OCAK-ŞUBAT 2025 / RÖPORTAJ

Su verimliliği adımları yasal zemine kavuşuyor


Murat ÖZKAN    

16.04.2025 


Su Verimliliği Yönetmeliği’nin çıkmasıyla birlikte suyu verimli kullanmak, suyun verimli kullanıldığını belgelendirmek ve hedefler konusunda bilgi almak üzere bir araya geldiğimiz Su Yönetimi Genel Müdürü Afire Sever, hem yeni düzenleme hem de su yönetimi alanında yapılan çalışmalar ile ilgili sorularımızı okuyucularımız için cevaplandırdı.

Su kaynaklarının korunması ve yönetilmesine yönelik olarak Genel Müdürlüğünüzce yapılan çalışmalarla ilgili bilgileri sizden alabilir miyiz? 
 
Öncelikle, ülkemiz artık etkileri net bir şekilde hissedildiği üzere iklim değişikliğinin getirdiği zorluklar ile karşı karşıya bulunmaktadır. Gelinen noktada ülkemizdeki su kaynaklarımız hem miktar hem de kalite baskısı altındadır. Bunun yanı sıra toplum nezdindeki genel kanının aksine, ülkemiz maalesef su zengini bir ülke de değil. Uluslararası geçerliliği olan indekslere göre su stresi altında olan bir ülkeyiz. Bu doğrultuda iklim değişikliğinin su kaynakları üzerindeki etkilerine yönelik Genel Müdürlüğümüz tarafından yapılan projeksiyonlara göre su kaynaklarımızın 2100 yılına kadar yaklaşık yüzde 25 oranında azalacağı tahmin ediliyor. 
 
Suyu atalarımızdan miras değil, gelecek nesillerin emaneti olarak görüyor ve bu anlayış doğrultusunda çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Hem ulusal ihtiyaç ve menfaatlerimizle hem de uluslararası ölçekte geçerli çağdaş normlarla uyumlu olacak şekilde; sektörel tahsis planları, kuraklık yönetim planları, taşkın yönetim planları ve nehir havza yönetim planlarını hazırlıyoruz. Söz konusu planlar kapsamında yürütülen çalışmalar ile su kaynaklarımızın adeta röntgenini çekiyoruz. 
 
Bunların yanı sıra su yönetiminde “Suda Sıfır Kayıp” şiarıyla tarımda, sanayide ve kentsel kullanımlarda suyun verimli kullanılmasını teşvik eden çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Kentsel yeşil alanlar, turistik tesisler ve üniversite kampüsleri başta olmak üzere; kuraklığa dayanıklı, su tüketimi düşük ve yöreye özgü bitki türleriyle kurakçıl peyzaj uygulamalarının yaygınlaştırılması için çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Yağmur suları, gri sular ve arıtılmış atık sular gibi geleneksel olmayan su kaynaklarının yeniden kullanılmasını yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. 
İçme suyu sistemlerindeki su kayıplarının azaltılması kapsamında iyi uygulamaların tüm belediyelerimizle paylaşılması için hâlihazırda 62 belediyemizin dâhil olduğu belediye su kardeşliği uygulamasını başlattık. Taşkın yönetim planlarını 24 havzada hazırladık, 1 havzada ise çalışmalarımıza devam ediyoruz. Benzer şekilde Kuraklık Yönetim Planlarını da ülkemizdeki 25 havzanın tamamı için hazırladık.   
 
Erken uyarı sistemleri ile ilgili olarak pilot havzalarda Taşkın Tahmini ve Erken Uyarı Sistemi’nin (TATUS) kurulum çalışmalarını tamamladık. Özetle; “Afet yönetimi değil, risk yönetimi” yaklaşımı çerçevesinde, afetler meydana gelmeden önlem alınabilmesi için çalışıyoruz. 
Su yönetimi alanında ürettiğimiz millî yazılımlarla ülkemizin her konuda dışa bağımlılığını azaltma vizyonuna da katkı sağlıyoruz. Bu kapsamda Genel Müdürlüğümüz tarafından üretilen HİDROTÜRK yazılımı, su kaynaklarının etkin yönetimi için dijital bir altyapı sağlayarak su kalitesinin korunması, sürdürülebilir kullanımı ve karar alma süreçlerine destek sunma amacıyla geliştirilmiş önemli bir yazılımdır. 
 
25 havzanın ve 81 ilimizin tamamında su kurulları gerçekleştirilmekte; su kaynaklarının il ve havza bazında etkin yönetimi, sorunların il veya havza bazında çözümü ve çözülemeyenlerin ise Ulusal Su Kuruluna aktarılması sağlanmakta.

Haber Görseli

 
YÖNETMELİĞİ TÜM SEKTÖRLERDE SU VERİMLİLİĞİNİN SAĞLANMASI İÇİN HAZIRLADIK
Hayatımızın kaynağı olan su kaynaklarımızı verimli kullanmak ve belgelendirmek neyi ifade ediyor? Su Verimliliği Yönetmeliği neyi kapsıyor?
 
Suyun verimli kullanılması, bir ürünün veya hizmetin üretiminde en az miktarda su kullanımını ya da aynı miktarda su ile daha fazla ürünün veya hizmetin üretilmesi prensibi ile her türlü su kaynağından azami fayda elde edilecek şekilde kullanımını esas alıyor. Tüm sektörlerde su verimliliğinin sağlanması için gerekli yol haritası niteliğinde olan Su Verimliliği Yönetmeliği’ni hazırladık. Su Verimliliği Yönetmeliği ile kentsel, endüstriyel, tarımsal su kullanımları başta olmak üzere yoğun su kullanım alanlarında izlenecek su verimliliği adımları yasal zemine kavuşturulmuş oldu.
 
Kurulacak su verimliliği sistemi; su verimliliğine ilişkin faaliyetin özelliği ve büyüklüğüne uygun yeterli sayıda personelin görevlendirilmesi, eğitimlerin düzenlenmesi, su kullanımlarına ilişkin mevcut durumun tespit edilmesi, iyileştirici hedeflerin belirlenerek planların oluşturulması, uygulanması, izlenmesi ve raporlanması süreçlerinin tamamını içeriyor. 
 
Kentsel su kullanımları kapsamında, yükümlüler arasında büyükşehir belediyeleri, su kanalizasyon idareleri, il belediyeleri ve 50 bin üzeri nüfusa sahip ilçe belediyeleri ile su kullanımı yüksek, toplu yaşam alanı niteliğinde bina ve yerleşkeler bulunuyor.  
 
Endüstriyel su kullanımlarında ise yükümlüler arasında sanayi bölgeleri ve mevzuat ile belirlenen 148 NACE kodu kapsamında faaliyet gösteren 50’den fazla çalışanı bulunan orta ve büyük ölçekli diyebileceğimiz münferit sanayi tesisleri yer alıyor. Tarımsal su kullanımına bakıldığında ise 500 ha üzeri alana sahip tüzel kişiliği olan sulamalar yükümlüler arasında yer alıyor.

Haber Görseli

Mavi, turkuaz ve yeşil su verimliliği belgeleri nasıl verilecek? Belgelendirme süreci nasıl işleyecek?
 
İlk kez su verimliliği sistemlerinin kurulmasıyla birlikte bu sistemi başarıyla hayata geçirenlere “su verimliliği belgesi” verilecek. Yönetmelik kapsamında, suyu verimli kullanan faaliyetlere yönelik olarak mavi, yeşil ve turkuaz olmak üzere üç farklı seviyede su verimliliği belgesi verilecek. 
 
Yönetmelikte sayılan kamu kurum ve kuruluşları, eğitim, turizm ve sağlık kuruluşları, havalimanları, terminaller, ticari faaliyetler, organize ve tekil sanayi faaliyetleri ve sulama teşkilatları, belirtilen süreler içinde su verimliliği sistemini kurmalarını müteakip mavi su verimliliği belgesi almaya hak kazanacaklar.
 
Su verimliliği sistemini kuran yükümlülerin, faaliyetin türüne göre en fazla 3 ila 5 yıl içinde yeşil su verimliliği belgesi için başvuru yapmaları gerekiyor. En üst seviye su verimliliği belgesi olan turkuaz su verimliliği belgesi ise gönüllülük esasına göre düzenlenecek.
 
Kentsel sektörde yeşil su verimliliği belgesi alınabilmesi için su kayıpları oranının mevzuatta belirtilen seviyelerde olması, içme suyu sistemine yönelik izleme ve ölçüm sisteminin bulunması, büyükşehir ve il belediyeleri için kentsel atık su arıtma tesisi çıkış sularının en az yüzde 10’unun yeniden kullanılması, kent rekreasyon alanlarında geleneksel olmayan su kaynaklarının kullanılması ve kent peyzaj alanlarının en az yüzde 30’unda kurakçıl peyzajın uygulanması gibi kriterler bulunuyor.
 
Havalimanlarının ve konaklamalı turizm işletmelerinin yeşil su verimliliği belgesi alabilmesi için su kullanımına ilişkin ekipmanların (musluk, duş, rezervuar vb.) en az yüzde 50’sinin su verimliliği sağlayan ekipman olması, yağmur suyu hasadının yapılması, Yönetmelik yayım tarihi itibarıyla yeni projelendirilen alanlarda aranacak olan gri suyun yeniden kullanılması ve Kurakçıl Peyzaj Uygulama Rehberi’ndeki esaslara uyulması gerekiyor. Bu kriterlere ilave olarak, havalimanları için Hava Yolu Taşımacılığını Destekleyici Hizmet Faaliyetleri, Konaklamalı Turizm İşletmeleri için Turizm Sektörü, Üniversite Kampüsleri için Yükseköğretim Kampüsleri Su Verimliliği Rehber Dokümanı’nda yer alan tekniklerin uygulanması gerekli. Turkuaz su verimliliği belgesi alınabilmesi için bu kriterlere ilave olarak havalimanları, konaklamalı turizm işletmeleri ve üniversite kampüsleri için kent peyzaj alanlarının en az yüzde 50’sinde kurakçıl peyzaj uygulamalarının yapılması, havalimanları için atık suyun arıtılarak yeniden kullanılması gerekli.
 
Endüstriyel sektörün yeşil su verimliliği belgesi alabilmesi için NACE koduna uygun su verimliliği rehber dokümanlarının uygulanması, toplam su kullanımının münferit tesisler için yüzde 10’unun organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler ve endüstri bölgeleri için yüzde 5’inin geleneksel olmayan su kaynaklarından karşılanması gibi kriterlerin sağlanması lazım.
 
Turkuaz su verimliliği belgesi için münferit tesislerin atık suyunun yüzde 20’sini geri kazanarak yeniden kullanması, organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler ve endüstri bölgelerin ise atık suyunun yüzde 25’ini geri kazanarak yeniden kullanması gerekiyor. 
 
Tarımsal işletmelerin yeşil su verimliliği belgesi alabilmesi için tarımsal işletmelerde; uygun modern basınçlı sulama yöntemlerinin kullanılması (damla sulama/yağmurlama sulama), su kullanımına yönelik ölçüm ve izleme sistemi bulunması ve üretim planlamasına uygun üretim yapılması gerekiyor. Turkuaz su verimliliği belgesi alınabilmesi için bu kriterlere ilave olarak geleneksel olmayan su kaynağı kullanımının toplam su kullanımına oranı yüzde 30 ve üzeri, sulama randımanı oranı ise yüzde 60 ve üzeri seviyede olmalı. 
 
KURAKLIK GIDA GÜVENLİĞİMİZİ ETKİLİYOR
Tarım en fazla suyu kullanan sektörlerin başında gelmekte, tarımda suyun verimli kullanımı ile ilgili neler öngörülüyor?
 
Karşı karşıya olduğumuz kuraklık tarım sektörünü, tarıma dayalı sanayimizi ve gıda güvenliğimizi de etkiliyor. Su kaynaklarımızın önemli bir kısmını tarımsal sulamada kullanıyoruz. Buharlaşma, iletim kayıpları, eskiyen altyapı ve bilinçsiz sulama gibi nedenlerle sulamada harcadığımız suyun yarısı mahsule ulaştırılamadan kaybediliyor. Tarımsal sulamadaki bu dramatik tabloyu değiştirmek için Bakanlık olarak çiftçilerimizin bu gerçeklerin farkında olmasını sağlayacak pek çok çalışma yürütüyoruz. Tarla içi sulama sistemlerinin modernizasyonu, eskiyen hatların rehabilitasyonu, kuraklığa karşı erken uyarı sistemleri, suyu merkeze alan planlı üretim desteklerimiz ve suya göre bitki su tüketimleri konusunda SUET, SUTEM gibi yazılımlarımız, çiftçi eğitimlerimizle önemli bir mesafe aldığımızı özellikle belirtmek isterim.
 
Toplam su tüketiminin yüzde 77’sini oluşturan tarım sektöründe sulama randımanını 2030 yılına kadar yüzde 60, 2050’de ise yüzde 65 seviyesine yükseltmeyi hedefliyoruz. Ürün deseninin ve ürün desteklemelerinin sektörel tahsis planlarına uygun şekilde yürütülmesinin yanı sıra yağmur sularının, sulamadan dönen suların ve arıtılmış atık suların tarımsal sulamada yeniden kullanımını teşvik ediyoruz. Sulama altyapılarının iyileştirilmesi, verimli sulama yöntemlerinin yaygınlaştırılmasına ilave olarak gece sulamaları, malçlama, fertigasyon gibi sulamada verimliliği artıracak kontrollü ve sürdürülebilir tarımsal uygulamalar konusunda da üreticilerimizi bilgilendirmek için kamu ağırlıklı tarımsal yayım ve demonstrasyon çalışmalarımıza devam ediliyor.
 
Bir diğer önemli husus ise suya göre tarımsal planlama yaklaşımıdır. Gelecek için önemli bir adımdır. Bu kapsamda suya göre tarımsal planlama yaklaşımını dikkate alan sektörel su tahsis planlarının etkin uygulanması hem su kaynaklarımızın verimli ve sürdürülebilir olarak kullanılması hem gıda güvenliğinin sağlanması hem de çiftçilerimizin ekonomik kazancının en üst seviyeye çıkarılmasında önemli rol oynuyor.

Haber Görseli

SU VERİMLİLİĞİ İÇİN YOL HARİTAMIZ VE REHBERLERİMİZ HAZIR
Su verimliliği konusunda yapılacak çalışmalarla ilgili neler söylersiniz? Vatandaşlara ve kurumlara önerileriniz neler olacaktır? 
 
Türkiye, su kaynaklarının daha sürdürülebilir ve verimli kullanılması amacıyla havza bazında bütüncül su yönetimi anlayışına geçiş yapmıştır. Havza ölçeğinde hazırlanan yönetim planları, suyun kalitesinin iyileştirilmesi, miktarının sürdürülebilir kullanımı, taşkın ve kuraklık gibi doğal afetlerin etkilerinin azaltılması, su kaynaklarının ekosistemle uyumlu bir şekilde kullanılması hedefleniyor. 
 
Suyun korunması ve verimli kullanımı için oluşturacağımız dijital altyapı karar-destek sistemlerini güçlendirmeyi hedefliyoruz. Oluşturacağımız bilgi sistemleriyle ülkemizde bütün sektörlerde su kullanım trendlerini, müdahale edilmesi gereken alanları, paydaşlarımızın durumunu, kısaca ülkemizin su verimliliğine ilişkin fotoğrafını ortaya koymuş olacağız. Yönetmelik kapsamında su verimliliği uygulamalarında veri yönetimini güçlendireceğiz ve sürecin etkin takibini sağlayacağız. 
 
Diğer yandan, ülkemizi bekleyen su krizine karşı vatandaşımızı hazırlamak ve su verimliliği kültürü oluşturmak için uzun süredir gerçekleştirdiğimiz eğitim ve farkındalık çalışmalarımızın daha yüksek katılımla ve daha geniş kitlelerle devam edeceğini ifade etmek isterim. Su verimliliği eğitimlerini anaokullarında, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde yaygınlaştırmak için eğitim materyallerimizi hazırladık. YÖK ile iş birliği içerisinde hedef kitlemize üniversite öğrencilerini de dâhil ederek eğitim çalışmalarımızı yaygınlaştırmaya devam edeceğiz.
Su kaynaklarımızın etkin kullanımının öneminin çocuklarımız ve gençlerimizce anlaşılması, sürdürülebilirliğin sağlanması ve kaynaklarımızın gelecek nesillere aktarımı bağlamında büyük önem taşıyor.  Bu çerçevede farklı yaş gruplarında suyun insanlık için önemi, küresel iklim değişikliği ve su kaynakları üzerindeki etkileri, iklim değişikliği sonucunda ülkemizde gözlenen sorunlara ilişkin farkındalığın oluşturulması ve bu duruma bir çözüm sunulması bağlamında suyun verimli kullanımının önemi ve bunun için neler yapılması gerektiğinin her bir vatandaşımıza anlatılması gerekiyor. Söz konusu farkındalığın okullardaki eğitimle sağlanmasının yanı sıra çocuklar için en önemli rol model olarak görülen ebeveynlerin de suyun verimli kullanımını temel alan davranışsal değişikliklerle çocuklara ve gençlere örnek teşkil etmesini amaçlıyoruz. Sözün özü, yalnızca kurumsal yapıları değil, bütün vatandaşlarımızı bu büyük dönüşümün öncüsü ve parçası olmaya davet ediyoruz.

su verimliliği su seferberliği