TEMMUZ-AĞUSTOS 2018 / AYIN KONUSU

Fındık doğrudan ve dolaylı olarak 8 milyon kişiyi ilgilendiriyor


Canan YALÇIN SEVER    

24.07.2018 

Fındık doğrudan ve dolaylı olarak 8 milyon kişiyi ilgilendiriyor
Ülkemiz için en önemli ve eski sektörlerden biri olan fındık ve mamulleri sektörü; üretici ve ihracatçı birlikleri, kooperatifler ve konsey gibi yapılanmalardan oluşuyor. Bütün bu kuruluşlar fındık üretiminin, kalitesinin ve ihracatının artırılması için çalışmalar yürütüyor. Çalışmalar hakkında bilgi almak ve fındık ve mamulleri sektörünü daha yakından tanıyabilmek adına Fiskobirlik Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Bayraktar, Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (KFMİB) Başkanı İlyas Edip Sevinç ve Ulusal Fındık Konseyi Başkanı Sebahattin Arslantürk’le röportajlar gerçekleştirdik.

Fiskobirlik, fındık sektörünün en önemli aktörlerinden. Kurumunuzun yapısından ve misyonundan söz edebilir misiniz? Üyeleriniz toplam fındık üreticisinin ne kadarına denk geliyor?


Ülkemiz ekonomisinde önemli bir yeri olan fındık, yoğun olarak Karadeniz Bölgesi'nde yetiştirilmekle birlikte Türkiye’nin 53 ilinde fındığın üretimi yapılıyor. Bakanlar Kurulunca resmi olarak ilan edilen 16 il, 132 ilçede 706 bin hektarlık alanda fındık tarımı yapılırken Karadeniz Bölgesi'nde 500 bin fındık üreticisi ortalama yılda 650-700 bin ton fındık üretiyor. Bölgenin en önemli geçim kaynağı olan bu ürün, doğrudan ve dolaylı olarak 8 milyon kişiyi ilgilendiriyor.
Fiskobirlik, 28 Temmuz 1938 yılında 5 kooperatifin bir araya gelmesiyle kuruldu. Bugün itibariyle 50 kooperatifi, 4 şirketi, 11 fındık kırma tesisi, 2 fındık işleme tesisi (biri entegre üretim, diğeri de kavurma ve paketleme), 11 fındık mamulleri fabrika satış mağazası, yurt içinde 65 bayi ve temsilcilik, yurt dışında 5 bayi ve temsilcilik, 55 gıda marketi, 2 laboratuvarı (biri modern donanımlı gıda laboratuvarı, diğeri de toprak/ su/yaprak analiz laboratuvarı) bulunuyor.
Bu işletme ve tesislerimizde, doğrudan 800 kişi, dolaylı olarak da bin 200 kişi çalışıyor. Fiskobirlik üreticilerin kurduğu bir kuruluş olması nedeniyle öncelikli misyonumuz, fındık üreticisinin hak ettiği emeğinin karşılığını almasını sağlamak ve bunu yaparken de tüketicisine sağlıklı ve güvenli gıdayı en uygun imkanlarla ulaştırmak.


Fiskobirlik’e bağlı kooperatiflere kayıtlı üyemiz yaklaşık 160 bin. Ancak, ortak olmayan fındık üreticilerimize de hizmet veriyoruz. Tabi ki bu hizmeti verirken, ortak üreticilerimize pozitif ayrıcalıklarımız ana sözleşme ilkemiz doğrultusunda yapılıyor.


BADEMDEN SONRA EN YAYGIN YETİŞTİRİCİLİĞİ YAPILAN SERT KABUKLU MEYVE
Dünya lideri olduğumuz fındık ülkemiz için stratejik bir değere sahip. Fındığın bu öneminden söz edebilir misiniz?


Dünya genelini değerlendirdiğimizde fındık; bademden sonra en yaygın yetiştiriciliği yapılan sert kabuklu meyve. Dünya fındık üretimi, 1960’lı yıllarda yaklaşık 250 bin ton civarında iken, son yıllarda 1 milyon tonu geçti. Türkiye’den sonra en çok fındık üreten ülkeler,İtalya, Gürcistan, Azerbaycan, ABD, İspanya ve Fransa. Türkiye dışındaki üretimin yıllık ortalama 250-300 bin ton olduğu biliniyor.


Karadeniz’de fındığa “Yeşil altın” denilir. Nedeni ise bölgenin en önemli geçim kaynağı olması yanında, doğrudan ve dolaylı olarak 8 milyon kişiyi ilgilendirmesidir. İhracat verilerine göre tarımsal ürün ihracatının yaklaşık yüzde 15-20’sini fındık ve fındık mamulleri oluşturuyor. Yıldan yıla değişmekle birlikte yaklaşık 2,3 milyar dolarlık ihracat, 300-350 milyon dolarlıkta iç piyasa ekonomisine katkı sağlayan milli bir ürünümüz.


Sadece Karadenizli üreticilerimiz için değil, sanayi ve ekonomi içinde de ayrı bir yere sahip. Bu anlamda, bölge ekonomisinde ayrı bir konuma sahip olduğundan, yılın her ayında alım-satım ve takas edilebilme özelliği de taşıyor. Örnek vermek gerekirse, fındık ürünü karşılığında beyaz eşya, araç, gayrimenkul alımı vs. işlemi çok rahatlıkla çapraz kur gibi işlemler yapılabiliyor.

Fotoğraf Galerisi

KALİTE, LEZZET, AROMA BAKIMINDAN TÜRK FINDIĞI RAKİPSİZ
Türk fındığını kalite açısından diğer fındıklardan ayıran özellikler nelerdir? Fındıkta kalite ve üretimi artırmak adına neler yapılmalı? Birlik olarak sizin bu yöndeki çalışmalarınız var mı?


Ülkemizde 18 standart fındık çeşidi bulunuyor. Fındık çeşitlerini meyve şekli ve özelliklerine göre yuvarlak, sivri ve uzun (badem) fındıklar olmak üzere 3 grupta değerlendirmek gerekir. Yuvarlak grupta yer alan fındık çeşitleri; Tombul, Palaz, Çakıldak, Foşa, Kalınkara, Kargalak, Uzunmusa, Mincane, Cavcava, Kan, Kara, Okay 28, Giresun melezi ve Allahverdi’dir. Sivri grupta ise; Sivri ve İncekara’dır. Uzun grupta da; Yuvarlak Badem ve Yassı Badem fındık’ tır. Tescilli çeşitlerimiz haricinde, Acı ve Kuş fındığı çeşidi ile Bolu fındığı olarak bilinen Corylus colurna L. türü de bulunuyor. Diğer ülkelerdeki fındık çeşitlerinin kalite, lezzet, aroma ve mineral/vitamin değerleri incelendiğinde, ülkemizde yetişen fındıkla kıyas dahi edilemez. Zaten fındığın tarihi incelendiğinde, bu meyve Giresun ve Karadeniz’den dünyaya yayılmıştır.


GİRESUN TOMBUL FINDIĞI, COĞRAFİ İŞARET TESCİLİ ALMIŞ BİR ÜRÜN


Türk fındığı dünya fındık pazarında Turkish hazelnut olarak ayrı bir yere sahip. Dış alıcıların yoğun talebinin nedeni de Türk fındığının lezzet ve kalitesinden ileri geliyor. Türk fındığının içinde yer alan (halk arasında Giresun yağlısı) Giresun Tombul fındığı, coğrafi işaret tescili almış bir üründür. İklim ve toprak yapısı, bu bölgeye has olduğundan bu türün diğer bölgelerde yetiştirme çalışmaları sonuç vermemiştir. Zar atma ve kavurma verimliliği oldukça yüksek olduğundan, sanayici açısından da ayrı bir değeri var. Fındıkta kalite ve verimi artırabilmemiz için, öncelikle kısa, orta ve uzun vadeli stratejileri hayata geçirmeliyiz. Orta ve Doğu Karadeniz’deki yaşlı ve verimden düşmüş fındık bahçelerinin yenilenmesi, kısmen iyi durumdakilerin iyi tarım uygulamaları kapsamına alınması, çiftçilerin bilinçli tarıma teşvik edilerek tarım danışmanlığı uygulamasının kalıcı kılınması, tarım arazilerinin gerçek çiftçilerin eline geçmesini sağlayacak hukuki ve sosyal yapının düzeltilmesi, kooperatifçilik ve örgütlenmenin teşvik edilmesi, tarımsal desteklemelerin kooperatifler aracılığıyla yapılması, çiftçilerin yıl içinde ihtiyaç duyduğu finansal kaynaklara erişiminin sağlanması, arz kontrolünü sağlayacak müdahale kurumunun var olması, lisanslı depoculuk vb. yatırımların süratle hayata geçirilmesi gibi birçok sorunun müştereken çözümlenmesi gerekiyor. Bunun için gerek kamu otoritesi ve Fiskobirlik’in, gerekse sektör ve üretici temsilcileri, STK ve Üniversitelerin görüşü alınarak “Milli Fındık Stratejisi”nin oluşturulması gerekiyor.


 Fındık mamullerinde ne durumdayız? Bu ürünlerde ihracatımız var mı?

Türkiye ihracatçılar meclisi verilerinden bahsetmek isterim. Aşağıdaki veriler bizim ülke olarak katma değerli ürünlere ve markalaşma yolunda uzun vadeli ve sürdürülebilir stratejilere gecikmeden geçmemiz gerektiğini gösteriyor.


Artan dünya nüfusu paralelinde fındık ve fındık mamullerine olan ilgi ve pazarın büyümesine rağmen, ülke olarak hala fındıktan yeteri kadar gelir elde edemiyoruz. Bunun için, en başta tarımsal örgütlenme ve kooperatifçiliğin güçlü hale getirilmesi ve katma değerli ürünlerin üretilmesindeki sanayi yatırımları ve markalaşma stratejilerinin yapılması gerekiyor. Katma değerli ürünler hem ciro bakımından, hem de karlılık bakımından sanayici ve ülke ihracatına büyük ivme yaratacaktır.


Ülke olarak, 2017 takvim bazında ihracat verilerine bakıldığında, toplam ihraç edilenin yüzde 77’sini çikolata ve şekerli mamullerde markalaşmış ülkelerin (Almanya, İtalya, Fransa, İsviçre, Avusturya, Belçika, Hollanda vs.) ithal ettiğini görüyoruz. Bu ülkelerde yerli fındık üretimi yok denecek kadar az ve fındıkta ithalatçı ülkeler olmasına rağmen, ileri üründe markalaşmış ve sanayisini oldukça eliştirmiş ülkelerdir.


Türkiye’nin çikolatalı mamuller ihracatı 2012 yılında 478 milyon dolar iken, 2017 verilerine göre 650 milyon doları aştığı görülüyor. Son yıllarda, çikolata ve çikolatalı ve şekerli ürünlerde çeşitliliğin ve markalaşmanın artması umut verici. 2025 yılında, bu pazarın 1 milyar doları aşacağı tahmin ediliyor. Peki dünya pazar payından Türkiye ne kadar pay alabiliyor esas bunu değerlendirmek lazım. Çikolata endüstrisi analistleri küresel çikolata pazarının 2016 yılında yıllık 98,3 milyar dolar hacme ulaştığını, ortalama yıllık yüzde 5 büyümeyle 2025 yılında 150 milyar dolar ciroya ulaşılacağını öngörüyor. Fındık ihracımızdan elde edilen ortalama gelirimiz 2,3 milyar dolar. Dünya ticaretinde ileri mamule dönüştüğünde, 15 milyar doları aşıyor. Gelecekte ülkelerin liderlik değerlendirmesinde yeni ve trend kriterler arasına, tarım ürünleri ve tarıma dayalı gıda sanayisindeki markalaşma girecektir.

Haber Görseli

Fındıkta üreticilerin ve sanayicilerin sorunları, talepleri nelerdir?


Fındıkta fiyat beklentisi ve tartışması yıllardır süregelmektedir. Bundan dolayı da üretici, sanayici ve ihracatçı grupları kendi açısından değerlendirerek fiyatın oluşumu ve tutarını yorumlar. Fiskobirlik, bu üç grubun da içerisinde olduğu için, fiyat tespiti tartışmasında her platformda şunu dile getirir. Bunlardan ilki, sürdürülebilir ve istikrarlı fındık fiyatı politikası ikincisi, yüksek ve düşük rekolte yıllarını dikkate alarak arz güvenliği ve piyasa denetimi ile istikrarı açısından stok kontrolünün yapılması ve piyasada oluşabilecek spekülatif hareketlerin önüne geçilmesi üçüncusü de yüksek verim için çalışmalar yapılması, zirai girdi vb. maliyetlerin düşürülmesi, yaşlı ve verimden düşmüş fındık bahçelerinin ıslah/yenileme çalışmalarının yapılması ve bu çalışmaların sonucu olarak da piyasadaki tekelleşmenin önlenmesi gerekiyor. Yani sürdürülebilir ve istikrarlı fiyat politikasının hem kanuni hem de piyasa işleyişi açısından kalıcı kılınması gerekiyor. Yıldan yıla istikrarsız ve kontrolsüz olarak değişen fındık fiyatları, aslında sektörün tüm paydaşları için bir dezavantaj.

Bu sezon fındık üretiminde beklentileriniz nelerdir? Fiyatlar üreticiyi memnun edecek bir seviyede oluşacak mı?


2018 yılı rekolte beklentilerini değerlendirmek gerekirse, geçen yılki üretim seviyesinden az olacağı tahmin ediliyor. Tabi ki iklim ve tarımsal koşulların da ne olacağını şimdiden kestirmek mümkün değil. Üreticinin fiyat beklentisi, maliyet fiyatlarının üzerine yüzde 15-20’lik refah payını alıp alamayacağı kaygısından ibaret. Bunun oluşmasını engelleyen faktörlerin başında, arz talep dengesinde net olarak müdahale kurumunun güvencesini hissedememesi, (fiyat düşerse kim alır ürünümüzü kaygısı), yıl içinde ihtiyaç duyduğu finansal kaynak karşılığında hasattan önce alvercilere fındık satması, hasat ve harmanlamada ihtiyaç duyulan finansman, emanetçilik sisteminin getirdiği sorunlar, köylerde ikamet edememeden dolayı veya stoklayacak güvenli yerinin olmamasından kaynaklı pazara sunma, piyasa aktörlerinin spekülatif haberleri gibi birçok sebep fındık fiyatlarının oluşumunda önemli rol oynuyor.


Piyasada ambalajlı fındık fiyatlarının yüksek olmasının nedenleri nelerdir?


Esasında perakende fındık fiyatıyla, üreticiden çıkış fiyatı karşılaştırıldığında ortaya çıkan farkın doğru değerlendirilmemesinden kaynaklanıyor. Şöyle ki, bugün itibariyle serbest piyasada üreticiden alınan fındığın kilo fiyatı 10 TL, kabuğundan ayrıldığında yüzde 50 iç kalmaktadır. İmalat esnasında da yüzde 20'lik bir kayıp oluşuyor. Dolayısıyla, 2-2,5 kat gibi iç fındıkta doğal maliyet farkı oluşuyor. Esas fiyat farkı imalattan sonra ambalajlama, lojistik, pazarlama ve market karıyla artıyor. Yani bir başka değişle, aracıların karı fiyatları yükseltiyor.


Fiskobirlik olarak, fındık üreticisine tarımsal anlamda ne gibi hizmetler sunmaktasınız?


Fiskobirlik bünyesinde 90 ziraat mühendisi, teknikerle 8 bin üreticisine direkt olarak tarımsal danışmanlık, 3 bin üreticisine de iyi tarım uygulamaları hizmeti veriyoruz. Yaklaşık 2 yıl önce 300 bin liralık yatırımla toprak/yaprak/su analiz laboratuvarını faaliyete geçirdik.
Fiskobirlik laboratuvar hizmetlerimizde, bilinçli gübreleme ve yer altı kaynak sularının kirlenmesini önleyici çalışmalar yürütüyor. Yine bünyemizdeki ziraat mühendisi ve teknik elemanlarla kayıtlı 160 bin çiftçiye teknik danışmanlık, uygulamalı örnek fındık bahçeleri, fidan yetiştiriciliği gibi pek çok konuda eğitim veriyoruz.


Fiskobirlik olarak, fındık depolama imkanı olmayan üreticilerimize, ücretsiz depolama yaparak emanete teslim ettiği ürünü dilediği dönemde nakde çevirme avantajı sunduğumuz gibi, serbest piyasada oluşan fiyatlara kilo başında fark fiyatı uygulayarak piyasadan avantajlı seçenekleri sunuyoruz.


Üreticilerimizin yıl içinde ihtiyaç duyduğu zirai girdileri (gübre, ilaç, alet, makine, branda, çuval vs.) temin ederek, kooperatif merkezlerinde satıyoruz. Satışa arz edilen bu zirai girdiler, uygun vade ve koşullarda hasattan sonra da ödenebiliyor.