OCAK-ŞUBAT 2018 / AYIN KONUSU

Seracılıkta son 15 yılda büyük ilerleme sağlandı


Hülya OMRAK    

14.03.2018 

Topraksız tarım alternatifini de beraberinde sunan sera alanlarında, son teknolojiyle üretilen sebze ve meyveler, sağlıklı ve kaliteli ürünler olarak piyasaya sunuluyor.
Teknolojik gelişmelerle tarımda kullanılırlığı giderek artan seracılık, ülkemizde özellikle son 15 yılda büyük bir ivme yakaladı. Topraksız tarım alternatifini de beraberinde sunan sera alanlarında, son teknolojiyle üretilen sebze ve meyveler, sağlıklı ve kaliteli ürünler olarak piyasaya sunuluyor. Sebze, meyve ve süs bitkilerini yetiştirmeye yönelik olarak kullanılan seraların ülkemizdeki potansiyelini, doğal kaynakların seralardaki kullanımını, seracılık sektörünün olmazsa olmazlarını ve daha pek çok konuyu, Sera Yatırımcıları ve Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Müslüm Yanmaz bizim için değerlendirdi.

Birliğinizin faaliyetleri hakkında kısa bir bilgi verir misiniz?
Sera Yatırımcıları ve Üreticileri Birliğimiz (Sera-Bir), doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı gözetilerek ve alternatif enerji kaynaklarından yararlanarak çevre dostu üretim yapan, teknoloji ile tarımı uyumlu kullanan üreticileri bir araya getirmek amaçlı 2007 yılında kurulmuş birlik statüsünde bir dernektir. Bu birlik profesyonel seracılık diye tanımlanan teknolojik sera yatırımcı ve üreticilerinin bir araya gelerek oluşturdukları bir yapı. Bugün ise hedef pazarlara ihracat imkanlarını gerçekleştiren ve kadın istihdam potansiyeline önemli katkılarda bulunan bir sivil toplum kuruluşuyuz aynı zamanda.

SERA ÜRETİMLERİNDE “İYİ TARIM” UYGULAMALARI ESAS ALINIYOR

Ülkemizde gerçekleşen sera yatırımları ne boyutta? Mevcut yatırımlar, potansiyelimizi karşılıyor mu?
Seracılık, ılıman iklim kuşağına sahip olan yerlerde başlayıp, ısıtmada kullanılacak uygun maliyetli kaynaklar köşesinde üretimi yapılan bir sektör haline geldi. Ancak mevcut yatırımlar potansiyelimizi karşılamaktan çok uzak. Teknolojik seralar şu ana kadar ki örtü altı büyüklüğünün yüzde 2'si kadar olup, iç ve dış piyasada talebi karşılayamamaktadır. Ürettiğimiz ürünlerin tamamına yakınının domates olduğunu söyleyebiliriz. Seralarımızda iyi tarım uygulamaları, biyolojik mücadele ile ilaç kalıntısı olmayan, içeride arıların dölleme yaptığı sağlıklı, kaliteli, tat ve aroması ile sürekli tercih edilen ürünler yetiştiriliyor.

Dünya genelindeki seracılıktan biraz bahseder misiniz? Türkiye gelişmiş ülkelerdeki sera teknolojilerine sahip mi? Üretim bakımından kaçıncı sıradayız?
 Dünyada yaklaşık 310 bin hektar sera alanı bulunuyor. Bu seraların yaklaşık 200 bin hektarı Avrupa ülkelerinde yer alıyor. Toplam sera alanının yüzde 85’i plastik örtü, yüzde 15’i ise cam seralar. Türkiye seracılıkta dünyada dördüncü sırada bulunuyor.

Türkiye’de örtü altı üretim alanlarının yaklaşık yüzde 94’ünde sebze, yüzde 6'sında meyve üretimi gerçekleştiriliyor. Birliğimiz üyelerine ait seralarımız gelişmiş ülkelerdeki sera teknolojilerine sahip. Avrupa'da örtü altı büyüklüğü bakımından sırası ile İspanya, Türkiye, Hollanda ve İtalya gelmektedir. Fas ise bu coğrafyaya yakın AB ile özel anlaşması bulunan önemli pazarı olan ülkeler arasında yer alıyor.

DÜNYA STANDARTLARINDA ÜRETİM YAPIYORUZ

Dünyada seracılık konusunda bir standart var mı? Varsa bu standartlar neler?
Seracılık, yoğunlukla yaş sebze meyve yetiştirme amaçlı kullanılan yapılardır. Tıpkı diğer tarım ve gıda ürünlerinde geçerli olan; İTÜ, GLOBALGAP, ISO 9001: 2008 –Kalite Yönetim Sistemi, ISO 22000: 2005 – Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi, ISO 14001: 2004- Çevre Yönetim Sistemi, IFS – International Food Standard, BRC- British Retailers Consortium, TN – Tesco Nurture, ETI - Ethical Trading Initiative gibi standartlar pazar ve müşteri isteklerine göre şekillendirerek, proseslerimizi bu standartlarda sertifikalandırmaktayız. Türkiye genelinde Global GAP ve iyi tarım uygulamaları standartları Birlik çatısı altındaki tüm üyelerimizde uygulanıyor.

Haber Görseli

SERALARIN YÜZDE 90’INDA DOMATES YETİŞTİRİLİYOR

Ülkemizde sera yatırımları en çok hangi ürünlere yönelik olarak yapılıyor?
Ülkemiz modern seralarının yüzde 90’ında domates yetiştiriciliği yapılıyor. Gıda piyasasında arz talep grafiklerinde domatesin standart bir çizgisi var. Taze domatese olan talep yıl boyunca istikrarlı bir tüketim trendine sahip ve yatırım maliyetlerinin geri dönüşü yönünden de salkım domates üretmek ticari anlamda akılcı bir yol. Domates yetiştiriciliği yapılan seralarımızda, diğer tüm ürünler de istenildiği takdirde yetiştirilebilir.

Seracılık yapmak isteyenlere dair önerileriniz neler olur?
İklim koşulları, uygun ısıtma giderleri, altyapı, işçilik ve ulaşım avantajlarını göz önüne alarak yer seçimleri yapmalı. Bu faktörleri göz önüne alarak yatırım imkanları değerlendirilmelidir. Aynı zamanda Sera-Bir olarak, tüm yatırımcılarımıza bu konuda ücretsiz danışmanlık hizmeti de veriyoruz.

Seracılığın ülkemizdeki geleceğini nasıl görüyorsunuz? Bu durum geçmişte nasıldı?
Işık ve ısıtma avantajı olan bölgelerde, doğal enerji kaynaklarından faydalanılarak yapılacak seracılık, sürdürülebilir işletmeler haline gelebiliyor. Örtüaltı tabir edilen, turfanda - erken dönem yetiştiricilik ile son teknolojilerin kullanıldığı, arılı sistemler ile yapılan seracılığı birbirinden ayrı değerlendirmek gerekmektedir.

MODERN SERACILIKTA BÜYÜK İLERLEME YAŞIYORUZ

Türkiye’de sera yatırımı yapan kaç üretici var?

Ülkemiz son 15 yılda modern seracılık alanında çok büyük ilerlemeler kat etmiştir. Buna paralel olarak 2000 yılından sonra sera inşaat – yapı sektörü de hızlı bir şekilde gelişmiştir. Sektörde, 10’dan fazla imalatçı firma bulunmaktadır. Bu firmaların yarıya yakını sektörde iyi tanınmakta ve yurt içinde ve dışında önemli projelere imza atmaktadırlar.

Seracılıkta tarım sigortalılığı oranı nedir?
Yarıdan fazla bir bölümü sigortalı, geri kalan seralar mevzuattan kaynaklanan sorunlar nedeni ile sigorta kapsamında değiller. Bu noktada mevcut teknolojik seralara ayrı bir düzenleme yapılması büyük önem arz ediyor.

ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİ KONUSUNDA DÜNYA İLE AYNI SEVİYEDEYİZ

Dünyadaki sera ürün çeşitliliğini ülkemizle kıyaslar mısınız?
Mevsimi dışında her türlü sebze meyve üretimi dünya ülkeleriyle aynı seviyededir. Ülkelere göre spesifik ürünler dışında her türlü çeşitlilik seralarımızda mevcuttur.

Haber Görseli

TOPRAKSIZ TARIMDA KİMYASAL KULLANIMI ÇOK DÜŞÜK

Sera ürünleri konusunda birtakım olumsuz yargılar var. Bunlardan biri ilaçlama ve kalıntı konusu. İlaçlamada nelere dikkat ediliyor, takibi nasıl sağlanıyor?
Değişen ekonomi ve pazarlama desenlerine bakıldığında taleplerin güvenli gıda üzerine değiştiği bir döneme geçilmiştir. Tabi ki hastalık ve zararlılarla mücadele için ilaç kullanılmaktadır. Tabi burada ilacın tekniğine uygun yapılması lazım. Kimyasal mücadeleye alternatif, çağdaş, çevre dostu yöntemler

Sektörün karşılaştığı belli başlı sorunlara da değinelim isterseniz. Üretici en çok ne talep ediyor?
Ülkemizde sektörde gelişmenin önünde yatırımcı ve üreticiyi zorlayan nedenler var. Sektörde know-how da denilen bir firmanın kendi imalat ve işletme usullerini ve bilgilerini diğer firmalarla paylaşması durumu önemli bir maddi değere dönüştürülebilmektedir. Ancak bu bilgi paylaşımı yapılmamakta ve saklanmakta. Bu, sektördeki ilerleme hızımızı düşürmektedir. Üniversitelerde verilen eğitimlerin sadece teoriye yönelik, uygulama kısmının yetersiz kalması, örtü altı yetiştiriciliği ile ilgili bölümlerin yetersiz ve sınırlı sayıda olması nedeniyle yeni mezun ziraat mühendislerinde istediğimiz nitelikleri çok fazla bulamıyoruz. Sera dışında yaşanan rekolte düşüşleri ve artışları, sera firmalarının karlılık oranlarını doğrudan etkilemektedir. Satış fiyatlarındaki sert düşüşlere müdahale edemeyip üreticinin korunamaması en önemli sorunlarımızdan. Avrupa Birliği’nin kendi iç piyasalarını korumak amacı ile kendi iç üretiminin başladığı dönemde gümrük vergilerini yükseltmesinden dolayı, bu pazarda fiyat rekabeti şansının kaybedilmesi de önemli bir dezavantaj olarak ortaya çıkıyor. de mevcut. Bu yöntemlerin en başında da biyolojik mücadele gelmektedir. Derneğimiz üyelerinin de kullandığı biyolojik mücadele ile üretim gıda güvenliğini sigortalayan bir eylemdir. Sertifikasyon süreçlerinde ve Bakanlık denetimleriyle üretimlerimiz sıkça denetlenmektedir. Hasattan son müşteriye kadar izlenebilir bir politika ile üretimlerimizi sürdürmekteyiz. Konvansiyonel tarımın aksine topraksız tarım metodunda kimyasal kullanımı çok düşük düzeyde ve Bakanlık kontrolündedir. Biyolojik mücadele ve arılı sistem uygulanarak üretilen ürünler ise açık alanda tarlada yetişen ürünlerden çok daha sağlıklı.

Sektörün karşılaştığı belli başlı sorunlara da değinelim isterseniz. Üretici en çok ne talep ediyor?
Ülkemizde sektörde gelişmenin önünde yatırımcı ve üreticiyi zorlayan nedenler var. Sektörde know-how da denilen bir firmanın kendi imalat ve işletme usullerini ve bilgilerini diğer firmalarla paylaşması durumu önemli bir maddi değere dönüştürülebilmektedir. Ancak bu bilgi paylaşımı yapılmamakta ve saklanmakta. Bu, sektördeki ilerleme hızımızı düşürmektedir. Üniversitelerde verilen eğitimlerin sadece teoriye yönelik, uygulama kısmının yetersiz kalması, örtü altı yetiştiriciliği ile ilgili bölümlerin yetersiz ve sınırlı sayıda olması nedeniyle yeni mezun ziraat mühendislerinde istediğimiz nitelikleri çok fazla bulamıyoruz. Sera dışında yaşanan rekolte düşüşleri ve artışları, sera firmalarının karlılık oranlarını doğrudan etkilemektedir. Satış fiyatlarındaki sert düşüşlere müdahale edemeyip üreticinin korunamaması en önemli sorunlarımızdan. Avrupa Birliği’nin kendi iç piyasalarını korumak amacı ile kendi iç üretiminin başladığı dönemde gümrük vergilerini yükseltmesinden dolayı, bu pazarda fiyat rekabeti şansının kaybedilmesi de önemli bir dezavantaj olarak ortaya çıkıyor.