KASIM-ARALIK 2020 / KAPAK KONUSU

Son gelişmeler ile Covid-19 salgını etkisinde tarım ve tarımsal yayım


  

23.11.2020 


Stratejik sektör olan tarım; sanayide kullanılan ham maddelerin yüzde 85’ini karşılarken, halkın beslenmesine, ülke ekonomisine, istihdama vazgeçilmez katkılar yapmaktadır.

Özellikle Covid-19 pandemisi sonucu uluslararası tarım ürünleri ticaretinin sekteye uğramasıyla ülkelerin gıda gereksinimlerini karşılamada yaşadıkları sorunlar tarımın stratejik önemini daha da ön plana çıkarmıştır. Bazı ülkelerin pamuk üretimi ve tekstil sanayilerindeki yetersizlikler nedeniyle salgından bireysel korunma için kullanılan basit cerrahi maskeler bile temin edilememiş, temin amacıyla bazı gelişmiş ülkeler birbirlerinin kargolarına bile el koymuşlardır.

Tarımın stratejik önemi ve kalkınmadaki etkisi uzun yıllardır tarımsal yayımın önemini artırmıştır. Kırsal kesimde yaşayanların yaşam düzeylerini yükseltmek için yürütülen yetişkin eğitimi çalışmaları şeklinde tanımlanan yayımın yeniliklerin aktarılması ve benimsetilmesi akla gelen ilk işlevlerindendir. Yayım, tarımda verimlilik, üretim artışı, kalite iyileştirme, çevre koruma gibi genel hedefleri barındırmaktadır. 
 
SALGIN DÖNEMİ VE YAYIM 
Farklı boyutları yukarıda kısaca özetlenen yayım: üreticiler, araştırma kuruluşları, kooperatifler, girdi firmaları, ürün işleyen, ticareti ile uğraşan, politika ve destek kuruluşları gibi çok farklı aktörlerle iletişim, iş birliği ve etkileşimi gerektirmektedir. Bu amaçlarla da farklı iletişim kanalları kullanmak durumundadır. Salgın döneminde her sektörde olduğu gibi tarımsal yayımda da sokağa çıkma, toplantı ve eğitim etkinliklerinde kısıtlamalar yaşanmıştır. Kısıtlamaların etkisi dijital platform ve iletişim kanallarıyla aşılabilmektedir. Dijital veya sanal ortamlar konvansiyel olanların formatlarının değişikliğe uğramış şeklidir. Söz gelimi, önceleri kâğıda baskı yaparak üreticilere bilgi aktarılan broşür, bülten, poster, kitap gibi eğitim materyalleri dijital ortamda oldukça düşük finansal ve çevresel maliyetle hazırlanmakta ve saklanabilmektedir. Toplantılar mekan ve katılımcı sayısı sınırlaması olmadan ve interaktif olarak gerçekleştirilebilmekte, kayıt/arşivleme kolaylığı da asenkron olarak ulaşım fırsatı da bulunmaktadır. 
 
Bu ortamlar, yayım çalışmalarının zaman, mekan, sayı sınırlamaları olmaksızın ve daha katılımcı yürütülürken, salgındaki sosyal mesafe ve hastalanma endişelerini gidermekte, ucuz, katılımlı ve arşivleme kolaylığı nedeniyle de tekrar tekrar izlenme olanağı sunmaktadır. Bu süreçteki en önemli sorun, yayımcı ve üretici olanaklarının ve becerilerinin varlık düzeyidir. Bir diğer risk ise paylaşılan bilgilerin güvenilirliğidir. 
 
Son yıllarda internet ve sosyal medya gibi araçların çiftçiler tarafından kullanımı artma eğilimindedir. Söz gelimi 2019 yılında İzmir’de yürütülen bir araştırmaya göre 50 yaşın altındaki çiftçilerde akıllı telefona sahip olanların oranı yüzde 97, evlerinde internet bağlantısı olanların oranı ise yüzde 75’tir. Bu oranların salgın dönemlerin ülke genelinde artacağı düşünülmektedir. 

Haber Görseli

AKILLI TARIM
Günümüzde her sektörde olduğu gibi tarımda da akıllı uygulama örnekleri görülmektedir. Özellikle veri toplama ve işleme becerilerinin artması, etkinliklerde algoritmaların daha hassas tanımlanıp, yazılımların hazırlanmasına fırsat vermiştir. Özellikle kırsal nüfusun yaşlanması, gençlerin kırsaldan göç etme isteğinin artması, üretim sırasında yaşanan zehirlenme ve kazalar tarımsal etkinliklerde akıllı uygulamaların yaygınlaşmasını artıracağı açıktır. Söz gelimi hastalık ve zararlılarla mücadele kararlarının verilmesinde uzun süredir kullanılan erken uyarı sistemlerindeki başarılı örnekler akıllı uygulamaların benimsenmesinde kırsal kesim için rehber olabilir.
 
Genel olarak bu teknolojilerin yaygınlaşabilmesi için tarım işletmelerinin belli bir ekonomik büyüklüğe erişmesi ve bazı sosyoekonomik kıtlıklarla karşılaşılması gerekmektedir. İşçi bulamamak, tarım takvimine göre işlerin zamanında yapılamaması gibi riskler, akıllı uygulamaların benimsenmesini artıracaktır. Teknolojideki gelişmelerle akıllı ekipmanların maliyetlerinin zamanla düşeceği beklenmektedir. 
 
Kırsal kesimdeki sosyoekonomik gelişmeler ve geliştirilen teknolojiler, akıllı uygulamaların benimsenmesini olumlu etkileyecektir. Çalışmalara göre kırsal kesimde yeniliklerin benimsenmesi teknik ve ekonomik faktörler kadar sosyopsikolojik unsurlara da bağlı bulunmuştur. Süreçte, üreticinin gözünde yeniliğin yarattığı değer belirleyici olmaktadır.

Haber Görseli

ÜRETİCİLERİN TEKNOLOJİ KULLANIM DÜZEYLERİ
Yayım çalışmalarının genel hedefi, yeniliklerin kırsal kesimde yayılması ve kalkınmayı sağlamaktır. Bu amaçla araştırma kuruluşları, özel sektör, çiftçiler, yurt dışı gibi çeşitli kaynaklardan ortaya çıkan yenilikleri kırsal kesime aktarılması yayımda birincil hedeflerdendir. Süreçte, kırsal koşullar, beklentiler, sorunlar, politika ve yönetmelikler belirleyicidir.
 
Çiftçiler onlarca bilinmeyene karşın, üretimlerini sürdürebilmektedir. Tercihler aynı zamanda kayıpları da içerir. Bu nedenle çiftçilerin ne için neden vazgeçtiklerini hesaplayabilen işletmeciler olduğu unutulmamalıdır. Yeniliklerin benimsenme düzeyi yayım çalışmalarında performans ölçümündeki önemli göstergelerdendir. Manisa ilinde 1998 yılında, yürütülen bir çalışmada üzüm üreticilerinin teknoloji benimseme düzeyi düşük bulunmuştur. Ege Bölgesi genelinde 2015’te yürütülen bir başka araştırmada da çiftçilerin yenilikleri benimseme eğilimi düşük bulunmuştur. Çiftçilerin yüzde 48’i son beş yılda herhangi bir yeniliği benimsememişlerdir. Benimseyenler ise 2,8 adet yani yılda 0,7 adet yenilik benimsemişlerdir. Bu yenilik benimseme eğilimi rekabet becerisi ve değişim süreci açısından oldukça düşüktür. Benimseme üretim dallarına, yerel koşullara, piyasa koşullarına göre değişebilmektedir. Sözgelimi üreticilerin yüzde 97’si ürünü satamama, düşük fiyattan satma ve/veya parasını alamama gibi gerekçelerle pazarlama sorunu yaşamaktadır. Bu sorunlar ekonomik memnuniyetsizliklere yol açmaktadır. Ege Bölgesi'nde çiftçilerin yaş ortalaması 53’tür. Bu nedenle yeniliklerin benimsenmesinde teknik, ekonomik ve en az onlar kadar etkili sosyopsikolojik faktörler de etkilidir. 
 
KIRSAL GENÇLER
2000’li yıllardan sonra doğanları tanımlayan Z kuşağı teknoloji kullanım düzeyi yüksek, daha hızlı karar verebilen jenerasyonu tanımlamaktadır. Ancak, bu grup, kolaycı bir yaşamı tercih etmekte ve sabırsız davranmaktadırlar. Grubun bilişim teknolojilerini kullanma ve analiz etme becerileri yüksektir. Ancak, birçok kuşakta olduğu gibi kırsalda yaşama arzuları düşük, kentte yaşama hevesi yüksektir. Hatta genç kadınlar evlendiklerinde kentte yaşamayı arzulamaktadırlar. Diğer yandan Türkiye önümüzdeki 10 yıl içinde nüfusu yaşlı nüfus grubuna girme trendindedir. Nüfusun yaşlanması, gençlerin kırsaldan göç etme isteği uluslararası rekabet ve sürdürülebilir yaşam felsefesi sonucu doğal kaynakların korunmasının ve etkin kullanımının zorunluluğu Z kuşağı için fırsata dönüşebilir. 
 
Z kuşağının bilişim ve iletişim teknolojilerini kullanma becerisinin yüksekliği, akıllı teknolojilerin kullanım oranını arttıracaktır.

Haber Görseli

UZAKTAN EĞİTİM
Salgın dönemiyle birlikte, örgün eğitim, yayım eğitimi gibi konularda yaşanan sıkıntılar çevrim içi modellerle aşılmaya çalışılmıştır. Eğitimciler, öğrenciler ve diğer aktörlerin daha önce olmayan ve sınırlı olan deneyimleri ile bu sürecin yönetilmesine çalışmışlardır.
 
Klasik olarak: kaynak, alıcı, mesaj ve mesajın iletileceği kanal şeklinde iletişimin dört ana unsuru vardır. Bu açıdan değerlendirilecek olursa, kaynak ve alıcıların uzaktan eğitim konusundaki deneyimleri oldukça sınırlıdır. Sınırlı deneyim yanında altyapı ve bağlantı problemleri de yaşanmaktadır. Özellikle donanım ve yazılımla ilgili sorunlar ve güvenlik, telif hakları, erişilebilirlik gibi endişeler yaşanmıştır. Salgın döneminde edinilen deneyimlerin sorunların zaman içinde aşılmasına katkı yapacağı düşülmektedir. 
 
GELECEKTE TARIM VE ÜRETİCİLERİ NELER BEKLİYOR?
Ülkelerin siyasi bağımsızlıkları halkı besleme, sanayinin gereksinimini sağlayabilme becerisine de bağlıdır. Bu amaçla son birkaç on yılda ülkeler ve şirketler az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden tarım arazileri, deniz kıyıları kiralayarak, kendi gereksinimlerini karşılamakta ve fazla üretimlerini de ihraç etmektedirler. AB ülkelerinden Hollanda’nın gelişmekte olan ülkelerden ve Danimarka’dan arazi kiraladığı ayrıca, reeksport yaptığı bilinmektedir. 
 
Bilindiği gibi 3-4 cm’lik toprak üst tabakasının oluşumu 500 yıldan uzun sürmekte olup ancak bu üretim faktörü sanayileşme, kentleşme, ikincil konutlar, hobi bahçeleri, erozyon, kirlilik, aşırı ve yanlış kullanımlar gibi nedenlerle kaybedilmektedir. Geçmişteki birçok medeniyet topraklarını ve verimliliklerini kaybettikleri için tarihten silinmişlerdir. 
Diğer yandan, gelir düşüklüğü, tarımdaki risk ve belirsizlikler, kırsal kesimdeki sağlık, eğitim başta olmak üzere üretimin değerlendirilmesine yönelik altyapı olanaklarının da yetersizliği, istihdam olanaklarının sınırlılığı ile sosyokültürel nedenlerle de tarımdaki insan kaynağı kaybedilmektedir. 
 
Günümüzde sosyoekonomik ve sosyo-psikolojik faktörler ön plana çıkmış kırsalda daha fazla gelir elde etme potansiyeli olanlarda bile kente göç eğilimi artmıştır. Kırsalda gelir düşüklüğü, çocukların eğitim olanaklarının sınırlılığı, sosyal çatışmalar, gençlerin kentte yaşama isteği ve genç kadınların evlenmek için köyden göçü koşul olarak öne sürmeleri süreci hızlandırmaktadır. Bu gelişmelerin etkisi ile kırsal nüfus bir yandan azalırken bir yandan da yaşlanma eğilimindedir. Bazı bölgelerde köylerde bebek ağlaması bile duyulmamaktadır. Azalan ve yaşlanan nüfusla birlikte özellikle hayvansal üretim ve emek yoğun üretim dalları terk edilmektedir.
 
Gençlerin tarımsal üretime teşvik edilmeleri, akıllı tarım teknolojilerinin geliştirilmesi ve benimsenmesi, kıt kaynakların fırsat olarak görülmesi ve döngüsel ekonomiye geçiş, bilişim ve iletişim teknolojilerinin veri toplama ve işleme yanında akıllı teknolojilere kadar kullanımının yaygınlaştırılması önem taşımaktadır. Akıllı teknolojilerin kullanımı, azalan ve yaşlanan kırsal nüfusun tarımsal üretimdeki verimliliği ve sürdürülebilirliği için gerekli görülmektedir.

Covid-19 MuratBoyacı