MART-NİSAN 2025 / AYIN KONUSU

Genç Çiftçi Çevik: “Hiçbir atık boşa gitmemeli düşüncesiyle yola çıktım”


Hülya OMRAK    

04.06.2025 


Hayallerinin peşinden giden ve bu hayalleri gerçekleştirmek için çalışan, emek veren genç bir kadının başarı öyküsü var Türk Tarım Orman Dergisi’nin bu sayısında. “Hilâl’in Kuru Meyveleri” ismiyle kurduğu markasını yıllar içinde büyüten, kendi başarısına köyündeki kadınları da dahil eden Hilal Çevik ile 8 Mart Dünyü Kadınlar Günü kapsamında bir araya geldik ve girişimcilik öyküsünü kendi ağzından dinledik.

Hilal Hanım bize kendinizi tanıtır mısınız?
 
İsmim Hilal Çevik, Isparta’nın Eğirdir ilçesi, Balkırı köyünde tarım ve hayvancılıkla uğraşan dar gelirli bir ailenin üçüncü çocuğuyum. Ortaokulu bitirdikten sonra maddi imkânsızlıklar, ulaşım zorluğu gibi çeşitli sebeplerle çok istememe rağmen okul hayatıma nokta koymak zorunda kaldım. 
 
Aslında her daim geleceğe dair hayallerim ve ideallerim vardı. Mesleğim olsun isterdim, kendi ayaklarımın üstünde durup kimseye muhtaç olmadan aileme ve milletime yararlı bir birey olmak en büyük hayalimdi. Köydeki imkânlarımızın kısıtlı olmasından dolayı bu hayallerimi gerçekleştiremedim ve içimde bir ukde kaldı.
 
“ISPARTA İL TARIM MÜDÜRLÜĞÜNÜN AÇTIĞI YARIŞMAYA KATILDIM”
Hilal’in Kuru Meyveleri adıyla yıllar içinde büyüttüğünüz bir markanız var. Bu yolculuğa nasıl başladınız?
 
2018 yılında İl Tarım Müdürlüğünün açmış olduğu “Tarımda Genç Kadın Girişimciler Güçleniyor” proje yarışmasına başvurdum. Proje kapsamında İl Tarım Müdürlüğü, İŞKUR, KOSGEP gibi kurumlarda eğitimler alarak kendimize özgü projeler hazırlayıp yarışmaya katıldım. Isparta genelinde sunulan onlarca proje arasından ilk 3’e girerek Antalya’da yapılan proje sonuç ve ödül töreninde ilk ödülümü aldım. Bu ilk ödül benim yıllardır içimde küllenen hayalimin gerçekleşebileceğine dair umutlarımı artırdı.
 
Proje yarışması bittikten sonra aldığım bunca eğitimin boşa gitmemesi gerektiğini, benim de bir şeyler yapabileceğimi, başarabileceğimi ve bunu yapmanın tam zamanı olduğunu düşünerek işe koyuldum. Öncelikle geniş çaplı bir araştırma yapmayla işe başladım. Kendi potansiyelimi, bulunduğum yörenin imkânlarını düşündüm. İnternet ve sosyal medya üzerinden ne yapılabilir diye incelemelerde bulundum. Daha sonra İl ve İlçe Tarım Müdürlüğü destekleriyle başarılı olmuş kadın girişimcileri yerinde ziyaret ederek bilgi aldım.

Haber Görseli

“DOĞADAN ALIYORUZ AMA DOĞAYA GERİ VERMİYORUZ”
Girişimcilik hikâyenizi kuru meyve üzerine oluşturmanızın özel bir sebebi var mı?
 
Çocukluğumdan beri evde olsun, tarlada olsun, köy ortamlarında olsun kullanılan her ürün, her gıda, her malzemenin kalanlarını atmazdım. Acaba bunu nerede değerlendirebilirim, bununla ne yapılabilir diye düşünürdüm. Maalesef biz her şeyi doğadan alıyor fakat geri doğaya vermiyor çöp olarak israf ediyorduk. Fakat hiçbir atık boşa gitmemeli mutlaka değerlendirilmeliydi.
 
Aslında düşündüğümde köy ortamında doğada üretilen tüm ürünlerin kalanlarını başka yerlerde kullanıyorduk ama farkında değildik. Mesela hayvanların atıkları bahçelerimizde gübre olarak kullanılıyordu. Meyve ağaçlarının budama artıklarını soba yakarken kullanıyorduk, kurumuş büyük ağaç yapraklarını yufka ekmek yaparken tandır ocağında kullanıyorduk. 
 
Ben bu bilinci geliştirerek kendi imkânlarım ölçüsünde çeşitlendirdim. Mesela evde sebze-meyve yıkamada kullandığım suları çiçek sularken kullanıyordum, yemek yaparken kalan artıkları evimin bahçesinde toprağa gömerek organik gübre yaparak kullanmaya başlamıştım. Ürettiğimiz meyve ve sebzelerin kalanlarını evimin balkonunda üzerlerini tülbent örterek kurutmaya başladım. Önce ailem, sonra çevremden çok olumlu geri dönüşler almaya başlayınca bu iş üzerinden ilerlemeye karar verdim. Sonunda “Hilal’in Kuru Meyveleri” adıyla işe başladım. 

Haber Görseli

“ÇEVREMDEKİ KADINLARI İŞE DÂHİL ETTİM”
Aslında hayata geçirdiğiniz projenizle köyünüzdeki birçok kadına da istihdam sağlamış oldunuz. Bu anlamda çevrenizden aldığınız geri dönüşleri anlatır mısınız?
 
İlk yıllarda kendi ürettiğimiz meyve ve sebzeleri kurutup satarak işe başladım. Daha sonra bu ürünlerin tanıtımı ve satışını artırmak için sosyal medya üzerinden ürün görselleri paylaşmaya başladım. Çok olumlu geri dönüşler almaya başlayınca ilk başlardaki tedirginliğimi üzerimden atarak işimi geliştirmeye karar verdim. Çevredeki kadınları bu işin içine katarak işe başladım. Onlardan kaliteli ürünler alarak kurutma kapasitemi artırdım. İşlerim büyüyünce kurutma sezonu boyunca çalıştırmak üzere köyümün kadınlarını yanıma aldım. Artık yıllar önce avucuma aldığım kartopu giderek büyüyordu. Bu arada hem ben kazanıyordum hem de çevremdeki kadınlar kazanıyorlardı. Bu arada “hiçbir atık boşa gitmemeli” düşüncesiyle kurutulacak meyvelerin kabuklarından da sirke üretmeye başladım. Böylece sıfır atık sistemine uygun üretim yapmış oluyordum.

Haber Görseli

“KURUTMA SİSTEMİNİ BÜYÜTMEK HEDEFİM VAR”
Markanızın geldiği son noktayı özetler misiniz?
 
“Hilal’in Kuru Meyveleri” artık bir aile işletmeciliğinden çıkarak üretime katkı sağlayan, istihdam oluşturan ve gün geçtikçe sağlam adımlarla büyüyen bir marka hâline gelmeye başladı. Bu kapsamda kurutma alanımızı büyüterek soğuk hava deposu ile bütünleştireceğimiz bir kurutma sistemi üzerinde çalışıyoruz. Böylece küçük bir köyde bir kadının yaktığı kıvılcım tüm kadınlara ışık olmaya, üretime katkı yapmaya ve kendine güveni yüksek, üreten kadınların sayısını artırmaya başladı. Bu benim en büyük sevincim.
 
“BAŞARAMAYACAĞIMIZ HİÇBİR ŞEY YOK”
Son olarak, kendi başarı öykünüzden hareketle çeşitli alanlarda üretim yapmak isteyen ancak cesareti olmayan kadınlara neler söylemek istersiniz?
 
Ben inanarak ve büyük hayallerle bu işe başladım çünkü bir kadın olarak ileride benim çektiğim sıkıntıları çocuklarım çekmesin istiyordum. Okumak isteyen özellikle kırsaldaki genç kızların okumasını çok istiyordum. Ayrıca ben çevreme faydalı olmak ve başarmak istiyordum. İnanıyorum ki tüm kadınlar bunu başarabilir, yeter ki isteyelim, başaramayacağımız hiçbir şey yok.

Genç Çiftçi atık