KASIM-ARALIK 2024 / KAPAK KONUSU
Üretimden vazgeçmeyen genç çiftçiler, gıdada geleceğin teminatı
Gıda güvenliğinin sürdürülebilirliği tarımsal üretimle, tarımsal üretimin sürdürülebilirliği ise genç çiftçilerle, üreticilerle mümkün. Ancak büyük emek isteyen tarımsal faaliyetlerin zorlukları ve kırsal alanın gençlerin birçok alanda beklentilerini karşılayamaması nedeniyle tüm dünyada çiftçi nüfus giderek yaşlanıyor. Birçok ülke gibi Türkiye’de de genç çiftçilere çeşitli destekler veriliyor. Hem bu desteklerin sonuçlarını hem de geçlerin tarıma yaklaşımlarını kırsal sosyoloji alanında önemli çalışmalara imza atan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Gülçubuk ile değerlendirdik.
Dünyada ve Türkiye’de genç çiftçi konusu neden çok fazla ve kaygı verici bir biçimde gündeme geliyor?
Bu gerçekten önemli bir konu. Öncelikle kısa bir açıklama yapmam gerekiyor; dünyada giderek artan sağlıklı ve dengeli beslenme kaygısı var. Dünya telaş içinde, çünkü gıda güvencesi ve gıda güvenliği alarm veriyor. İşte böyle bir ortamda dünyada da Türkiye’de de çiftçi nüfusu giderek yaşlanıyor ve genç nüfusun tarıma ilgisi ve genç çiftçilerin sayısı giderek azalıyor. Bu durum kırsal alanların ve biyolojik çeşitliliğin korunmasının yanı sıra gıda güvenliği ve her ülkenin kendine yeterliliği açısından büyük bir risk ve tehdit oluşturuyor. Bu nedenle gençlerin tarımda tutunabilmesi, çiftçiliğe devam etmesi ortak geleceğimiz için önemli. İşte yaşlanan çiftçi nüfusu, tarımdan uzaklaşan gençler ve boşalan kırsal alanlar kaygı verici biçimde daha fazla gündeme geliyor.
Burada bazı verilere değinmek istiyorum; örneğin ABD’de de 35 yaşın altındaki çiftçi sayısı toplam çiftçi sayısının yüzde 8’ini temsil ediyor, 65 yaş üstü çiftçi sayısı ise toplamın yüzde 34’ünü oluşturmakta. Avrupa Birliği’ndeki çiftlik yöneticilerin yüzde 57,9’u 55 yaş üstü çiftçilerden oluşmaktayken 35 yaş altındaki çiftlik yöneticilerinin toplam içindeki payı ise yalnızca yüzde 5,1. Japonya’da tarımsal faaliyetleri ticari olarak yürüten hane halkının yüzde 10’u genç çiftçilerden oluşurken yüzde 90’ı 50 yaş ve üzeri çiftçilerden oluşmakta. Ülkemizde ise Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı yaklaşık 2,3 milyon çiftçi var. Bunların yaklaşık yüzde 12’si 40 yaşın altında. Yani, dünyada bir genç çiftçi nüfusu azalması söz konusu.
Haber Görseli
Prof. Dr. Bülent GÜLÇUBUK Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi
GENÇLER İÇİN YENİ BİR PARADİGMA SUNULMALI
Türkiye’de ve dünyada gençlerin tarıma bakış açıları nasıl, bu konu hakkında değerlendirmelerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Burada gençlerin tarıma bakışı önemli fakat bunun kadar önemli başka bir konu da gençlerin bakışını nelerin etkilediğidir. Neden-sonuç ilişkisi kapsamında baktığımızda gençlerin tarıma bakışı, tarımdan kopması daha çok “sonuç” olarak beliriyor. Nedenleri üzerinde daha fazla düşünmek gerekiyor. Bundan hareketle şimdi size dünyada binlerce genç çiftçi ile yapılan bir araştırmanın sonuçlarından söz edeyim. Bu araştırma; gençlerin ve ailelerinin çiftçiliğe karşı bakışlarını ve tutumlarını ele alıyor. Araştırmada gençlerin tarımdaki beklentilerini ve isteklerini şekillendiren beş önemli belirleyici ortaya çıkmış. Bunlar; Birincisi çiftçi tarafındaki fiyat artışları ışığında tarımsal üretimin algılanan riskleri ile faydaları, ikincisi araziye erişim ve işleme durumu, üçüncüsü gençlerin girdilere erişimi, girdi sübvansiyonları, dördüncüsü genç çiftçilerin tüketici olarak yaşamalarını devam ettirebilme durumu ve beşincisi kırsaldaki yaşam koşullarıdır. Bu belirleyicilere göre gençlerin yarısından çoğu tarımdan kopma eğiliminde. Fakat bu alanlardaki sorunların giderilmesi, kaynaklara erişim, temel insani gereksinimleri elde edebilme durumları gerçekleştiğinde ise gençlerin en az 2/3’ünün tarıma devam etme eğiliminde olduğu ortaya çıkmış. Bu ise tüm dünyada gençler için yeni bir “tarımsal üretim ve kırsal yaşam paradigması”na ihtiyaç olduğu sonucunu ortaya çıkarmaktadır. İşte gençlerin tarıma bakışını etkileyen unsurlar ortadadır. O zaman bu unsurların yarattığı sorunları nasıl giderebiliriz, biraz bu kaygıyı da taşımak gerekiyor.
GENÇLERİN TARIMDAN UZAKLAŞMASI ÇÖZÜLEMEZ BİR SORUN DEĞİL
Gençlerin tarımdan kopuşları tüm dünyada genel bir eğilim mi yoksa bizim ülkemizde daha farklı nedenleri var mı?
Gençler çiftçi olarak, kayıtlı veya kayıt dışı ücretli olarak, ücretsiz aile emeği olarak, tarımda kendi işini kurarak, aileden kalan araziyi işleyerek veya tarımsal değer zincirinin farklı halkalarında değişik şekillerde tarımsal faaliyetlere, gıda üretim sistemlerine katılmaktalar. Gençlerin tarıma ilgi duymadığı ve sektörü terk ettiği konusunda bazı tartışmalar olsa da bu ülkeden ülkeye hatta bölgeden bölgeye değişmektedir. Bazı ülkelerde gerçekten de gençlerin tarımdan uzaklaşma ve/veya tarımda yaşlı yaş gruplarına göre haftada daha az saat çalışma eğilimleri görülüyor; ancak nüfus artışı nedeniyle çiftçiliğe bağımlı gençlerin mutlak sayısının artması muhtemel. Birçok ülkedeki birincil veriler gençlerin düşük ücretli, düşük değerli üretime ilgi duymadığını ve bunun yerine modernizasyona/yeni uygulamalara, teknoloji kullanımına ve temel ürünlere nispeten daha yüksek kazançlarla “yüksek gelir” fırsatlarına ilgi duyduğunu doğrulamaktadır. Gençlerin işe girme kararları, yaşadıkları sosyal çevre tarafından da biçimlenebiliyor. Ekonomik ve toplumsal bağlam, sosyal normlar ve gelenekler, tarımsal üretim-gıda sistemlerinin yapısı, kurumlar, yasalar ve düzenlemeler, ebeveyn ve akran etkisi, medya, önceki deneyimler ve gelecek beklentileri kırsalda-tarımda gençlerin kararlarını etkilemekte belirleyici olabiliyor.
Evet, son 15-20 yıllık süreç içinde kırsal alanlarda hızlı bir dönüşüm yaşandı. Kırsal alanlardan, tarım sektöründen kentlere hızlı bir göç akışı var. Bu durum hem dünya hem de ülkemiz için geçerli. Az önce belirttiğim nedenlerin yanı sıra hızla gelişen teknoloji ile iletişimin kentleşmesi de gençleri kente göçe yönlendiren önemli birer unsur olarak görülüyor. Bunun yanı sıra kırsal alanlarda yaşanan göçün başkaca da gerekçeleri var. Bunlar; sağlık, eğitim ve ulaşım gibi fiziki altyapının yetersiz olması, birincil tarım ürünlerinin katma değere dönüşeceği kırsal sanayilerin yeterince gelişmemiş olması, üretici örgütlenmesinin zayıf olması, kırsal alanlarda finansa erişimin güç olması ve yeni iş girişimleri için fırsat yetersizliğidir. Kırsaldaki bu sorunları çözmek ve kırsal alanlarda sürdürülebilirliğin sağlanması için gençlerin kırsalda desteklenmesi gerekiyor. Bütün bunlar üst üste konulduğunda hem dünyada hem de ülkemizde genç nüfusun tarımdan uzaklaşması gibi bir durumun oluştuğunu söyleyebiliriz fakat bunun çözülemez bir sorun olduğunu belirtemeyiz. Bu tarımın, kırsalın değişen koşullara ekonomik, teknolojik ve sosyokültürel açılardan uyum sağlaması ile ilgilidir.
GENÇLER, SOSYOKÜLTÜREL DEĞİŞİMLER DE BEKLİYOR
Son yıllarda gençlere yönelik verilen tarımsal desteklemeleri nasıl değerlendiriyorsunuz, bu desteklerin gençlerin tarıma bakış açılarını değiştirmek ve gençlerin tarıma yönelmelerini sağlamak konusunda yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?
Destekler önemli. Gençler için değil kırsal yaşamın devamlılığı ve sürdürülebilir tarımsal üretim için de bu destekler önemli. Üretken ve kaynak yaratıcı destekler gençler için daha da önemli. Bizim iki ilde desteklerden yararlanan yüzlerce genç çiftçi ile yaptığımız bir araştırmanın sonuçlarına göre gençlerin yaklaşık yüzde 26’sı destekler sayesinde tarımsal üretime başladığını, yüzde 36’sı tarımsal üretimini artırdığını belirtmiştir. Bunlar değerli çıktılar. Yani gençlerin uygun destekler sağladığında tarımsal üretime devam etme eğilimini ortaya koymakta. Gençler bu desteklerin yanı sıra sosyal ve kültürel alanda da destekler ile kırsal yaşamın cazip hâle gelmesini bekliyor.
Şunu belirteyim ki her ne olursa olsun tarımsal üretimden vazgeçmeyen genç çiftçiler tarımda, gıdada geleceğin teminatıdır. Türkiye'de çiftçi yaşının 55’in üstüne çıktığı dikkate alındığında kırsal alanların sürdürülebilirliği için gençlere ihtiyaç duyulduğu gerçeği ortadadır. Bu gerçekten hareketle gerek Tarım ve Orman Bakanlığı gerek diğer bakanlıklar gerekse Sivil Toplum Kuruluşları, özel sektör ve üniversiteler gençlerin kırsal alanlarda iş sahibi olup hayat kurmaları için çeşitli çalışmalarda bulunmalılar.
Yaptığınız çalışmalar ve gözlemler çerçevesinde, kırsaldaki gençlerin burada kalmak için eksikliğinin giderilmesini istedikleri en önemli unsur nedir?
Kırsalda yaşayan gençler daha önce de belirttiğim gibi sürdürülebilir bir üretim ve gelir yapısı gördüğünde tarıma olumlu bakıyor ve kırsalda yaşamı tercih ediyor. Araştırmamızda görüştüğümüz her 3 gençten 1’i sosyal yaşam olanaklarının artmasını, iletişim altyapısının güçlenmesini ve çocukları için eğitim olanaklarının iyileşmesini istiyor. Bu da konuya bütüncül yaklaşılması gereğini bir daha ortaya koyuyor. Gençlerin en az yüzde 70’i kırsal yaşam biçiminin istedikleri yaşam biçimi olduğunu vurgulamışlardır. Bizlere düşen görev bunun içini doldurmaktır. Ayrıca sevindirici bir bilgi daha vereyim; görüştüğümüz gençlerin sadece yüzde 12’si gelecek 5 yıl içinde tarımı bırakmayı düşündüğünü, geriye kalan yüzde 88 gibi büyük çoğunluk uygun üretim ve yaşam koşullarında üretime devam edeceklerini belirtmiştir. Bu sonucu çok iyi okumak ve değerlendirmek gerekli.
Ekonomik destekler hangi sosyokültürel desteklerle güçlendirilmeli?
Bu soruya gençlerin beklentileri ile cevap vereyim. Bizim araştırmamızda gençlerin sürdürülebilir bir kırsal yaşam ve tarımsal üretim için beklentilerinde şu faktörler ortaya konulmuştur; kırsalda sosyal fırsatlar-eğlence tesisleri olmalı, eğitim fırsatları ve eğitime erişim koşulları iyileştirilmeli, hızlı internet altyapısı olmalı, üretime yönelik ekonomik destekler verilmeli, tarım dışında da gelir getirici iş olanakları yaratılmalı, dijital teknolojiye ulaşım kolaylaştırılmalı. Bunlar beklentilerdir. Bunların karşılanması her şeyden önce bir kamu politika önceliği olarak gençlere gösterilmeli ve sunulmalıdır. Yani, konu sadece ekonomik çerçevede değil yaşamın bütünlüğü kapsamında ele alınmalıdır.
GENÇLERİN GÖÇÜ SIKINTI GÖÇÜ MÜ?
Burada iki noktayı da özenle tartışmak isterim. Birincisi, gençlerin göçü yani tarımdan kopması ve kırsaldan uzaklaşması bir tercih ve hedonik bir beklenti midir? İkincisi ise gençlerin göçü bir sıkıntı göçü müdür? Ben konuya biraz ikinci boyutta bakıyorum. Yani, sıkıntı göçü belirgin ve kırsaldaki gençler arasında akut bir durum hâline gelmiştir. Şunu söyleyebilirim ki tarım ve kırsal kalkınma, kırsal alanlardan kentsel alanlara göç konusunun merkezinde yer alır. Tarım sektörünün küresel gıda üretimini artırmak için gençleri artık her boyutuyla sistemlere dâhil etmesi gerekir. Gençlerin tarımdan, kırsaldan beklentileri bir bütün olarak görülmelidir. Bunu yaparken, tarımsal ve kırsal dönüşüm kırsal alanlardan göçü-tarımdan nüfus kopmasını dengeleyebilir ve böylece istikrarlı kalkınmaya katkıda bulunabilir. Burada doğru tahlillerde bulunmak önemlidir. Gençler isteyerek mi, istemeden mi göç ediyor, tarımdan ve kırsal yaşamdan kopuyor? Yani tarımdaki gençlerin kırsaldan istenmeyen sıkıntılı göçünü, ayrılışını bütüncül görmeliyiz. Bunun için de
-
Tarımdaki, kırsaldaki gençlerin göç etme eğilimini belirleyen ana faktörlerin derinlemesine analizi,
-
Gençlerin geleceği belirsiz sıkıntılı göçünün kırsal kalkınma açısından olası etkilerinin değerlendirilmesi,
-
Gençlerin tarımdan kopuşunu ve göçünü azaltmak için beklenilen faydaları en üst düzeye çıkarmak amacıyla kalıcı ve gençlere yönelik umut verici politikaların ve programların uygulanması, konularının detaylı olarak ele alınması ve çözümler için gençlerin ikna edilmesi gerekiyor. Bunlardan elde edilecek bilgiler ve veriler, gençler için yeni bir kırsal yaşam ve tarımsal üretim penceresini açabilir. Bu pencereyi ne kadar geniş ve uzun süreli açabilirsek gençler için sosyal ve ekonomik iklim de o kadar nefes alıcı olacak ve bu nefes gıda güvencesine de oksijen olacaktır.
Burada tarımdaki, kırsaldaki gençler için de bir iki şey söylemek istiyorum. Öncelikle tarım ve kırsal yaşam, gelecekte sürdürülebilirliğin sağlanması ve gıda güvenliğinin korunması açısından büyük önem taşıyor. Gençlerin bu alanda aktif rol alması, hem kırsalın kalkınması hem de sürdürülebilir tarımsal üretim ve yenilikçi tarım teknolojilerinin verimli kullanılması açısından önemli. Gençler bu bilinçle daha fazla tarıma, kırsala sarılmalılar. Ve gençler bundan hareketle sürekli bir eğitim ve öğrenme merakının içinde olmalılar. Modern ve verimli tarım teknolojilerini uygulama arayışı içinde olmalılar, karar verme süreçlerine daha fazla katılım sağlamalılar. Çevre ve sürdürülebilirlik konularına, akıllı tarım teknolojilerine, dijital tarım uygulamalarına, kooperatifleşmeye, kırsalda tarım-tarım dışı girişimcilik alanlarına, kırsal yaşamı desteklemeye, topluluk destekli tarım uygulamalarına meraklı olmalı ve yönelim içinde olmalılar. Çünkü bu alanlarda gelişim göstermek, sadece bireysel başarı değil aynı zamanda kırsal alanların, tarımın ve genel olarak yaşamın ortak sürdürülebilirliğine katkı sağlamak anlamına gelecektir.