum. Çiftçi bir ailenin çocuğuyum. Annem ve babam seracılık, narenciye işi yaptılar. Babam vefat edince eğitimime sadece liseye kadar devam edebildim. Daha sonra evlendim. Eşim Trakya’da bir çiftçiydi. Anlayacağınız evlenince de çiftçilik hayatıma devam ettim. Şimdilerde Malkara Ahi Evren köyünde kanola, ayçiçeği, arpa, buğday aklınıza gelebilecek her şeyi yetiştiriyoruz. Yaklaşık 24 yıl süt üreticiliği ve besicilik de yaptık. Büyük çaplı bir işletmeydi ama kızımın vefatından sonra besiciliği bıraktık. Sadece bitkisel üretime devam ediyoruz.  1.000 dönüme yakın bir arazide üretim yapıyoruz. Ben de bu üretim sürecinin her aşamasında etkin şekilde yer alıyorum. Kış ayları çok soğuk olduğu için merkezdeki evde yaşıyoruz ama yazın hep köydeyiz. 
 
MESLEĞİMİ ÇOK SEVİYORUM
Çiftçilik sizin için neyi ifade ediyor?
 
Dünyanın en sabırlı işini yapıyoruz. Bir tohumu yere atıyoruz ve bekliyoruz sabretmeyi öğreniyoruz, beklemeyi öğreniyoruz. Bence çok kutsal bir meslek ve mesleğimi çok seviyorum. Ülkemde çiftçilik mesleğinin daha çok itibar görmesini belli bir noktaya gelmesini istiyorum. Şu an hak ettiği yerde olduğunu düşünmüyorum. Toplum içinde çiftçilik bir meslek olarak kabul edilmiyor. Bir topluluğa girdiğinizde çiftçi iseniz bir adım geridesiniz demektir. Yıllardır gözlemlerim sonucu bunu söylüyorum. Ben çiftçilik yapıyorum derken gururla söylüyorum. 
 
Oğlunuz ziraat mühendisi olmayı tercih etti. Bu kararda sizin etkiniz var mıydı?
 
Oğlumun tercihine hiç karışmadım kendisi karar verdi. Kendisine neden ziraat mühendisliği istedin diye sorduğumda “Gidip yurt dışında bir fastfood da çalışıp orada bir şey yapmaya çalışıncaya kadar kendi arazilerimizde bir meslek yapmak istiyorum. Daha bilinçli daha eğitimli bir şekilde bu işi sürdürmek istiyorum.” dedi. Ben de çok mutlu oldum, gurur da duydum. Gözüm arkada kalmayacak.

Haber Görseli

KİTABIN GELİRİ HATAY'DA AİLESİNİ KAYBEDEN ÇOCUKLARA GİDİYOR 
Yakın zamanda kızınızı kaybettiniz. Ve çok kötü bir dönem geçirdiniz. Yani bir yas dönemi atlattınız. Bu dönemde “Yas” adlı bir de kitap çıkardınız.  Bu süreçten söz edebilir misiniz? 
 
Kızım lise son sınıfa gidiyordu, fen lisesinde okuyordu. Çok iyi derecede piyano, yan flüt ve keman çalan bir çocuktu. Sesleri normal şekilde duymuyordu. Sanatsal yönü çok kuvvetli bir çocuktu. Vefatından sonra bu dönemde hiç kimseyle görüşmedim. Tabii işleri de bıraktım. Sadece kitap okudum ve yazdım. 4 yıl boyunca kimseyle görüşmeden bir dönem geçirdim. O sıralar yazarken bir kitaba dönüşeceğini aslında planlamamıştım. Sadece bana iyi geldiği için bir çeşit iç dökme, bir çeşit kendimi ifade etme idi yazmak. Oğlum, yazdıklarında yazım ve noktalama hataları var ama bunlar halledilir; yazdıkların çok güzel bunları kitap hâline getirelim, dedi. Sonra böyle bir yolculuğa çıktık. 
 
Bu yolculuğa çıktık ama çiftçi bir kadın olarak bir kitap çıkaracak olmak benim için hiç kolay olmadı. Bunu özellikle söylüyorum çünkü görüştüğüm her yerde mesleğim sorulduğunda çiftçi dedikten sonra dikkate alınmadım. O zaman daha iyi anladım çiftçilerin aslında işinin ne kadar zor olduğunu. Bir şekilde kitabım basıldı. Tabii kitabın gelirini kendim için kullanamazdım ve bir şekilde bir şey yapmak istiyordum. Ben de kitabın gelirini çocukların eğitimine gitmesini istedim. Ondan sonra birtakım yerlerle görüştüm. Kızım vefat etmeden önce sanatla ilgilendiğinden Karsu Dönmez’e mesaj atıyor müzikle ilgili. Onlar görmüyorlar bu mesajı bundan 7 yıl önce. Bir gün Karsun Dönmez’in babası Alparslan Dönmez’le yollarımız kesişiyor. Kendilerinin destekleriyle kitabın geliri Hatay’da ailesini kaybeden çocuklara gidiyor.
 
Ben bu kitabın gelirinin çocuklara gitmesini istiyorum ama şöyle de bir amacım var aslında ben topluma nasıl faydalı olurum diye düşündüm. Hedefim yas tutan o kadar çok anne, aile, insanlar var ki. Okuduklarından aslında bu yas sürecinden nasıl çıkabileceklerini gösteren bir kitap olsun istedim. Yani yeniden hayata tutunuşun kitabı. Bu kitap yas tutan insanlarla bir köprü olsun istiyorum; dil, din, ırk, gözetmeksizin.  Ülkemde yaşayan kadınlara, annelere, yas tutan insanlara ulaşmak; “bakın ben bu yas sürecinden çıkabildim, siz de yapabilirsiniz” umudunu öğretmek insanlara.  
 
ÇALIŞABİLECEK DURUMA GELDİĞİM ZAMAN YİNE TOPRAĞA SARILDIM
Yas döneminden çıkmanızda çiftçilik mesleği ne kadar etkili oldu? Ayrıca Anneler Günü vesilesiyle özellikle sizin gibi acılı anneler için mesajınız ne olur?
 
Çalışabilecek duruma geldiğim zaman yine toprağa sarıldım, yine tohumlara sarıldım. Çünkü bana iyi hissettiren şey okumak yazmak kadar çiftçilik de. Tekrar bir şey üretmek, ürettiğim şeyin insanlara faydalı olduğunu görmek beni mutlu ediyor. 
 
Yas kitabıyla pek çok acılı anne bana ulaşıyor, onlarla iletişim kurabiliyorum. Buradan şunu söylemek istiyorum hayata tutunmak için yeniden hayatı yaşamayı öğrenmek için mutlaka bir şeyler yapmak zorundasınız. Onlardan ricam lütfen kitabımı bir kere okusunlar, kitabı okuduklarında hem çocuklara destek olacaklar hem de kendilerinden mutlaka bir şeyler bulacaklar, buna eminim. 
 
Hayata devam etmek zorundayız ölüm bir kayıp değil, bir ayrılık da değil onlar bizimle ama biz onları ne kadar yaşatabilirsek.

yas örnek çiftçi