MART-NİSAN 2025 / TARIM TEKNOLOJİLERİ

Geleceğin tarımsal üretim modeli: Agrivoltaik tarım


Sema ÖZAY    

04.06.2025 


Agrivoltaik tarım, tarımsal üretimle güneş enerjisinden elektrik üretimini birleştiren yenilikçi bir yöntem. Türkiye gibi güneş enerjisi potansiyeli yüksek olan ülkelerde, bu yöntem hem temiz enerji hem de tarımsal verimlilik açısından önemli bir avantaj olabilir. Bu sistem nasıl çalışır, hangi bitkilerin yetiştirilmesi için uygundur, avantajları nelerdir gibi üreticilere özellikle de genç girişimcilere rehber olabilecek soruları, Komşuköy kurucusu Uğur M. Akyıldız’a sorduk.

Dünya nüfusunun hızla artması ve iklim değişikliği, tarım arazilerinin verimli kullanımını ve temiz enerji ihtiyacını kritik bir konu hâline getiriyor. Bu nedenle, gıda ve enerji talebini karşılamak için sürdürülebilir çözümler aranıyor. Agrivoltaik sistemler, hem tarımsal üretimi destekleyen hem de temiz enerji sağlayan yenilikçi yaklaşımlardan biri olarak öne çıkıyor. İlk olarak 1982’de kurak arazileri tarıma uygun hâle getirmek amacıyla uygulanan bu yöntem, geleneksel tarım uygulamalarının yanı sıra güneş enerjisiyle desteklenen daha sürdürülebilir bir tarım modeli oluşturuyor.  Güneş panellerinin genellikle yüksek direkler üzerine yerleştirilmesi ve araziye minimum temas sağlayacak şekilde konumlandırılması ile kurulan sistemde, panellerin altında veya aralarında tarım yapılabilen alanlar oluşturularak, güneş ışığının ve yağmurun bitkilere ulaşması sağlanıyor. Hollanda, Fransa, İspanya, Güney Kore ve Yunanistan’da; ahududu, aromatik bitkiler, brokoli, enginar gibi bitkilerin başarılı şekilde yetiştirildiği örnekleri bulunan agrivoltaik sistem, ülkemizde de çeşitli pilot uygulamalarla deneniyor. Komşuköy-Enerjisa üretim iş birliği ile İstanbul Beykoz sınırları içinde yürütülen çalışma da bu pilot uygulamalardan biri. Detayları Komşuköy kurucusu Uğur M. Akyıldız anlattı.

Haber Görseli

Agrivoltaik tarım nedir? Bu sistemle ne amaçlanıyor ve nasıl ortaya çıktı anlatır mısınız?
 
Agrivoltaik tarım, aynı arazide hem tarımsal üretim hem de güneş enerjisinden elektrik üretiminin yapılmasını sağlayan çift amaçlı bir sistem. Bu sistemde güneş panelleri elektrik üretirken panelin altında yetişen ürünleri de aşırı sıcak ve iklimsel streslerden koruyarak verimi artırabiliyor.
 
İlk kez 1981’de tasarlanan bu sistemler, özellikle son yıllarda artan enerji ihtiyacı, su kısıtı ve gıda güvenliği gibi küresel sorunlara çözüm olarak yeniden önem kazandı. Agrivoltaik sistemler, tarım alanlarının daha verimli kullanılması yoluyla, gelecekte hem gıda hem de enerji üretimini bir arada sağlayabilecek bir model sunuyor.
 
Komşuköy Şirketi olarak agrivoltaik tarımla ilgili çalışmalarınızı ve Enerjisa ile yapmış olduğunuz pilot uygulamaları anlatır mısınız?
 
Komşuköy olarak Enerjisa Üretim iş birliğiyle İstanbul’da Türkiye’nin ilk sabit çift yüzlü panel sistemine sahip agrivoltaik pilot sahasını kurduk. 400 metrekarelik bu sahada biberiye, yaban mersini, salatalık gibi yedi farklı ürün yetiştirildi ve eş zamanlı olarak yılda yaklaşık 30 MWh elektrik üretimi sağlandı. Arazi verimliliğini ölçmek amacıyla kullandığımız LER (Arazi Eşdeğer Oranı) analizine göre sistemimiz geleneksel ayrı alan uygulamalarına göre yüzde 33 ile yüzde 135 arasında daha verimli çıktı. Özellikle biberiye üretiminde yüzde 135 oranında verim artışı sağlandı.

Haber Görseli

GÖLGEYE TOLERANSLI BİTKİLER DAHA VERİMLİ YETİŞİYOR
Agrivoltaik sistemler hangi iklim koşullarında ve hangi bitkilerin üretimi için tercih edilebilir?
 
Bu sistemler özellikle güneşli, sıcak ve kurak iklimlerde büyük avantaj sağlar.
 
Bizim deneyimlerimize göre biberiye, brokoli, yaban mersini gibi gölgeye toleranslı bitkiler bu sistemde çok daha verimli yetiştirilebiliyor. Ancak ışık ihtiyacı yüksek olan bazı ürünlerde, örneğin kapya biberde yüzde 30’a varan verim düşüşü gözlemlenebiliyor. Bu nedenle bitki türü seçiminin sistem tasarımıyla birlikte değerlendirilmesi gerekir. 
 
Bu sistemde kullanılan farklı yöntemler ya da paneller var mı?
 
Evet, agrivoltaik sistemlerde farklı panel tipleri ve yerleşim biçimleri kullanılabiliyor.
 
Bizim sistemimizde sabit, çift yüzlü paneller kullanıldı. Ayrıca hareketli güneşi takip eden paneller, yarı şeffaf paneller gibi alternatifler de mevcut. Panel yüksekliği ve aralıkları da alt kısımdaki tarımı doğrudan etkiliyor. Denemelerimizde 3 metre yükseklik ve 1-2 metre panel aralığı kullandığımız model, bitkilerin yeterli ışık almasını sağladı.
 
Tarım girdilerinin kullanımı ve çevreye etkileri açısından avantajları ve dezavantajları neler?
 
Agrivoltaik tarımın avantajlarını şöyle sıralayabiliriz:  Sistemin çevresel etkileri oldukça olumlu. Panellerin sağladığı gölgeleme, toprağın nemini koruyarak su tüketimini azaltıyor. Buharlaşma azaldığı için su tüketimini yüzde 20-30 oranında düşürüyor. Karbon ayak izini azaltarak temiz enerji üretimini sağlıyor.
 
Diğer yandan bitkilerde aşırı hava olayları neticesinde oluşan stres azalıyor, gelişimleri dengeleniyor. Bitki koruma amaçlı tarım kimyasallarına olan ihtiyaç azalabiliyor.  Komşuköy’de ilaçsız, doğal tarım yöntemleriyle ürün yetiştiriliyor ve ekolojik bütünlüğe zarar vermeden üretim yapılıyor. 
 
Ayrıca aynı araziden hem tarım hem enerji geliri elde edildiği için uzun vadede çiftçiye ciddi ekonomik katkı sağlıyor. 
 
Dezavantajlarına gelince sistemin kurulum maliyeti yüksek, ancak elektrik üretimi sayesinde yatırım 5-7 yıl içinde kendini amorti edebilir. Ayrıca her ürün için uygun olduğunu söyleyemeyiz, gölgeye duyarlı ürünlerde verim düşebilir.

Haber Görseli

Agrivoltaik sistemlerde enerji üretimi ve tarımsal üretim arasında nasıl bir denge sağlanır?
 
Enerji üretimi ile tarımsal verim arasındaki denge, sistemin doğru tasarımıyla mümkün. Panellerin yüksekliği, eğimi ve dizilişi doğru planlandığında, hem yeterli elektrik üretimi hem de sağlıklı bitki gelişimi sağlanabiliyor. Örneğin Komşuköy’de paneller 3 metre yükseklikte, 21° eğimle ve 1,2 metre aralıklarla yerleştirildi. Bu yapı, tarıma engel olmadan verimli enerji üretimini mümkün kıldı.
 
SİSTEMİN YAYGINLAŞMASI DESTEKLENMESİNE BAĞLI
 
Sistemin yaygınlaşması için ne yapılabilir? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Agrivoltaik tarımın yaygınlaşması için devlet destekli yatırım hibeleri sağlanabilir. Enerji ve tarım teşviklerinin birleştirilmesinin, vergi avantajları ve finansman desteği sağlanmasının katkısı da büyük olacaktır.  Eğitim ve danışmanlık hizmetleri yaygınlaştırılabilir. Çiftçilerin bu sistemleri benimseyebilmesi için hem teknik hem de finansal olarak desteklenmeleri gerekir. 
 
Agrivoltaik sistemler, sadece verimli bir üretim modeli değil aynı zamanda geleceğin sürdürülebilir yaşam alanlarının da anahtarıdır. Biz Komşuköy olarak, doğaya saygılı, kaynakları verimli kullanan, enerji bağımsızlığı sağlayan ve biyoçeşitliliği destekleyen modeller geliştirmeye devam ediyoruz. Tarım ve enerjiyi bir araya getiren bu sistemlerin, hem kırsalda hem de kent çeperlerinde yeni bir dönüşümü başlatacağına inanıyoruz.

komşuköy Uğur M. Akyıldız agrivoltaik tarım tarım teknolojileri sema özay