KASIM-ARALIK 2018 / KAPAK KONUSU

Dünyanın en doğal çayını üretiyoruz


Hülya OMRAK    

30.10.2018 

Ülkemizde yeni çay bahçesi alanları giderek artmakta. “Çayda gelecek görüyorum ve boş olan arazilerimi çay yapacağım” diyen üreticilerin oranı yüzde 62’dir.
Dünyanın önemli çay üreticilerinden olan Türkiye bu özelliğiyle uluslararası alanda beşinci sırada yer alıyor. Her geçen yıl çay ekim alanları artarken, çay üreticisi sektörden oldukça umutlu. Çay sektörünün bugünkü ve geçmişteki durumunu, gelecekten beklentilerini, ülkemizin çay üretiminde dünyadaki yerini, organik çay üretim projesini ve sektöre dair merak edilenleri Çay Sanayicisi ve İş Adamları Derneği Genel Sekreteri Mustafa Yılmaz Kar ile konuştuk.

Türkiye çay üretiminde önemli ülkelerden. Dünyada çay üretim miktarlarına baktığımızda Türkiye’nin yerini nasıl değerlendirirsiniz?

En son istatistikler dünyada çay üreten ülkeler sıralamasında bir değişiklik olmadığını gösteriyor. Ancak üretim miktarlarında büyük artışlar var. Ülkeler çay üretimine olan ilgilerini artırdıkça üretim miktarlarını da artıyorlar. 2017 yılında dünyada 100 bin tonun üzerinde kuru çay üreten ülkeler şöyle sıralanıyor. Çin, Hindistan, Kenya, Sri Lanka, Türkiye, Vietnam ve Endonezya.

Yapılan tahminler dünyada çay sektörünün 2020 yılı sonuna kadar yaklaşık 30 milyar dolar büyüklüğüne ulaşabileceğini söylüyor. Bu 10 milyon ton kuru çay demektir.  Örneğin son on yılda Çin’de çay üretimi yüzde 140 arttı.

Ülkemizde de yeni çay bahçesi alanları giderek artmakta. ÇAYSİAD olarak üreticinin çay bahçesi edinme konusundaki isteğini ölçmek üzere yaptığımız anketten, yeni çay alanı edinme konusunda büyük bir potansiyelin olduğu sonucu çıktı.

Ankete göre çayda gelecek görüyorum ve boş olan arazilerimi çay yapacağım diyen üreticilerin oranı yüzde 62.  Ülkemizde tüketilen kuru çay miktarı yaklaşık 260-270 bin ton. Bu rakamlar üzerinden, arz talep dengesinde istikrarı koruduğumuz sürece sektörümüzde büyük bir sıkıntı yaşamayız.

TÜRK ÇAYI 1940’TAKİ KADAR DOĞAL VE KATKISIZ

Ticari olarak ülkemizde çay ne zamandan beri üretiliyor? O yıllardan günümüze çayımızın kalitesinde bir değişim oldu mu?

Türk çay sektörünün geçmişi 1924 yılına dayanır. Ancak ciddi manadaki ticari faaliyet 1940’lı yıllarda başladı.  O yıllarda 50 ton çay tohumu ithal edilmiş ve çay sektörü desteklenmiştir. O zaman Tekel idaresi vardı tüm faaliyetler Tekel üzerinden yürütülüyordu. Tekel günlük 60 ton kapasiteli ilk fabrikasını 1947 yılında Rize’de kurdu. 1980’den sonra özel sektör de işin içine girdi ve 1984 yılında kurulan ilk özel sektör fabrikasının ardından mantar gibi fabrikalar kurulmaya başladı. Yaklaşık 300’ün üzerinde fabrika faaliyete geçti. Ancak bunların 150’ye yakını kapandı.

Türk çay sektörü dünyadaki en gelişmiş teknolojileri kullanarak üretim yapıyor. CTC sistemi denilen üretim biçiminde soldurmayı saymazsak üç ana aşama mevcut. Çay filizlerinin doğranması, doğranan filizlerin fermente edilmesi ve mayalanan filizlerin fırınlanması. Türk çayına geçirdiği bu üç aşamanın hiçbirinde suni aroma ilave edilmiyor. Öz maddesi dışında katkı maddesi katılmıyor. Bu özellik onun sağlık yönünün güvenilir olduğunu teyit etmektedir. Yani “Dünyanın en doğal çayını üretiyoruz” iddiamız gerçekçidir.

Türk çayı 1940’lardaki kadar doğal ve katkısızdır. Sektörün müşteri bulma endişesi yoktur. Bu sebeple standart faaliyetine 1940’larda olduğu gibi, çayda doğallığa dikkat ederek sürdürmeye devam ediyor.

Haber Görseli

830 BİN DEKAR ALANDA ÇAY ÜRETİYORUZ

Çay üretim alanlarımız ne durumda? İç ve dış pazarı karşılayacak potansiyelimiz var mı?

Bugün Türkiye’de 830 bin dekar alanda çay üretimi yapmaktayız. Bu rakam 2007 yılında 760 bin dekardı. Yeni alanlar açıldı, kayıtlı olmayan alanlar kayıt altına alındı ve bugün 830 bin dekara ulaştık. Yüksek kesimlerde kullanılmayan arazilerde çay yapılıyor. Mesela Of - Bölümlü bölgesi en kaliteli çayın yetiştirildiği bölgemizdir. Bunun sebebi rakımın yüksek olmasıdır.

Çay sektörümüz üretim - tüketim dengesi açısından şanslı durumda. İç piyasamız bir miktar daha tüketimi artırma potansiyeline sahip. Bu sebeple dünya pazarlarında olduğu kadar ticari kaygı taşımamaktayız. Ticari kaygıların olmaması sektörümüzü, farklı ticari pazarlama tekniklerini kullanmaya ve sağlığımızı tehdit eden farklı suni lezzetler üretmeye sevk etmiyor.

ÇAY SEKTÖRÜNÜN EN BÜYÜK HEDEFİ İÇ PAZAR

Çayda ihracat ve ithalat rakamlarımız nedir?

Çay sektörümüz kurulduğundan beri gözünü iç piyasadan ayırmadığı, bütün heyecanını ve gücünü iç piyasada tükettiği için dünya piyasalarından uzak kalmıştır. En sağlıklı çayı üretmemize, dünya üretim sıralamasında beşinci sırada bulunmamıza rağmen ihracatta adımızı duyuramamamız bir bakıma ürettiğimizi tüketmemiz sebebiyledir diyebiliriz.

Dünyada çay satış fiyatları ortalaması 2,5 dolar. Gelecek 10 yıl içindeki beklenti de reelde fiyatların düşeceği ve muhtemelen 2,5 – 3 dolar civarında kalacağı yönünde.

Maliyetlerimiz yüksek. İyi bir organik hikâyeye sahip olamazsak bu fiyatlardan dünyaya dökme çay satmamız biraz zor görünüyor.

ÜRETİCİ ORGANİK ÇAYI DESTEKLİYOR

Geçtiğimiz yıllarda Türk çayının tamamen organik olması konusu gündeme gelmişti. Bununla ilgili bir aşama kaydedildi mi?

Tarım ve Orman Bakanlığı çay sektöründe önemli bir adım attı. Çayda organik üretime geçiyoruz denildi. 2018 yılında organik üretime geçileceği yönündeki bu adım üretici nezdinde de olumlu bir karşılık buldu. Herkes organik konusuna ve verim konusuna yoğunlaştı. Ancak daha sonra kararın üç yıl ertelendiği söylendi. ÇAYSİAD olarak yaptığımız 2018 anketinde üreticinin hala yüzde 67 oranıyla organik üretime geçilme kararını desteklediği görülüyor.

Ülkemizde bir milyon insan çay sektöründen ekmek yiyor.  Çay sektörümüz gümrük duvarları ile korunuyor olsa da Tarım ve Orman Bakanlığımız dünyadaki gelişmeleri görmüş ve harekete geçmiştir. Henüz bir sonuç alamasak da organik çay üretimine geçme konusunda ‘’bir başarı hikâyesi’’ yazacağımıza inanıyoruz.

Haber Görseli

SEKTÖRÜN ÖNCELİKLİ SORUNU İŞÇİ SORUNU

Çay üreticisi sektörün mevcut durumundan memnun mu? Üreticinin ne gibi talepleri var?

Çay üreticisi dört ana sorun üzerinde kafa yorar. Devletin yeterli fiyatı verip vermeyeceği, çayın nasıl toplanacağı, nasıl satılacağı ve parasının tahsil edilip edilemeyeceğidir. Sorunlardaki öncelik sıralamasını görmek için ÇAYSİAD olarak yaptığımız ankette tablonun birkaç yıl öncesine göre çok değiştiğini gördük.  Çayın fiyatı, önemini yüzde 32 oranıyla muhafaza ediyor olsa da çayın nasıl satılacağı yüzde 10 oranıyla ve parasının tahsil edilip edilemeyeceği yüzde 2 oranıyla sorun olmaktan çıkmış görünüyor.

Bugün yüzde 56 oranındaki çay üreticisi çayı nasıl ve kime toplatacağını düşünmektedir. Dolayısıyla öncelikli sorun işçi sorunudur.

Yurt dışından gelen yabancı işçiler her geçen yıl toplama maliyetlerinin daha da artmasına sebep oluyor. ÇAYSİAD olarak yerli istihdamı teşvik etmek için Tarım ve Orman Bakanlığı ile yaptığımız ‘’Yaş Çay Bizim İşimiz’’ projesini yoğun çalışmalar yapmamıza rağmen başarıya ulaştıramadık. Proje  yeniden revize edilip uygulanabilirlik vasfı kazandırılarak onay için Bakanlığımıza sunuldu. Bakanlığımızdan projemizi yeniden değerlendirmesini ve uygulamaya almasını bekliyoruz. Projenin amacı çay toplama işini ve ek işlerini meslek haline getirerek bu alanda yerli iş gücü nezdinde bir farkındalık yaratabilmek.

Haber Görseli

Birçok çay çeşidi var. Siyah çay, beyaz çay, yeşil çay gibi. Bunların üretiminde ne durumdayız? Çay çeşitlerinde herhangi bir ticaret söz konusu mu?

Ülkemizde çay denildiği zaman akla demleyerek içilen siyah çay gelir. Oysa dünyada çay denildiği zaman üretiminde ya ham madde ya da katkı maddesi olarak çay kullanılan üç bin kalem mal anlaşılır. Çay çok önemli bir sanayi ürünüdür. İlaç sanayiinden kozmetik sanayiine, gıda sanayiinden temizlik sanayiine kadar tam üç bin kalem malda çay vardır. Çay katkılı dondurmalar, çay katkılı sabunlar, güzellik malzemeleri ve ilaçlar dünya piyasalarında satılmaktadır.

Ülkemizde çaydan mamul ürünlerin çeşitlendirilmesi çalışmaları daha çok yeni. Yeşil çay, beyaz çay gibi yeni ürünler ÇAYKUR’un öncülüğünde üretildi. Ülkemizde 2017 yılında üretilen yeşil çay 130 tondu. 2017 yılında üretilen siyah çay ise 245 bin ton. Ürün çeşitlendirmesi konusunda atmamız gereken adımlar var.

Üretici yeterli teknolojik donanıma sahip mi? Bu anlamda dünyadaki rakipleriyle yarış eder halde olduğunu söylemek mümkün olur mu?

1950’li, 1960’lı yıllarda ülkemizde çay üreticisi çayını el ile topluyordu. Çay alanları azdı ve üstesinden geliyorlardı. Çay alanları genişleyince el marifetiyle toplamak mümkün olmaz hale geldi. Devreye makas girdi. Bugün çay üreticisi çayını çay makası ile topluyor. Günde el ile 25-30 kg çay toplayan bir kişi makas ile 250-300 kg çay toplayabiliyor.

Karadeniz’de arazi yapısı düzgün olmadığı için Japonya’da olduğu gibi son teknoloji ürünü çay toplama makinelerinden yararlanamıyoruz. Yeni yeni kullanılmaya başlanılan elektrikli toplama makineleri ise deneme aşamasında. Bazı ülkelerde kullanılan sırttan motorlu benzinli çay toplama makineleri ise gaz salımı olması sebebiyle ülkemizde pestisit değerini olumsuz etkileyeceği endişesiyle tercih edilmemekte.

ÇAYDA KALİTEYİ DOĞALLIK BELİRLER

Sri Lanka, Çin gibi ülkeler çay konusunda dünyada uzun yıllardır söz sahibi. Onlarda üretilen çayın kalitesiyle ülkemizde üretilen çayın kalitesi arasında bir farklılık var mı, yoksa tamamen bir pazarlama politikası mı?

Bugün dünyada 16 milyar dolar ciroya sahip bir çay sektörü oluşmuş durumda. Her uluslararası aktör bir hikâye uydurmuştur ve o hikâye üzerinden fiyatını belirleyip malını satmaya çalışıyor. Kullanılan üretim teknolojileri aşağı yukarı aynıdır.

Sağlık özelliği ön planda olduğuna göre en kaliteli çay en doğal ve en organik çaydır. Bu sebeple kullanılan suni aromalarla oluşturulan farklı damak tatlarına kaliteli demek yanlıştır.

Mesela Ceylon çayı yumuşak bir içime sahiptir. Bizim çayımız biraz daha serttir. Bu doğal olan bir durum. Çünkü Sri Lanka’nın iklimi ile Türkiye’nin iklimi aynı değil. Kalite ne kadar doğal ve ne kadar organik olduğu ile ilgili.

Çay sektörü çay üretimi siyah çay beyaz çay en doğal çay Türk çayı