OCAK-ŞUBAT 2025 / ÖNDER ÇİFTÇİ

Daire başkanlığını bıraktı, enginar üretmeye başladı


Songül ACIKÖSE  - Gizem ÇETİN BAŞARAN    

16.04.2025 


Bursa’da çiftçi bir ailenin çocuğu olarak doğan Ali Rıza Alan, özel sektör ve kamuda bir süre çalıştıktan sonra tarıma yöneldi. Çiftçilikten tarımsal işletmeye geçiş ile de planlı bir üretim sürecini hayata geçirdi. Enginar ağırlıklı bir üretim yapan Ali Rıza Alan, işletmesinin dönüşümünü, tarımda planlı üretimin önemini, yeniliklere dönük üretim süreçlerini ve değişik alanlardaki deneyimlerini okurlarımıza anlattı.

Sizi tanıyabilir miyiz? Çiftçilikle uğraşınız nasıl ve ne zaman başladı?  Bize yaptığınız işle ilgili bilgi verebilir misiniz?
 
İsmim Ali Rıza Alan. 1984 yılında Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde dünyaya geldim. Ormankadı köyünde yaşıyoruz. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nden 2006 yılında mezun oldum. İş hayatına Türk Traktör AŞ’de başladım. 5,5 yıl burada çalıştıktan sonra Türkiye Petrolleri AŞ’de Pazarlama Daire Başkanlığı pozisyonuna kadar yükseldim. Evliyim ve iki çocuğum var. 
 
10 yıl Ankara’da çalıştıktan sonra Bursa’ya dönme kararı aldık. Çocukluğum Ormankadı köyünde geçti. Toprakla olan ilişkim doğduğum güne kadar uzanır. Rahmetli babam bölgenin önde gelen çiftçilerinden biriydi. Bursa’ya döndükten sonra babamla beraber çalışmaya başladık. Kısa bir süre sonra babam rahatsızlandı ve 2022 yılında vefat etti. Babamın rahatsızlanması ile birlikte tarım işletmesini tek başıma yürütmeye başladım. Bu noktada “tarım işletmesi” tanımlamasının altını çizmek istiyorum. Çünkü günümüzde çiftçilik ifadesi artık yapılması gereken ihtiyaçları karşılamıyor. 
 
2020 yılına kadar bölgemizde gelenekselleşmiş ürünler olan arpa, mısır, buğday, domates, karpuz, kavun gibi ürünler yetiştiriyorduk. Ancak bu noktadan sonra gelenekselleşmiş yöntemler ile çağa ayak uyduramayacağımızı çok net anladım. Aslında çok daha önce anlamıştım ama bizim gibi ailelerde en zoru bunu babaya anlatabilmektir.

Haber Görseli

220 DÖNÜM ALANDA ENGİNAR ÜRETİYORUM
Bu üretim alanında neler yaptınız? 
 
Burada ağırlıklı olarak enginar üretiyorum. Enginar, Bursa’nın tarihiyle yaşıttır diyebiliriz. Hatta antik çağlarda basılan sikkelerin bazılarında enginar bitkisi olduğu tespit edildi. Enginar, Hasanağa Mahallesi merkezli olarak 2020 yılında coğrafi işaret aldı. Ancak Bursa’nın son 20 yılda sanayileşmesi ve nüfusunun artmasıyla bu bölgedeki üretim alanları daraldı. 
 
Tarım işletmemizde toplamda 260 dönüm alanda üretim yapıyorum.  Bunun 220 dönümü enginar, 35 dönümü mısır ve 5 dönümü arpa. Tarım işletmemizde yeni ürünler arayışı içindeyken bölgemizin coğrafi işaretli ürünleri arasında yoğunlaştım. Bu çalışma sonucunda enginarın katma değeri yüksek, bölge iklimine uyum sağlamış, yetiştiği topraklarda üretilmesinin pazarda fark oluşturduğu sonucuna ulaştım. Ardından üretim planlamamızı yaparak ilk fidan dikimini gerçekleştirdik. 
 
Bitki besleme konusu uzmanlık ister. Enginar aslında çok nazlı bir bitki. Suyu çok sever ama yüzmeyi sevmez. Aslında sebzeden çok çiçek yetiştirmek gibidir. Endüstriyel bitkilerde olduğu gibi yüksek verim odaklı değil, kalite odaklı çalışma gerektirir. Kışın bitkisel büyümesini tamamlar, ilkbaharda mahsul verir. Yabancı otu hiç sevmez. Yaprak biti en büyük düşmanı. Sürekli kontrol edilmesi gerekir. Toprak hazırlığı, ara sürümü, çapası gibi işlemler zamanında ve doğru eller marifetiyle yapılmalıdır. 
 
Enginar üretimi ile ilgili daha önce bilgi sahibi miydiniz? Enginar yetiştiriciliği yatırımcısına kazanç sağlıyor mu?
 
Üreticilerle tanıştım, ziraat mühendisi olan arkadaşlarımdan destek aldım. İnternetten de çok faydalandım. Ekili tarlaları yerinde görüp inceledim. Hâlâ aklıma takılan yerlerde bilgisine güvendiğim büyüklerime sorup fikir alıyorum. Ancak son kararı kendim verip işleme alırım. 
Kazanç konusuna gelince aslında tarım sektörü açısından bu konu çok uzun bir konu. Maliyetlerimiz ortada. Uluslararası rekabet koşulları ortada. Verimlilik esasına göre doğru bir maliyet muhasebesi ile yola çıkıldığında sadece enginar özelinde değil, pek çok üründe başarılı olma şansımız var. Ancak bunun yolu kaliteden geçiyor. Eskiden “Maliyet + Kâr = Fiyat” diye bir denklem vardı. Artık bu böyle değil. Yeni denklem “Fiyat - Kâr = Hedeflenen Maliyet” olarak belirlendi.
 
Önemli olan bu fiyat baremi içinde doğru kalite seviyesinde hedeflenen maliyetle üretim yapabilmek. Bunun için dünyadaki gelişmeleri, tarımsal mekanizasyon yatırımlarını takip etmek ve zamanında faaliyete geçmek gerekiyor. Bu çerçevede değerlendirilirse ülke ortalaması olarak çanak enginar verimimiz bir bitkide 3’e ulaşamıyor maalesef. 650-700 bitkiden hesaplandığında verimlilik ortalamasının yaklaşık bin metrekarede 2 bin adet civarı olduğunu söyleyebilirim.

Haber Görseli

GÜZEL OLAN HER ŞEY ZOR, ÇİFTÇİLİK DAHA DA ZOR
 
Bitkinin temel iki çeşidi var. Sakız ve Bayrampaşa enginarı. Sakız enginarı çanak kısmı daha mütevazı daha çok Ege Bölgesi’nde yapraklarıyla tüketilen bir çeşit. Verimliliği daha yüksek. Ancak Bayrampaşa cinsinden üretilen Bursa enginarının en iddialı olduğu bölge çanak kısmıdır. Yapraklarındaki mor renklerden kolayca ayırt edilebilir. Çanak kısmı büyük, yağ oranı yüksek, tamamen kılçıksız ve kıvamlı bir yapısı vardır. Geççi bir çeşittir. Hasadı nisan sonu mayıs başında başlar, haziran sonunu bulmadan biter. Genelde müşteriler “dolaplık” olarak kışın tüketmek için alırlar.
 
Üretimle ilgili yaşadığınız zorluklar ve bunları aşım noktasında yaptığınız çalışmalar oldu mu?
 
Güzel olan her şey zordur. Çiftçilik daha da zor. Eğer tarlada mahsulünüz varsa her şey size düşmandır. Yabancı ot, kurt, böcek, fare, aşırı sıcak, aşırı yağış, kuraklık vs. bunlar saymakla bitmez. İnsanlar bir meyvenin hububatın ya da sebzenin toprağa tohumu attıktan sonra kendi kendine bittiğini zannediyor. Bu algı çok yanlış. Bir tohumun ekildikten ya da fidanın dikildikten sonra büyüyüp meyve vermesi bana göre bir mucize. Uygun nem ve ısı ile çimlenen bir bitkinin doğanın bütün zararlılarından korunduktan sonra hasat edilip sofraya gelmesi koca bir yılın çalışmasından geçiyor. Sayısız kontrol aşamasından geçiyor. Çiftçi dediğimiz kişi yeri geliyor kimyager, mühendis, operatör, muhasebeci, tamirci, hatta meteoroloji uzmanı oluyor. 
 
Enginar özelindeki temel zorluk, temel işlerin kış aylarında yapılmasından kaynaklanıyor. Gözümüz hep hava raporunda. Açık hava oldu mu hemen işe koyulmak gerekiyor. Kışın gelen aşırı yağış fideleri bozuyor, don olayları yeni sürgünleri etkiliyor. Bunların arasında ölen bitkiler olursa diğer sürgünlerden dikerek boşlukları doldurmak gerekiyor.
 
İl ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinden bir destek veya yardım aldınız mı?
 
Elbette aldık. İlçe Tarım Müdürümüz başta olmak üzere memur arkadaşlarımıza her zaman telefonla bile ulaşabiliyorum. Örneğin bu kış ciddi bir fare sorunu ile karşılaştık. Sağ olsunlar farelerin ilaçlanması ile ilgili özel ilaçlı buğday hazırlatıp getirdiler. Çok ciddi şekilde faydası oldu. Buradan hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bunun yanı sıra Ziraat Bankasını da belirtmem gerekir. Tamamı sıfır faizle verilen traktör, ekipman, damla sulama sistemleri, işletme kredisi gibi olanakların tamamını kullandım. Hepsi de benim için çok kıymetli.

Fotoğraf Galerisi

VERİMLİLİĞİ VE KALİTE STANDARTLARIMIZI SÜREKLİ YÜKSELTİYORUZ
İlk üretim hedeflerinize ne zaman ulaştınız, üretimle ilgili bundan sonrası için hedefiniz ne? Desteklemelerden faydalandınız mı?
 
Yukarıdaki bahsettiğim Türkiye ortalaması olan bir fideden 3 enginar rakamını biz ilk yıldan 5 enginara çıkardık. Verimliliği ve kalite standartlarımızı sürekli yükselterek devam ediyoruz. İyi Tarım Uygulamaları sürecimizi başlattık. Bakanlığımızın yetkilendirdiği kuruluş marifetiyle inşallah bu yıl İyi Tarım Uygulamaları sertifikalı ürünlerimizi pazara sunacağız. 
 
Orta vadeli hedeflerimiz var. Bunlardan ilki enginarı soymak. Enginar üretiminde dünyada ilk 10 arasında olan ülkemizde, bu ürün hâlen elle soyulmakta. Bu durum sürdürülebilir değil. İtalya’da makinesini buldum. Şu an süreç devam ediyor. Bu süreçte Bursa TKDK İl Koordinatörümüzden randevu aldık. Projelerimizi çok beğendi. İnşallah bu yıl çıkılacak IPARD desteklerine başvurarak TKDK desteği ile enginar soyum tesisini hayata geçireceğiz.  
 
Bir diğer hedefimiz üründe sıfır atık. İçeriğinde karaciğer başta olmak üzere insan sağlığı açısından kansere karşı koruyucu pek çok besin bulunan enginar yaprağı ve sapını extrat (bitkilerin çeşitli kısımlarından örneğin yaprak, çiçek, kök, tohum vb.den elde edilen özler) hâline getirip pazara sunmak istiyoruz. Bu konuda da sektöre yön veren biyologlar ve kimya mühendisleri ile görüşmelerim devam ediyor. Toplum olarak sağlığımıza faydasının bilinirliği son derece yüksek olan bu ürünün daha kolay tüketilebilir forma dönüşmesinin pazarda karşılık bulacağından eminim. 
 
Tarımla sonradan tanışan ve bu alanda üretim yapmak isteyenlere, özellikle de gençlerimize ve kadın çiftçilerimize önerileriniz nelerdir? 
 
Bizim bir tek Türkiye’miz, vatanımız var. Biz çiftçiler bu vatanın zeminini oluşturan toprakların emanetçileriyiz. Bu emaneti en düzgün şekilde kullanıp gelecek nesillere teslim etmekteyiz. Biz besin üretiyoruz. İnsanları, hayvanları, canlıları besliyoruz. Bunu unutmadan üretmek, çalışmak zorundayız. Kadınlar aslında tarımın görünmez kahramanları, onların sahada etkin rol alabilmeleri için İl Tarım ve Orman Müdürlüğümüzle kooperatif kurma çalışmalarına destek oluyorum. Şimdilik ön hazırlıkları yapıyoruz. Umarım bölge kadınlarının, tarım alanında örgütlenmiş bir yapının içinde emekleri değer bulur. Gençleri de bu yapıya dâhil edebiliriz.  Bu alanda İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün Türkiye’ye örnek teşkil edebilecek çalışmaları var.

örnek çiftçi enginar